Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fransa, İngiltere, Almanya gibi batı ülkelerinden IŞİD terör örgütüne katılanlar olduğunu belirterek "Ta Avustralya'dan katılanlar var. Bütün bunlar ortada. Demek ki burada ciddi bir koalisyon var. Bunların hepsi ben inanıyorum ki Müslüman da değil. Bunların aralarında da uyuşturucu bağımlıları var" dedi. Yeşilay Cemiyeti'nin uyuşturucuyla mücadele stratejilerinin üst düzey otoritelerce tartışılması ve probleme küresel ölçekte çözümler üretilmesi amacıyla İstanbul'da düzenlediği uluslararası sempozyumda konuşan Erdoğan özetle şöyle dedi:
KENDİLERİNİ UYUŞTURUYORLAR: Amaçları, hedefleri, davası, idealleri, elinden alınmış olanlar, içinde boşluk hissedenler çareyi kendilerini uyuşturmakta buluyorlar. Ellerinden tutulmayan, başları okşanmayan, kendilerine bir istikamet, bir aydınlık çizilmeyen o çocuklar oluşan boşluğu başka şeylerle kapatmaya çalışıyor. Bu bazen uyuşturucu, bazen şiddet oluyor, bazen de örgütlü şiddet olup teröre dönüşüyor.
İSLAM'A İZAFE EDİLEMEZ: Şu anda insanlığın karşısında, dünya barışını, dünya huzurunu tehdit eden küresel bir terör meselesi var. Herkes sonuçları konuşuyor. Sebepleri konuşan yok. Kimse bu manzaranın nasıl oluştuğunu, bu gençlerin nasıl olup da böyle acımasız cinayetler işleyebildiğini etraflıca konuşmuyor. Ortadoğu'da devam eden terör eylemlerini ve terör örgütlerini belli bir dine, özellikle İslam dinine izafe etmek gerçeği saptırmaktan başka bir şey değildir. Ne İslam dini ne yeryüzündeki bir başka semavi din böyle insanlık dışı cinayetleri mazur, meşru göstermez.
BAĞIMLILAR DA VAR: IŞİD'in de İslam ile alakası yok. Bizim dinimiz terörü asla tecviz etmez, asla teröre yol vermez. Bu teröristler bir din adına cinayet işlediklerini söyleyerek aslında kendilerini kandırmaya, kendilerini tatmin etmeye, içlerindeki sorunları bastırmaya çalışıyorlar. Türkiye'nin bugünlerde önündeki en önemli meselelerden biri de Batı'dan gelerek bu örgütlere katılan gençlerdir. Bunların hepsi ben inanıyorum ki Müslüman da değil. Bunların aralarında da uyuşturucu bağımlıları var. Aralarında şiddete eğilimli olanlar var, macera arayanlar, içindeki boşluğu doldurmaya çalışanlar var. Ne için cinayet işledikleri bunlar için zerre kadar önemli değil. Yeter ki kan aksın, yeter ki katliam olsun. Sadece sinekleri görmek, sorunun küçük bir parçasını görmektir. Asıl görmemiz gereken bataklığın ta kendisidir. Bataklık kurumadığı sürece sinek her zaman olacaktır. Terörü de şiddeti de madde bağımlılığını üreten bataklık, insanlığı tehdit eden hırstır, sınırsız kazanma duygusudur ve tatminsizliktir. Bu arada Erdoğan, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e de nezaket ziyaretinde bulundu. Erdoğan, 29 Ekim'de ise yeni yasama yılı açılışı nedeniyle yeniden TBMM'de olacak.
'MADDEN ZENGİNLEŞİRKEN MANEN FAKİRLEŞMEYELİM'
2 TRİLYON DOLARLIK KAYIP: İnsanlığı, özellikle gençleri, çocukları ciddi manada tehdit eden bir meseleyle karşı karşıyayız. Dünyada 180 milyon uyuşturucu kullanan var. Bunların 75 milyonunun uyuşturucu bağımlısı olduğu ifade ediliyor. Sosyal, bedensel, ruhsal tahribatın yanında uyuşturucu kullanımı her yıl yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir maddi kaybı da beraberinde getiriyor.
ÖNLEMİMİZİ ALACAĞIZ: Türkiye'de yasa dışı madde kullanım oranı ne kadar az olursa olsun tehlikenin büyümekte olduğunu görecek, daha işin başındayken tedbirlerimizi alacağız. Biz ülke olarak büyürken, kalkınırken, ilerlerken gelişmiş ülkelerin yaşadığı acı tecrübeleri de tekrar etmek zorunda değiliz. Maddi olarak zenginleşirken manevi olarak fakirleşen bir Türkiye, özünden uzaklaşan bir Türkiye olur. Buna izin vermeyeceğiz.
SEYREDECEK MİYİZ? Biz alkolle ilgili Avrupa ülkelerinde olan, ABD'de olan, hatta onlardan çok daha hafif düzenlemeleri getirdiğimizde içerde ve dışarıda hedef yapılıyoruz. Bizim içimiz yanıyor, içimiz. Biz dertliyiz dertli. Öyle anne babalar gördük ki, dertlerini diledik ki gerçekten perişan olmuşlar. Çocukları alkol, uyuşturucu bağımlısı olmuş, biricik yavruları ellerinde, evlerinden, yüreklerinden kopup gitmiş. seyredecek miyiz? Özgürlük deyip buna kayıtsız mı kalacağız?
"AİHM'NİN DİN DERSİ KARARI YANLIŞ OLDU"
"AİHM, geçen haftalarda Türkiye aleyhine bir karar aldı. Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak derslerinden öğrencilerin muaf sayılmasını temin edecek yeni bir düzenleme istedi. Aslında bu karar yanlış bir karar. Dünyanın hiçbir yerinde zorunlu fizik dersinin, zorunlu kimya dersinin, zorunlu matematik dersinin tartışma konusu olduğunu göremezsiniz. Ama ne hikmetse zorunlu Din Kültürü ve Ahlak dersi her zaman tartışma konusu olur. Eğer "Zorunlu Din Kültürü ve Ahlak dersi olsun mu olmasın mı?" diye tartışılacaksa uyuşturucu bağımlılığından, terörden, şiddetten, ırkçılıktan, antisemitizmden, İslamofobiden neden şikayet ediliyor? Biz manevi değerlerine bağlı bir nesilden söz ettiğimizde hem içerde hem dışarıda itirazlar yükseliyor."