Başbakan Davutoğlu, Konya'da STK temsilcilerine seslenirken, "Bizde kibir ve gurur görürseniz bize Şeyh Edebali'yi Mevlana'yı hatırlatın" dedi.
Davutoğlu, "Konya sığınılacak bir gönüldür. Ben Konya'ya sığınmaya geldim. Kısa süre içinde Konya meydanını dolduran kardeşlerimi gördüğümde üstlendiğim sorumluluğun çok daha farkına vardım." dedi.
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü;
"Hasta adam denilen bir ülkenin, heran darbelerle karşı karşıya kalabilen bir ülkeni, o ülkenin başbakanın ağzından çıkacak bir sözün değil de bir IMF memurunun ağzından çıkacak sözün geçerli olduğu bir dönemden bugün "Durun ey küresel güçler, bu insanoğlunun adalete ihtiyacı var diyebilen bir ülke var
Önümüzdeki dönemde demokratikleşme aynen devam edecektir. Halkına güvenemeyen yöneticiler, halkının iradesini baskı altında tutan siyasetçiler ülkenin enerjisini heba ederler.
Bizim için iktidar sahibi olmak her an halkın hizmetinde olmaktır. Bizim için iktidar olmak, birilerinin gizli hesaplarına kaktı yapmak değil, dua eden halkın nasırlı ellerinin hizmetinde olmaktır.
KİMSE BU ÜLKEDE ARTIK DÖNEMİN BAŞBAKANI DİYEMEYECEKTİR
Konya'da her 4 oydan üçü Recep Tayyip Erdoğan dedi. Bu bir vefadır. 4 miting gördük. O dönemin başbakanı değil, gönüllerin Başbakanı'dır. Kimse bu ülkede bir daha Adnan Menderes'le ilgili hiçbir zaman ülkemizin başbakanına dönemin başbakanı diyemeyecektir.
İstanbul ve Konya, gerçekten bakabilenlere hocadırlar.
İSTANBUL'DA ÜÇ ÖNEMLİ MEZAR ZİYARETİ
Dün şehit başbakanımız, bu milletin iradesi ile gelmiş ve katledilmiş Menderes şehittir.
Kendime şu sözü verdim. Bir daha bu ülkede hiçbir kimse böyle bir kaderi birine layık görmeyecektir. Sonra Turgut Özal'ın mezalına gittim. Özal'ın o zor şartlarda neler yaptığını yakından gördüm. Her generalin kalbinde bir cumhurbaşkanı hayali vardır denildiği bir dönemde Cumhurbaşkanı oldu.
Daha sonra, Konya Milletvekili ve Konya denince akla gelen Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın kabrini ziyaret ettim. Onun dimdik, vakur duruşu aklıma geldi.
Ne olursa olsun İnşallah bu ülkede, bir başbakan bir mahkeme karşısında hesap vermek zorunda kalmayacak. Onun hesap vermesi gereken, onu iktidara getiren halk ve Allah'ın huzurudur.
BÜTÜN FELAKET SENARYOLARI BOŞA ÇIKTI
Bizim başka ülkeler gibi çok büyük doğal kaynaklarımız yok. Bizim en büyük kaynağımız insanımızdır. Biz hiçbir zaman insanımızı devletimiz için tehdit olarak görmeyeceğiz.
17 Aralık 25 Aralık'ta Türkiye'yi türbülansa sokmaya çalıştılar. Ama olmadı 30 martta hesaplar boşa çıktı. Ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde benzer hesaplar yapıldı. Gazete ve medya üzerinden felaket senaryosu oynamaya başladılar.
Mensubu ve Genel Başkanı olmaktan iftihar ettiğim Ak Parti kadrolarının mücadelesi ve Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşuyla bu hesaplar bir daha boşa çıktı.
Bugüne kadar AK Parti içinde sorun çıkar mı, 3 dönem yüzünden parti dağılır mı beklentisi içinde olanlar vardı. 15 gün içinde Türkiye'de hiçbir siyasi kadroya nasip olmayan gelişmeler yaşandı. İlk kez aynı siyasi kadrodan gelen iki Cumhurbaşkanı arasında devir teslim yapıldı. Her ikisi de AK Parti kurucusuydu. Başka hiçbir dönemde böyle bir devir teslim olmadı. O devir teslime 95 ülkenin temsilcisi katıldı. Bundan bir gün önce Genel Başkanlık kongre ile bendenize tevdi edildi. İki devir teslimde de herhangi bir gönül kırıklığı ve türbülans yaşanmadı. Başka partilerin devir teslimlerinde yaşanan kırgınların bizde yaşanmamışsa yaşanmışların bize öğrettiği ve toprağımızın kadim değerlerinin önemli payı vardır.
Birilerinin hesap ettiği gibi Türkiye 3 ay sonrasını göremeyecekti. Artık felaket senaryosuna oynayanlar kaybedecek. Ufku açık olanlar kazanacaktır. Biz 8 aylık bir hükumet hedefi ile yola çıkmadık. Önünüze en az 10 yıllık hedef koyunuz. Programı yazarken biz uzun dönemi hedef aldık. Restorasyon ihya ve inşayı bilerek programa koyduk. Biz restorasyonu da Fransa'yı ilham almış değiliz. Bizim arkamızda çok köklü bir gelenek var biz onu ihya edeceğiz ve yeniden ayağa kaldıracağız.
İşadamlarımızdan beklentimiz şudur, 10 yıllık istikrar tahhüt ediyoruz. Sizden de tasarrufu artırmak, istihdamı genişletmek, ARGE ile teknoloji yoğun katma değer ile ikinci ekonomik atılım dönemini başlatmak.