''UMUTLARI KIRMAMAK BİZİM İÇİN BİR ONUR MESELESİDİR''
Bugün böyle bir ateş çemberinin yanı başında Türkiye'nin bir istikrar adası olma niteliğini sürdürdüğünü ifade eden Davutoğlu, ''Yakın çevremizdeki bu yangınlardan biz de ülke olarak elbette etkileniyoruz, bölgede ateş altında bulunan siviller Türkiye'yi bir kurtuluş kapısı olarak görüyor. Ait olduğumuz medeniyet, inandığımız ahlaki ilkeler, nesilden nesile aktardığımız insani değerler, zorda kalanın yanında olmayı bir mukaddes görev olarak omuzlarımıza yüklüyor'' diye konuştu.
Tarih boyu millet olarak bu çizgide yüründüğünü, geleceğe de böyle yürünüleceğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Sınırımıza gelen, kapımızı çalan, yardım için elini uzatan bu insanlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız, dostlarımız, komşularımız. Bu asrın başında aynı devletin vatandaşları, aynı cephenin askerleri, aynı mefkurenin takipçileriydik. Ecdadımız Çanakkale'de, Yemen'de, Trablusgarp'ta omuz omuza vuruştular, aynı toprağa şehit düştüler.
Şimdi dara düştüğünde kim olduğuna, neye inandığına, soyuna, mezhebine, kültürüne hiç bakmadan yardım elimizi uzatmak, kapımızı açmak ve bize bağlanan umutları kırmamak bizim için bir onur meselesidir. Büyük bir devlet olmanın, şerefli bir millet olmanın gereği budur. Bize güvenen hiçbir kardeşimiz, dostumuz bu kapıdan başı eğik, gönlü kırık ayrılmayacak, zalimlerin kucağına geri dönmeye zorlanmayacaktır. Türkiye'nin buna yetecek gücü de vardır, imkanı da vardır.''
''GEREKEN TEDBİRLER ALINIYOR''
Geçen hafta sadece Kobani'den Türkiye'ye gelen mülteci sayısının neredeyse 160 bini aştığını belirten Davutoğlu, ''Bunlar çok büyük ekseriyetle Kürt kardeşlerimiz. Savaştan, ateşten, zulümden, yokluktan kaçıyor; umut olarak gördükleri Türkiye'ye sığınıyorlar. Şu teyzelerin, çocukların dramına hangi yürek sessiz kalabilir. Kapıda bu kardeşlerimizi Mehmetçik karşılıyor aziz milletimiz adına onları bağrına basıyor ve her türlü ihtiyacı ile ilgileniyor. Başta AFAD olmak üzere Kızılay ve tüm kuruluşlarımız canla başla bu yarayı sarmak için seferber olmuş durumda'' diye konuştu.
Şu anda Suriye'den, Irak'tan, Filistin'den toplam 1,5 milyondan fazla mültecinin Türkiye'de misafir edildiğini, tabiatıyla birçok ihtiyaçlarının olduğunu, bunların tespit edildiğini, alınması gereken tedbirlerin alındığını aktaran Davutoğlu, ''Bunlar olağanüstü durumlardır aziz vatandaşlarım, bazı sıkıntılar çıkabilir; ama ülke olarak, devlet olarak bunları aşacak tecrübeye de, imkanlara da sahibiz. Milletimizin bu hamiyetperver tavrının gelecek zamanlarda ülkemiz için ne büyük hayırlar, büyük bereketler getirdiğini inşallah hep birlikte yaşayıp göreceğiz'' ifadelerini kullandı.
''İLK GÜNKÜ KADAR KARARLIYIZ''
Bir önceki hükümet döneminde başlattıkları ve önemli mesafe aldıkları "Çözüm Süreci"ni bu yeni dönemde de hayırlı bir neticeye bağlamakta ilk günkü kadar kararlı olduklarının altını çizen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu hayırlı sürecin seyrini etkilemek, buradan menfaat temin etmek, hatta her fırsatı kullanarak var olan olumlu havayı dağıtmak üzere gayret gösteren çeşitli art niyetli çevreler var. Bunlar tahmin etmediğimiz, öngörmediğimiz girişimler değil; bunları da hesaba katarak yola çıktık. Çözüm sürecinin bugün Ortadoğu'nun tek başarı hikayesi olduğunu herkesin iyi bilmesi, atılan her türlü iyi niyetli adımı özenle ele alması lazım.
Uzun yıllardır maruz kaldığımız bu çatışma ortamının bize millet olarak neler kaybettirdiğini, bölgede yaşayan insanlarımıza ödettiği ağır bedelleri iyi düşünmeliyiz. Biz bu topraklarda yeniden kardeşlik ikliminin hüküm sürmesini, kardeşin kardeşi kırdığı çatışma ortamının artık sona ermesini istiyoruz. Kan dökülmesin, canlar yanmasın, ocaklar sönmesin, çocuklar öksüz, analar evlatsız kalmasın istiyoruz. Bu kavganın kimseye yararı yok; en büyük bedeli de bölge insanı ödüyor. El ele, omuz omuza vererek, bunca kayıp yılın açığını kapatalım, bu bölgelerimizi kalkındıralım, işsiz gençlerimize istihdam alanları açalım istiyoruz.''
''BU KONUDA KARARLIYIZ''
Ne kadar kalp kırıklıkları varsa, ne kadar mağduriyet, mahrumiyet varsa hepsini gidereceklerini vurgulayan Davutoğlu, ''Bu konuda kararlıyız ama en önemlisi samimiyiz. Bugün çözüm sürecine her zamankinden daha fazla inanıyoruz. Ancak konuyla ilgili herkesin bilmesi gereken bir şey daha var; hiç kimsenin bu süreci bahane ederek kamu düzenini bozacak girişimlerde bulunmasına da asla izin vermeyiz'' diye konuştu.
Çözüm süreci ile kamu düzeninin birbirinin alternatifi olmadığını ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Bizim bu ülke için, bu ülkenin insanları için yerine getirmemiz gereken çok temel görev ve sorumluluklarımız var. Temel görevlerimizden biri ülke güvenliğinin ve asayişin sağlanmasıdır. Buna yönelik her türlü tehdit girişimine karşı da gerekli tedbir almaktır. Bu tedbirleri almak noktasında en ufak bir tereddüdümüz olamaz.
Hangi soruna çözüm bulacaksak, bunu bu ülkenin selametini her şeyin önüne koyarak bulacağız. Herkes bu özeni gösterirse kısa zamanda bu mesele bir daha dönmemek üzere gündemimizden çıkar, bu topraklarda yeniden kardeşlik rüzgarları esmeye başlar. Her adım için ayrı ayrı hesabımızı yaptık, stratejilerimizi belirledik, inşallah kısa zamanda somut sonuçlarını da göreceğiz. Türkiye'yi çok güzel günlerin beklediğine dair inancım tamdır.''