Bin 108 avukatın imzaladığı başvuruda, en üst düzey yetkililer tarafından "resmen özür dilenmesi", Uludere davasıyla ilgili takipsizlik kararına yapılan itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılması, sorumluluğu doğabilecek Bakanlar Kurulunun, tüm askeri ve mülki yetkililerin yargılanması için dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesi ve Anayasa Mahkemesinin konuya ilişkin incelemesini duruşmalı yapması talep edildi.
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru öncesinde açıklama yapan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Uludere dosyasının Türkiye gündeminden hiç çıkmadığını belirterek "Bugün buradayız çünkü Roboski dosyasında şüpheliler yazılmadı, soruşturma yapılmadı" diye konuştu.
Soruşturma yürüten mercinin, failleri yargılayabilecek durumdan yoksun olduğunu öne süren Beştaş, şöyle devam etti:
"Çünkü bir yarbay, tümgeneralı, orgenerali zaten yargılayamaz. Fail asker olunca yargılama merci asker olamaz. Bu konuda çok ayrıntılı bir başvuru dilekçemiz var. Bugün buradayız çünkü Anayasa Mahkemesi'nde bu hukuksuzluğun, bu haksızlığın, bu katliamın soruşturulmasının artık daha fazla ertelenmesi, ötelenmemesi için buraya geldik. İç hukuk yolunda başvurabileceğimiz son mercidir."
Uludere olayının asla karartılamayacağını ifade eden Beştaş, "Er ya da geç, Roboski failleri yargı önüne çıkacaktır" dedi.
"İnsanlık vicdanı, kamu vicdanı, Roboski'yi unutmayacak"
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, Anayasa Mahkemesi'nin önünde devletin bir ayıbına tanık olunduğunu öne sürerek şöyle konuştu:
"34 gencimizin, çocuğumuzun bilerek ve isteyerek öldürüldüğü bu olayda Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nda görev aldığım ilk günden beri gerçekleri kamuoyu ile paylaşmaya gayret ettim. Benim vardığım sonuç, devletin bütün üst kademesi bu olayda müteselsilen ve ortak olarak sorumludur. Roboski, bunun için karartılmakta, soğutulmakta ve unutturulmak istenmektedir ama insanlık vicdanı, kamu vicdanı, Roboski'yi unutmayacak, unutturmayacaktır."
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Uludere olayına ilişkin olarak iç hukukta son durak olan Anayasa Mahkemesi'nin önüne geldiklerini belirterek "Umarım ki Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuruda bir çözüm kararı verir ve iç hukukta bunu çözme imkanı olur. Yoksa bunun sonrası Strazburg'dur, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve daha ötesi Uluslararası Ceza Mahkemesi'dir" diye konuştu.
"Anayasa Mahkemesi'den, hukuki bir yaklaşım bekliyoruz"
Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi, Uludere'de hayatını kaybedene 34 kişinin aileleri adına Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yaptıklarına işaret ederek soruşturmada olayın faillerinin ortaya çıkarılması için bir şey yapılmadığını savundu. Herhangi bir hukuki dayanak olmadan dosyanın askeri mahkemeye gönderildiğini ve dosya ile ilgili takipsizlik kararı verildiğini anlatan Elçi, bu kararın hukuki bir dayanağı olmadığını öne sürdü. Davanın er ya da geç yargı önüne çıkacağına inandığını vurgulayan Elçi, "Anayasa Mahkemesi'nden, geçmişteki yanlış kararları düzelttiği gibi, bu olayda da öyle hukuki bir yaklaşım bekliyoruz" dedi.
İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da Uludere'ye ilişkin yargı kararlarının devlet politikasının ürünü olduğunu iddia ederek "Anayasa Mahkemesi, cezasızlığa dur demeli, etkili soruşturma ve kovuşturma yapılması yolunda karar vermelidir" görüşünü savundu.
Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ise Uludere'de hukukun katledildiğini ifade ederek "Türkiye'de askeri mahkemeler adı altında bir tiyatro işleniyor. Bu tiyatro adaletin ortaya çıkması için değil ordunun kurum olarak korunması için ihdas edilmiş mahkemelerdir. Türkiye bir an önce askeri mahkeme ayıbından kendini kurtarmalı ve evrensel hukuk kurumlarına bir an önce kavuşmalıdır" değerlendirmesini yaptı.
Uludere'de hayatını kaybedenlerin ailelerinin de katıldığı açıklamaların ardından bireysel bavuru dilekçesi, Anayasa Mahkemesi'ne verildi.
