Fethullah Gülen'in, montaj ses kayıtları üzerinden hedef aldığı Egemen Bağış, şahsi internet sitesinden sert bir açıklama yayınladı.
Bağış "Bakara makara" ifadelerinin geçtiği kayıtların montaj olduğunu yineledi, konuyu yargıya taşıdıklarını ve yargı sürecinin devam ettiğini belirtti.
Fethullah Gülen'i "Günümüzün modern Ebu Cehil'i olmaya özenen paralel ihanet çetesinin elebaşısı" olarak tanımlayan Egemen Bağış "Belli ki malum şahıs, beddua seanslarından arta kalan zamanlarında, operasyon merkezlerindeki illegal dinleme ve montajlama havuzundaki kayıtları istismar edip temcit pilavı gibi gündeme taşımaya bol bol vakit buluyor. Ancak, şunu bilmelidir ki o karanlık merkezlerde masum insanlar için kurduğu tezgahta, kazdığı o karanlık kuyuda kendileri boğulacak, bunun bedelini ağır şekilde ödeyeceklerdir" ifadelerini kullandı.
İŞTE EGEMEN BAĞIŞ'IN AÇIKLAMASI:
Günümüzün modern Ebu Cehil'i olmaya özenen paralel ihanet çetesinin elebaşı duyduk ki hakkımızda hüküm kesmiş ama yine şecaat arz ederken sirkatin söylemiş.
Peygamber Efendimiz'in, Ebu Cehil'i, yani 'cehaletinbabası'nı, "Ümmetin Firavunu" olarak vasıflandırdığı; öte yandan, Hakk'ı bırakıp şeytanla dost edinenler hakkında da yüce dinimizin hükümlerinin net olduğu bilinmektedir.
Bu çerçevede, Müseyleme-i Kezzap'ları aratmayan şekilde yalana ve iftiraya sarılanların, küresel güç odaklarına yamanarak itibar suikastlerine kalkışanların, esfel-i safilin düzeyindeki konumlarını memnuniyetle muhafaza ettikleri görülmektedir.
Yasadışı yollarla dinlenip montajlanan ses kayıtlarını yeniden gündeme getirme ve bu kayıtlar üzerinden şahsımın imanı hakkında hüküm kesme hadsizliğini de bu çabanın ve hezeyanın bir tezahürü olarak değerlendirmek gerekir.
Belli ki malum şahıs, beddua seanslarından arta kalan zamanlarında, operasyon merkezlerindeki illegal dinleme ve montajlama havuzundaki kayıtları istismar edip temcit pilavı gibi gündeme taşımaya bol bol vakit buluyor. Ancak, şunu bilmelidir ki o karanlık merkezlerde masum insanlar için kurduğu tezgahta, kazdığı o karanlık kuyuda kendileri boğulacak, bunun bedelini ağır şekilde ödeyeceklerdir.
TÜBİTAK, akademik bilirkişi kurulları ve yurtiçi ve dışındaki diğer uzman merkezler tarafından montaj olduğu ispat edildiği ve açtığımız dava süreçleri devam ettiği halde hala bunun montaj olmadığı varsayımıyla hareket edip şahsıma karşı farklı bir algı oluşturma çabası, en basit tabiriyle içinde bulunduğu korku ve kaygının bir tesiri olarak değerlendirilmektedir. Ancak korkunun ecele faydası yoktur.
17 ve 25 Aralık darbe girişimleriyle seçilmiş Cumhurbaşkanımıza, ailesine, şahsım da dahil olmak üzere çalışma arkadaşlarına yönelik bu kirli tuzakları milletimiz boşa çıkardığı gibi, Hükümetimiz de bunun bedelini hukuk çerçevesinde ödetmeye devam edecektir.
Bu vesile ile bir kez daha vurgulamakta fayda görülmektedir ki sözkonusu kayıtta şahsıma atfedilen "makara" ibaresi tamamen montajla kurgulanan bir ifadedir, tarafımca asla böyle bir ifade kullanılmamıştır.
Buna rağmen, hala bu montaj üzerinden şahsımla ilgili karalama kampanyasına devam ediliyor olması da manidardır. Şu bilinmelidir ki bu çabalar asla ne şahsımı, ne Partimi, ne de Hükümetimizi paralel yapıyla mücadele kararlılığından vazgeçiremeyecek, paralel yapının ipliği bir bir pazara çıkarılacaktır, çıkarılmaktadır.
Sadece 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin bir mağduru olarak değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak da ülkemin ulusal güvenliğine tehdit arz eden bu paralel ihanet çetesi ile mücadelenin bir neferi olmaya devam edeceğimin bilinmesini isterim.
