Ömer Köse: Selam örgütü soruşturmasına Başbakan ve MİT müsteşarını kod isim ve uydurma kimlikle ekleyerek dinleyip, elde ettiği bilgi ve belgeleri üçüncü şahıslara aktaran ekibin başı. Mali Şube Müdürlüğü döneminde başlatılan kaçak lüks oto operasyonlarıyla ilgili dosyalar ise yeniden açılmaya başladı. Köse, otomobilleri satın alan birçok ünlüyü basında teşhir ettirirken araçları satanları sakladı.
HEM CASUS HEM TELEKULAK
Hayati Başdağ: Bakmayın şov yaptığına, çok falsosu var, çok insanın canını yaktı. Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanını MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı bizzat o dinledi, bilgileri yabancı istihbarat teşkilatlarıyla paylaşarak casusluk yaptı. 7 Şubat 2012'de MİT Başkanı ve personelinin gözaltına alınması için yapılan baskınla ilgili dinlemeleri yapan ekibin başında o vardı.
TEK HAYALİ BAŞBAKAN'A KELEPÇE TAKMAKTI
Yurt Atayün: En büyük hayali Başbakan Erdoğan'a kelepçe takmaktı. 7 Şubat MİT baskını döneminde Terör Müdürü'ydü. Devresi Erol Demirhan ile birlikte önce Hakan Fidan'ı ardından Başbakan'ı kelepçeleyerek tutuklamayı planladı ama başaramadı. Doktor kontrolü sırasında "sistematik işkence"den bahsetti. "Beni arkadan kelepçeleyin" dedi, sonra dışarı çıkıp, mağdur edasıyla poz verdi. Asıl onun sicili işkence soruşturmalarıyla dolu. Birçok kişi çeşitli dönmelerde ondan kendilerine sistematik işkence yaptığı için şikâyetçi oldu. Devrimci Karargâh ucubesinin baş mimarlarından.
UYDURUK FEZLEKE UZMANI
Ali Fuat Yılmazer: 2 bin 500 lira emekli maaşıyla kirası 7 bin 500 lira olan villada oturacak kadar becerikli! Paralel örgütün rolü olduğu düşünülen Hrant Dink suikastindeki gerçekleri sümen altı etti. Ergenekon, Balyoz ve Oda TV davalarında birçok masum insan hakkında uydurma fezlekeler hazırladı. Nedim Şener ve Ahmet Şık'ı, sırf 'kitap yazdılar' diye tutuklattı. Sonra da "Onları ben değil Başbakan tutuklattı" diye yalan söyledi. Uğur Dündar'ın eşinin havalimanı görüntülerini basına servis yapıp "Bayan Dündar tek başına Brezilya'ya Rio karnavalına gitti" diye haberler yaptırdı, bir kadını iffetsiz göstermeye çalıştı.
PSİKOLOJİK İŞKENCEYİ KENDİLERİ YAPMIŞTI
Paralel medya iki gündür, "Gözaltına alınan polisler mağdur" edebiyatı yapıyor. Şimdi kuzu postuna bürünen bir dönemin kudretli polis müdürleri, görev yaptıkları dönemde yürüttükleri operasyonlarda, insanları özellikle eşleriyle yataklarında uyurken, yatak odalarına baskın yaparak gözaltına almakta hiç sakınca görmüyordu. Ergenekon, KCK, Balyoz gibi soruşturmalar kapsamında kaçma şüphesi bulunmayan üst düzey devlet görevlileri, sanatçı ve aydınların evlerine sabaha karşı giden polis, yatak odalarına kadar girerek arama yapmıştı. Seçimle göreve gelen yüzlerce belediye başkanı ve belediye çalışanlarını, ellerini arkalarından kelepçeleyip sokaklarda sıraya dizdiler, Güneydoğu'da gerilimi tırmandırdılar.
İLHAN SELÇUK, TÜRKAN SAYLAN...
Üst düzey kuvvet komutanları, YÖK Başkanı ve STK başkanlarının yer aldığı isimler adli bir suçlu gibi polis ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. İlhan Selçuk, Cumhuriyet gazetesinin başyazarıydı. 21 Mart 2008 sabah saat 04.00'te "silahlı terör örgütünün üst düzey yöneticisi olmak" suçlamasıyla gözaltına alındı. Selçuk 2 gün sonra serbest bırakıldı ancak hemen ardından rahatsızlandı. 28 Şubat operasyonu kapsamında gözaltına alınan eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, polis ekipleri tarafından kafasına bastırılarak arabaya bindirildi. Kanser hastası Prof. Dr. Türkan Saylan'a yapılan çirkin baskını da Türk halkı unutmadı.
ZEKERİYA ÖZ İFADEYE ÇAĞRILDI
Başbakan Tayyip Erdoğan'a twitter hesabından hakaret içerikli mesajlar atan eski Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, ifadeye çağrıldı. Başbakan Erdoğan, twitter'deki paylaşımlarıyla kendisine yönelik tehdit, hakaret ve iftira suçlarını işlediği gerekçesiyle Bolu Cumhuriyet Savcısı Öz hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile HSYK'ya ayrı ayrı şikayette bulunmuştu. Başbakan Erdoğan'ın şikayetini HSYK incelemeye alırken, Düzce Cumhuriyet Başsavcısı Akif Celallettin Şimşek soruşturma başlattı. Oluşturulan dosya kapsamında Öz'ün ifadeye çağrıldığı öğrenildi. Başsavcı Şimşek, "Suç duyurusunda bulundum ve gerekli açıklamayı 3 gün önce basın duyurusuyla yaptım" diyerek başlattığı soruşturmayla ilgili görüş belirtemeyeceğini dile getirdi.