Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bir ülkede, bir demokraside muhalefetin en az iktidar kadar çalışkan olması gerektiğini ifade ederek, "Dışarıdan bakan biri, 'Çok çalıştıklarına göre, herhalde bunlar geçen seçimi kaybetti, önümüzdeki seçime hazırlanıyorlar' diyecektir. Bizim siyaset anlayışımız her an milletin hizmetkarı olmaktır. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik" dedi.
Sultangazi Uğur Mumcu Mahallesi'ndeki Sultangazi Belediyesi Hizmet Binası'nın açılış töreninde konuşan Erdoğan, 30 Mart'ta ilçede plan ve projenin kazandığını söyledi.
Halkın hizmet belediyeciliğine oy verdiğini, yüzde 58,5 ile rekor kırdığını anlatan Erdoğan, Sultangazi halkına teşekkür etti.
Erdoğan, 30 Mart'ın, kendileri için hizmet, eser, plan ve proje siyasetinin, bir kez daha millet tarafından teyit edildiği tarih olduğunu belirterek, seçim öncesinde de çalışmalarını hiç durdurmadıklarını, yavaşlatmadıklarını, ara vermediklerini, seçim sonrasında daha da güçlenerek, büyük aşk ve şevkle hizmetlerine devam ettiklerini vurguladı.
Muhalefet partilerini eleştiren Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bakın dikkatlerinizi çekiyorum; gerek 30 Mart seçimleri öncesinde gerek sonrasında çalışmalarımıza, hizmetlerimize baktığınızda muhalefet partileriyle aramızda temel bir fark görürsünüz. Onlar ne yaptılar? Seçime bir kaç ay kala sahaya indiler. Peki biz ne yaptık? Biz bir önceki seçimin hemen akşamında tekrar bir sonraki seçimin hazırlıklarına başladık. Hem yatırımlar hem de halk bütünleşmek için... Seçime bir kaç ay kala göstermelik, makyaj, vitrin düzenlemesi anlamında yatırımlara onlar başladılar, 30 Mart akşamında sandıklar açıldıktan sonra da her zamanki gibi kenara çekildiler, 5 yıl sonraki seçimi beklemeye başladılar. Bizim için durmak yok, o kadar. Çünkü hizmetin tatili olmaz. Hizmet süreklilik arz eder. Biz de böyle bir tavrı, böyle onlar gibi rahatlığı asla göremezsiniz. Biz sandıklar kapandığı andan itibaren çalışmaya başlayan bir partiyiz. Bugün cumartesi, bak çalışıyoruz. Buradayız. Yarın pazar, yine çalışıyoruz. Her yerde. Bir kısım arkadaşlarım Ağrı'da, bir kısım arkadaşlarım Yalova'da, bir kısım arkadaşlarım Aydın'da... Türkiye'nin birçok yerinde şu anda hala çalışıyoruz. Biz sandıklar milletin önüne gelince çalışmaya başlayan değil, milletin görev verdiği süre içinde çalışan bir partiyiz. Farkımız burada."
"BİZ, BİZE YÜKLENEN EMANETİ VE BU EMANETİN HAKKINI VERMEYE MAHKUMUZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 5 yıllık hizmet süresince her anını millet için değerlendirmenin derdinde olan bir hareket olduklarına işaret ederek, "Şimdi dışarıdan biri gelse, farklı partilerin belediyelerine şöyle dışarıdan bir baksa, inanın zanneder ki, biz seçimleri kaybetmişiz, diğerleri kazanmış. Niye? Adamlar çalışmıyor, rahat, onlar yatıyor" diye konuştu.
Gece gündüz çalıştıklarını, diğerlerinin rehavet içinde olduğunu ve 5 yıl sonraki sandığı beklediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dışarıdan bakan biri, 'Çok çalıştıklarına göre, herhalde bunlar geçen seçimi kaybetti, önümüzdeki seçime hazırlanıyorlar' diyecektir. Ama bizim siyaset anlayışımız budur. Siyaset anlayışımız her an milletin hizmetkarı olmaktır. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim belediye başkanı veya milletvekili veya bakan aklınıza ne gelirse, siyaset anlayışımız, her gece başımızı yastığa koyduğumuzda, 'Bugün millet için ne yaptık, bu vatan için ne yaptık, hangi hizmeti gerçekleştirdik?' bu soruyu kendimize sorabilmektir. İşte Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de diğer bazı illerimizde on yıllardır, muhalefet partilerini sorgusuz sualsiz destekleyen ilçelerin halini görüyorsunuz. Çevredeki bütün ilçeler hızla ilerlerken, bu ilçeler maalesef oldukları yerde sayıyor, hatta geriye gidiyorlar. Doğu'da, Güney Doğu'da ideolojik bakış açısıyla oy verilen bu şekilde göreve gelen belediye başkanları, 'Nasıl olsa hizmet, eser, yatırım önemli değil' diyerek, ilçelerini, illerini çöpe, pisliğe mahkum ediyorlar. Biz bunu asla yapmayız, yapamayız. Biz, bize yüklenen emaneti ve bu emanetin hakkını vermeye mahkumuz. Bu makamlara hizmet, eser üretmek için geliyoruz. Bunun da hakkını vermek zorundayız."
"MUHALEFET, İKTİDARDAN ÇOK DAHA FAZLA ÜRETMEK ZORUNDADIR"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, herkesin bulunduğu konumun, makamın hakkını verirse, yaptığı işin mesuliyeti, idraki içinde olursa, hak ve hakkaniyet şuuruyla bu işleri yaparsa Türkiye'nin bugün olduğu yerden kat kat ileride ve yüksekte olacağını kaydetti.
Erdoğan, "Bir ülkede, bir demokraside muhalefet en az iktidar kadar çalışkan olmak zorundadır. Hatta muhalefet iktidardan çok daha fazla plan, proje üretmek zorundadır. Demokrasiyi bu tamamlar. Demokrasi böylece ileri standartlara ulaşır. İktidar gece gündüz çalışırken, muhalefet yatıyorsa muhalefet başka gayelerin peşine takılıp gidiyorsa orada sorun var demektir" diye konuştu.
"ŞİMDİ ŞAHSIMLA ALAKALI BİR FİLM HAZIRLIĞI İÇİNE GİRMİŞLER"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sokaktaki eylemciyi teşvik edeceksen eylemcinin, terör örgütlerinin sırtını sıvazlayacaksan sen orada niye varsın? Sen o makamı neden işgal ediyorsun? Çünkü o makamı dolduramıyorsun. Zaten yakında da gider. Fazla tutmazlar, göreceksiniz" dedi.
Sultangazi Belediyesi Hizmet Binası açılış töreninde konuşan Erdoğan, her meseleyi siyaset zemininde çözmenin, demokrasinin ve hukukun içinde halletmenin mücadelesi içindeyken birilerinin başka gayretlerin içinde olduğunu söyledi.
Muhalefetin siyaseti, TBMM'yi, demokrasiyi ve hukuku bir kenara bıraktığını, ya sokaktan ya da terör örgütlerinden medet umduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bir anamuhalefet partisi düşünün ki sokak eylemlerini, sokak çatışmalarını teşvik ediyor. Böyle bir şey olabilir mi? Dünyanın neresinde anamuhalefet partisinin vekilleri polisle çatışan eylemcilere para verir. Dünyanın neresinde ana muhalefet partisinin vekilleri, eli kanlı, dünyada terör örgütü olduğu kabul edilen örgütlere açıktan destek verebilir. Dünyanın neresinde anamuhalefet partisinin başındaki kişi gençlere sokağa çıkma, polisle çatışma talimatı verir. Eğer meselelerin sokakta çözülmesini savunuyorsa neden o koltukta? Meselelerin sokakta çözülmesini savunan bir parti, bir genel başkan, en başta kendi kendisini inkar eder. Böyle bir genel en başka siyaseti inkar eder. Sokaktaki eylemciyi teşvik edeceksen eylemcinin, terör örgütlerinin sırtını sıvazlayacaksan sen orada niye varsın? Sen o makamı neden işgal ediyorsun? Çünkü o makamı dolduramıyorsun. Zaten yakında da gider. Gider... Orada kalması mümkün değil. Çünkü bir muhalefet görevi yapmıyor. Fazla tutmazlar, göreceksiniz. O da gidicidir. Görevini yerine getiremiyor, siyaset üretemiyor. Dikkat edin partisinin daha lideri olamadı, hatta genel başkanı olamadı. Sadece oraya genel müdür oldu."
Muhalefetteki boşluğun sokak eylemleri, şiddet ve vandallıkla örtülmeye çalışıldığını belirten Erdoğan, "Bir milletvekili sokağın ortasına TOMA'ların önünde yatar mı? Bir milletvekili cam çerçeve indiren teröristlerle beraber olur mu? Bir milletvekili polisi yaralayan, polise ateş açan, molotof sallayanlarla beraber olur mu? Bir milletvekili avucunun içine 2 mermi almak suretiyle güya polisi kalkıp da karalama yoluna gider mi? Bunlarda her numara var. Bunlar eğer siyaset üretebilseydiler, zaten gidip Pensilvanya'nın dizinin dibine çökmezlerdi. Oraya umut bağladılar. 30 Mart öncesi plan neydi? Pensilvanya kandırdığı polislerle bazı yargı mensuplarıyla hükümeti yıpratacak, anamuhalefet, yavru muhalefet de bu sayede iktidara gelecekti" diye konuştu.
"PENSİLVANYA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERDİ, AMA NETİCE ALAMADILAR"
Başbakan Erdoğan, 17-25 Aralık'ın bunun için yapıldığını, 30 Mart'a bunun için hazırlanıldığını belirterek, ama hiç birinin tutmadığını söyledi.
"Pensilvanya'ya su taşıdılar. Pensilvanya her türlü desteği verdi, ama netice alamadılar" diyen Erdoğan, başbakanı yargılamak için hazırlıklarını yaptıklarını, Adnan Menderes için "sanık başvekil" ifadesi geçen iddianameler hazırlandığı gibi, 17 Aralık öncesi ellerine geçen zabıtlarda, fezlekelerde kendisi için de dönemin başbakanı ifadesi geçtiğini söyledi.
Ancak bunu başaramadıklarını, ellerine ve yüzlerine bulaştırdıklarını dile getiren Erdoğan, "Şimdi çıkmış Pensilvanya'nın Türkiye'deki paçavraları, yayın organları böyle bir şey yok demeye başladı. Belgeler elimizde. Her şeyi böyle yaptınız. Kimler hakkında, ne tür dinlemeler yaptığınız bugün gazetelerde var. Merhum Erbakan'dan tutunuz, yaşayanlara kadar. Hepsi ortada. Hem Pensilvanya hem anamuhalefet hem de diğer muhalefet gereken dersi aldılar" ifadelerini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazetelerin mensupları, köşe yazarları ve patronlarıyla ilgili de dinlemeler yapıldığını, raporlar hazırlandığını kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletle ve milletin oyuyla iş başına gelmiş bir iktidarla kavga etmenin bedelini ağır ödediler. Göreceksiniz, daha bunun hesabını verecekler. Şu anda gündemi değiştirmeye çalışıyorlar. İstedikleri kadar uğraşsınlar, gündemi değiştiremeyecekler. Kendi partileri, örgütleri içindeki sorgulamalardan asla kurtulamayacaklar. Bizler demokrasi, hukuk içinde bu darbe girişiminin hesabını sormaya devam edeceğiz. Sabırlı olacağız, yavaş yavaş, adım adım, kademe kademe bu ihanetin hesabını soracağız. Zaten milletimiz 30 Mart'ta bu ihanetin, bu darbe girişiminin hesabını sordu. Biz idari soruşturmaları sürdürüyor, adli soruşturmalara gereken desteği veriyoruz.
İnşallah okullar açılırken bu paralel yapının, çocukları kandıran okulları da boşalacak. Milletim çocuklarını o okullardan, dershanelerden çekecek ve bunların kaynakları da artık türeyemeyecek. Bunların okullarına çocuklarınızı filan göndermeyin. Onlara ödeyeceğiniz paralar sizin cebinizde kalsın. Gönderin devletin okullarına. Biz gittik imam hatip okullarında okuduk. Yavrularımızı da orada okuttuk. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunlar buraları kendileri için ciddi bir sömürü kaynağı olarak görüyorlar."
"FİLM İÇİN ARTİST BULAMIYORLARMIŞ"
Erdoğan, paralel yapının kendisiyle ilgili film hazırlığı içine girdiğini belirterek, "Şimdi şahsımla alakalı bir film hazırlığı içine girmişler. Yurt dışında plato yaptırıyorlar. Artist bulamıyorlarmış. Artist burada. Ne arayıp dolanıp sağa sola gidiyorsunuz. Aslı burada, benzeri de içinizde o zaman" dedi.
Her türlü adımı attıklarını ifade eden Erdoğan, "Dertleri Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde acaba AK Parti'nin çıkaracağı adayı nasıl zedeleriz? İnanıyorum ki Sultangazi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de patlayacak. İnşallah bunlar dün bir araya gelmişler. Anamuhalefetle yavru muhalefet. Beraber kafa kafaya vermişler. Bugün gazeteler diyor ki, ilkeleri konuşmuşlar. İsmi değil. Daha isim bulamamışlar. Neyin ilkesini konuşuyorsunuz. Çatı var mı ya? 30 Mart'ta çatı uçtu. Orada da beraber oldunuz, bir oldunuz, ikiniz bir araya gelseniz yüzde 45,5 edemezsiniz. 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta çıkmaz. Bunların durumu bu" diye konuştu.
"GAYRİ YOLLARDAN MEŞRUİYET BULUNMAZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, çok çalışacaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Esnafımız, sanayicimiz, yatırımcımız, memurumuz, işçimiz bunlara himmet adı altında ne paralar verdi. Bu paralar da nerelere gitti. Fitneye, fesada, yalana, takiyeye gitti. Ama artık milletim hesabını soruyor. Milletim hesabını soracak. Adeta himmet adı altında haraca bağladılar vatandaşımı. Milletim artık bunların tehditlerine pabuç bırakmıyor. Boyun eğmiyor, bunların aşağılık şantajlarına benim milletim artık eyvallah etmiyor. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde maskeleri düştü. Bunların nasıl bir şantaj ve tehdit çetesi olduğu, nasıl güvenilmez bir yapı olduğu dünyanın her yerinde ortaya çıktı. Bugün yüzünüze gülenler, sırtınızı döndüğünüz anda hançerlerler, hiç çekinmeden. Hiç tereddüt etmeden çok kolay yalan söylüyorlar. Bak anamuhalefetin başı. Dünyada yalanı bu kadar başarılı söyleyen bir ikinci kişi bulamazsınız. Bu Kılıçdaroğlu'ndan çok dava kazandım, epeyce para birikti. İnşallah uygun bir zamanda, ramazanda bunları değerlendiririz. Haram yollarla helale gidilmez ama bunlar giderler. Gayrimeşru yollardan meşruiyet bulunmaz. Ahlak dışı yollardan ahlaka, edebe asla ulaşılmaz. Bunlar da göreceksiniz yavaş yavaş gözünüzün önünde eriyip, rezil olup, kaybolup gidecekler."
"GEZİCİLER TAKSİM'E ÇAĞIRIYORLARMIŞ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim'de toplanma çağrısı yapıldığını hatırlatarak, "Ben buradan sesleniyorum tüm halkıma. Bakınız bu oyuna gelmeyin. Bu safiyane bir çevrecilik eylemi değildir. Burada samimiyet yoktur, dürüstlük yoktur, burada Taksim'i anıtlaştırma noktasında attığımız ve atacağımız adımları engelleme yöntemleri vardır. Paralel yargı da bunlarla beraber hareket ediyor. Buraya gelme gibi bir durumun içine girerseniz, kusura bakmayın güvenlik güçlerimiz kesin talimat almışlardır, gereği neyse A'dan Z'ye, bu yapılacaktır" dedi.
Sultangazi Belediye Hizmet Binası açılışında konuşan Erdoğan, 30 Mart'la demokrasinin güç kazandığını ve Türkiye'nin önündeki bir çok engelin aşıldığını belirtti.
Artık enerji ve kaynaklarını Türkiye'nin aydınlık geleceği için harcayacaklarını anlatan Erdoğan, "Yapacağımız çok şey var. İnşallah 3. köprümüz hızla devam ediyor. İnşallah boğazın altından otomobiller için olan tünelimiz devam ediyor. Bunların hepsi önümüzdeki yıl, 2015, inşallah açılacaklar" diye konuştu.
HIZLI TREN KABLOLARININ KESİLMESİ
Başbakan Erdoğan, Eskişehir ve İstanbul arasında yüksek hızlı trenin bitirildiğini ve testler yapıldığını hatırlatarak, "Düşünebiliyor musunuz, 150 civarında noktada kablolar kesildi. Bir bölümde fiber kablolar çalındı. Bunlar vatan haini. Bunlar ihanet şebekesi. Durduramayacaklar. Şimdi, farklı çözüm yollarıyla en kısa zamanda yapıp, yüksek hızlı trenimizi, 15 -20 gün içinde inşallah sefere alacağız" ifadelerini kullandı.
GEZİ OLAYLARININ BİRİNCİ YILI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sürekli Türkiye'yi oyalamanın gayreti içerisine girildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bakınız, şimdi de yine çıkmışlar açıklamalar yapıyorlar. Bu akşam saat 19.00'da bir araya geleceklermiş. Taksim'e çağırıyorlar. Geziciler, Geziciler Taksim'e çağırıyorlarmış. Ben buradan sesleniyorum tüm halkıma. Bakınız bu oyuna gelmeyin. Bu safiyane bir çevrecilik eylemi değildir. Burada samimiyet yoktur, burada dürüstlük yoktur, burada Taksim'i anıtlaştırma noktasında attığımız ve atacağımız adımları engelleme yöntemleri vardır. Paralel yargı da bunlarla beraber hareket ediyor. Buraya gelme gibi bir durumun içine girerseniz, kusura bakmayın güvenlik güçlerimiz kesin talimat almışlardır, gereği neyse A'dan Z'ye, bu yapılacaktır. Yani geçen Taksim olaylarında, Gezi olaylarında olduğu gibi, oralara gelemeyeceksiniz. Çünkü yasalara uymak zorundasınız. Bir yerde herhangi bir eyleme izin verilmiyorsa, ona uyacaksınız. Uymuyorsanız devlet, güvenlik için gereği neyse bunu yapacaktır. Ondan sonra, 'yok şöyle oldu, yok böyle oldu' yok. Toplantı mı yapacaksın, gelirsin bildirimde bulunursun. Biz nasıl gidip de Yenikapı'da meydanda yapıyorsak, sen de gidersin orada yaparsın. Biz nasıl gidip de ta Küçükyalı'da, Maltepe'de, orada hazırladığımız meydanda yapıyorsak, sen de gidersin orada gösterini yaparsın. 'İstediğim yerde istediğim gibi yaparım' yok. Neresi uygun görülürse, orada yapacaksın. Burası yol geçen hanı değil. Normal hayatın akışı devam edecek, sen de gelip o tür hakkını kullanacaksın."
SİGARAYI BIRAKMA ÇAĞRISI
Konuşmasında bugünün Tütünsüz Dünya Günü olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biliyorsunuz, tütün noktasında hassasiyetlerimiz var. Onun için, bugün inanıyorum ki tütünsüz bir gün, yani sigara içmeyeceğiniz bir gün. Ama ben bir gün için bunu istemiyorum. Diyorum ki gelin şu sigaralara, sigara paketlerine şöyle bir son noktayı koyalım. Oraya harcadığınız para evinizde çocuklarınıza gitsin. Hem vücudunuza zarar hem keseye zarar. Gelin bunlar da cebinizde kalsın" ifadelerini kullandı.
Törene katılanlara "Buna evet mi?" diye soran, "Şöyle bir göreyim bakayım 'evet' diyenleri. Maşallah bu meydanda evvelallah sigara içen kalmadı. Samimiyiz, kararlıyız değil mi? Bunun da propagandasını yapıyoruz değil mi?" sorularını tekrar eden Erdoğan, "Bu da bizim insani bir görevimiz. Tamam, sağlıklı bir toplum... Sağıklı bir toplum için bu adımı atıyoruz" diye konuştu.
"77 MİLYONUN PARTİSİYİZ"
Başbakan Erdoğan, bu ülkede herkesin kardeş olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sözlerimin son noktasında sizlere özellikle bir şeyi tekrar hatırlatacağım. Türküyle Kürdüyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Abhazıyla Romanıyla Boşnağıyla Arnavuduyla velhasıl kardeşlerimiz, biz bu ülkede biriz, biriz, biriz. Kardeşiz, hep birlikte Türkiyeyiz. Tek millet, iki tek bayrak. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Üç, tek vatan. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Öyle, 'burada operasyon yapacağız, burası işte bizim olacak'. Yok öyle birşey. 780 bin kilometrekareli tek vatan. Bak buraya anamuhalefet gidebiliyor mu, yavru muhalefet gidebiliyor mu? Sivas'ın ötesine geçemiyorlar. Çok arzu ediyorum, keşke onlar da geçse oraya. Ama biz yarın oradayız. Bak şu anda, Ağrı'da yarın seçim var. Orada ne CHP var ne MHP var. Ama biz oradayız, ama bunlar yoklar. Niye? E birileri kumsalların partisi. Öbürü maalesef, üzülerek söylüyorum, siyasi Türkçü, birisi de siyasi Kürtçü. Biz 77 milyonun partisiyiz, farkımız bu. Dört, tek devlet. Rabia. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, tamam. Biz sizi çok seviyoruz. Biz sizin hizmetkarınız. Onun için de el ele vereceğiz, gönülgönüle vereceğiz, aydınlık yarınları beraber inşa edeceğiz."
MADENLERLE ALAKALI YENİ YASA
Soma'daki maden kazasında hayatını kaybeden işçilere Allah'tan rahmet, ailelerine de tekrar sabırlar dileyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Yaralı kardeşlerimize, tekrar, hamdolsun hepsi şifayı buldu gerçi ama yine şifalar diliyorum. İşte 3 gün önce Kınık'taydım. Orada yaklaşık 60 kadar şehidimizin ailesiyle bir araya geldik. Kınık'ta vatandaşlarımızla bir arada olduk. Bergama'dan da oraya yine şehit aileleri geldi, beraber olduk. Ama her zaman onlar bize bir emanet, onlarla birlikte olacağız. Ve şu anda tüm madenlerle alakalı bir yeni yasa hazırlıyoruz ve onu da bu hafta içinde meclise gönderiyoruz. Yoğun bir şekilde o kanunu da çıkaracağız" dedi.
Başbakan Edoğan konuşmasına son verirken, kalabalığa "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının mısralarını okudu ve tekrarlattı.
TÖRENDEN NOTLAR
Sultangazi Belediyesi Hizmet Binası'na, Türk bayrağı, Mustafa Kemal Atatürk ve Başbakan Erdoğan'ın resimleri ile üzerinde "Bakma Sen Paralel'e Çatı'ya Sultangazi Daima Büyük Usta'yla" yazılı pankart asıldı.
Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında "Türkiye seninle gurur duyuyor", "Recep Tayyip Erdoğan" şeklinde sloganlar atılırken, konuşmasının ardından töreni ön sıralarında izleyen bazı vatandaşlar, "Gençlik meclisi seninle gurur duyuyor" yazılı dövizler açtı.
Törene, AK Parti İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Selami Altınok, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ile AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu'nun aralarında bulunduğu davetliler ve vatandaşlar katıldı.
Binanın açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler binayı gezdi. Erdoğan, binanın balkonundan vatandaşlara el salladı.