Başbakan Ahmet Davutoğlu canlı yayında gazeteciler Mehmet Barlas, Erdal Şafak, Mahmut Övür ve Murat Akgün'gün sorularını cevapladı. İşte Başbakan'ın açıklamalarından satır başları:
"BU TEZKERE ULUSAL GÜVENLİĞİMİZ İÇİN"
- Bizim için yasal, teknik bir süreçti.
- Suriye ve Irak sınırında Türkiye'deki şartlardan bağımsız gelişne durumlar var. 20 yılı aşkın süredir Irak'ta bir güvensizlik ortamı var.
- Suriye'de ise otorite boşluğundan doğan radikal gruplar nedeniyle büyük bir istikrarsızlık var.
- Tüm bu duruma karşı Türkiye'deki iç huzuru ve demokratik ortam etkilemeden ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Bu nedenle böyle bir tezkereye ihtiyacımız vardı.
- Var olan durumu kendi seyrine bırakalım anlayışı söz konusu değil.
- Biz karışmayalım uluslararası koalisyon ne yaparsa yapsın dersek, bu da olmaz. Sınırdaki olaylardan en çok etkilenen biziz çünkü.
- Tezkereyi kelime kelime titizlikle yazdık ve bir bölümünü ben kaleme aldım. Tezkerede tehditleri açıkça yazarak bütün çerçeveleri belirledik.
- Dün Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını dinleyince hayretler içine kaldım. CHP, sırf Esad'ı korumak tezkereye 'Hayır' diyerek IŞİD'e razıyız dedi.
- Kılıçdaroğlu aylarca bizi suçladı.
- Bugünkü tezkere bizim uluslararası sınırlarımızı korumak için alındı. Uluslararası koalisyonla işbirliği gerekiyorsa kullanılacak. Aslında tezkere çözüm sürecini garanti altına alıyor.
- Türkiye'nin istediği, belirlediği önceliğe uygun olması şartıyla her türlü koalisyonda yer alırız.
"KOBANİ'DEKİ GELİŞMELERİN SORUMLUSU PYD'DİR"
- Kobani'nin düşmesini istemeyiz. Düşmemesi için ne gerekiyorsa elimizden gelini yaparız.
- Suriye'deki Türk halkının da Kürt halkının da gidebileceği tek yer Türiye. 186 bin kişi girdi Türkiye'ye. Herkesin aklını başına alması lazım. Herkes bilsin ki çözüm sürecine devam edeceğiz. Kobani düşerse, bunda Türkiye'nin vebali yoktur.
Kobani düşerse bu çözüm sürecine bağlanmamalıdır. Kobani'deki Kürtler de kardeşimizdir. Önemli olan bizim tarihe nasıl geçeceğimizdir. Kobani'deki gelişmelerin sorumlusu PYD'dir.
Çözüm süreci bizim milli projemizdir. Bizim vatandaşlarımızla ilgilidir. olaylar olmasa da çözüm süreci vardı. Arap baharının getirdiği girdaba girseydik sonucu Türkiye için kötü olurdu. Irak Kürt Bölgesinin başı sıkıştığında yardım istediği yer Türkiye'dir.
"ÇÖZÜM SÜRECİ BİZİM MİLLİ PROJEMİZDİR"
- Çözüm süreci bizim milli projemizdir.
- CHP'nin adı artık IŞİD ile anılacaktır. Bizim için ne Kürt ne Sünni ne de Arap var. Bizim için insan var.
- Tezkere çözüm sürecini garantiye alıyor.
OYLAMAYA NEDEN KATILMADI?
Oylamaya katılmayarak olağan bir durum olduğunun mesajını verdim. Herhangi bir savaş durumu yok. Bizim için tezkere yasal doğal bir süreçtir. Oylama sonrasındaki zirvenin nedeni de değerlendirme yapmaktı. Olağanüstü bir hal ile ilgili toplanılmadı. Yanlış anlaşılmamalı.
SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ
- Süleyman Şah Türbesi için her türlü tedbir alındı. Türkiye her türlü senaryoya hazırdır. Biz çatışma istemeyiz ama her türlü duruma karşı hazırız. Kesinlikle sessiz kalmayız.
SINIRA GÜVENLİ BÖLGE
- Türkiye'nin doğrudan sınırı vardır. En uzun sınır Türkiye iledir. Hava harekatı başarılı olursa IŞİD çekilirse bu sefer rejim girecek. Bizim tercihimiz BM gücüdür. Kimse kendi kendine bir işe girişmez. Ulusal çıkarlarımız gereği karar alırız.
- Suriye ile aramızda bir güvenli bölgenin olması gerekiyor. Bunu gündeme getireceğiz. Bunun için Güvenlik Konseyi kararına ihtiyaç yok. Zaten 1270 ve 1278 sayılı iki Güvenlik Konseyi kararı vardır. Uluslararası tehditlere karşı nasıl hareket edileceği bellidir. Karar çok açık.
- Uçuşa yasak bölge bizim talebimizdir. Bütün bunların nedeni uçuşa yasak bölge olmamasıdır. Uçuşa yasak bölge yeni bir göçü engeller. Olmazsa bizim korkumuz daha büyük bir göç dalgasının gelmesidir.
WIKILEAKS BELGELERİ
-Keşke bütün kriptolar ortaya çıksa da Türkiye'nin ne kadar ilkeli ve doğru konuştuğu ortaya çıksaydı dedim.
"SURİYE REJİMİNİN TEHDİDİ ARTIK ANLAŞILDI"
-Esad'a herhangi bir sünni güvenebilir mi artık? Suriye rejiminin de IŞİD gibi ciddi bir tehdit olduğu artık anlaşılmıştır. IŞİD gibi, Suriye rejimi de aynı ölçüde tehlikelidir.
SURİYE'YE MÜDAHALE
-2012 Ekim'inde Esad'ın atadığı Başbakan kaçmıştı. Önce Ürdün sonra Türkiye'ye girdi. Muhalefet cumhurbaşkanlığına yaklaşmıştı, Hummus düşme noktasındaydı. Uluslararası müdahale o zaman olmalıydı. O zaman söylemiştim. Suriye rejimi ayakta duramaz dedim. Çünkü halka zulmeden rejim ayakta duramaz.
ANAYASA MAHKEMESİ'NİN İPTAL KARARLARI
-TİB'in hakkına müdahaledir. Açık yüreklilikle tartışılması lazım. Fikir ve iletişim özgürlüğünü savunuyoruz. Her zaman özgürlüğü savunuruz ama her özgürlüğün bir ahlaki çerçevesi var. 28 Şubat'ta yazdığımızda yazmayı bıraksın denmişti. Her özgürlüğün bir ahlaki yönü var. uygulamadaki gecikme bir insanın hakkını hatta güvenliğini etkilerse bu gecikmeden kim sorumlu olacak?
-Gezi olaylarında birisi Twitter'dan evimin adresini vererek saldıracaklarını duyurmuştu. TİB'in böyle bir durumda müdahale edip durdurması mı doğrudur, yoksa mahkemeye gidip bir karar almak mı. AYM'nin her insanın hakkını koruyacak şekilde karar alması gerekir. TİB'e hakareti durdurma hakkı verilmeli.
-Yapısal sorunlara neşter atılmalı.
PARALEL YAPI İLE MÜCADELE
- Bugün bir mücadele yürüyor. Birileri siz milletten oy alsanızda biz bürokraside öyle örgütleniriz ki sizin elinizi kolunu bağlarız.
- O zaman bırakalım devleti onlar idare etsin. Ama bu millet bana bu ameneti vermişse, kimse ile bu emaneti paylaşmam.
- Bugün başka bir grupta bunu yapsa ona karşı da tedbir alınmazsa devlet devlet olmaz. Devletin içinde iki otorite olmaz.
HSYK SEÇİMLERİ
- Biz iyi niyetimizin kurbanıyız. Yargıya müdahale etme niyetimiz yok. Yargıda darbe yapılmak isteniyor.