Bayram namazını Fatih Camisi'nde kılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, cami çıkışında gazetecilere açıklama yaptı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Herkesin bayramını tebrik eden Davutoğlu, bu seneki Kurban Bayramı'nın bir çok açıdan herkes için buruk olduğunu söyledi.
Davutoğlu, bayramın Türkiye, İslam dünyası ve bütün insanlık açısından hayırlara vesile olmasını dilerken, bir taraftan bayram yaşanırken diğer taraftan da Suriye, Irak, Filistin ve Somali'deki dünyanın her bir köşesindeki mazlumların acılarını da yüreğinde hissettiğini anlattı.
Süleyman Şah Türbesi'nin Komutanı Binbaşı Oğuzhan Şimşek ile görüştüğünü, onun ve bütün askerlerinin bayramını tebrik yönünde desteklerini ifade ettiğini belirten Davutoğlu, "Kendisi de son derece vakur bir şekilde onlarda şahsımıza milletimizin bayramını tebrik ettiler. Ayrıca Kobani'deki kardeşlerimize de saldırıların devam ediyor olması hepimiz için üzüntü vericidir. Suriye'deki acılar son dört senedir bütün bayramlarımızı etkiliyor. Biraz önce burada da bir bayramlaşmada bir çok Suriyeli, Filistinli, Iraklı kardeşimizle kucaklaştık" diye konuştu.
Davutoğlu, "Fatih Sultan Mehmed Han'ın huzurunda bayram namazı kılan, dünyanın her bir köşesinden gelenlerin huzur içinde bayramlarını eda ettiğini" söyledi.
Fatih semtinin kendisi için özel olduğunu, ilkokul beşinci sınıfa kadar burada yaşadığını, Fatih Camisi'nin avlusunda büyüdüğünü dile getiren Davutoğlu, biraz önce Kur'an-ı Kerim eğitimi aldığı bir hocasının elini öptüğünü belirtti.
Ahmet Davutoğlu, Fatih'in, Fatih Sultan Mehmed Han ve İstanbul'un fethi anlamında İstanbul ve Türkiye'nin de kalbi olduğunu dile getirerek, bütün Fatihlilerinin, İstanbullluların, vatandaşların ve islam dünyasının, insanlığın bayramını tebrik ederek, hayırlı daha güzel ve barış içinde bayramlara ulaşma dileğinde bulundu. Davutoğlu, "Allah bayramlarımızı daim, acılarımızı geçici kılsın. Ülkemizin huzurunu ve selametinin de bütün diğer insanların sığınacağı şekilde daim eylesin" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Süleyman Şah Türbesi'ne ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Süleyman Şah Türbesi'nin Komutanı Binbaşı Oğuzhan Şimşek ile görüştüm. Bütün askerlerimizin sıhhatlerinin iyi olduğunu, bayramlaşma yaptıklarını ifade ettiler. Hiçbir sıkıntı yok. Bu etrafta sıkıntı olmadığı anlamına gelmez. Bütün Suriye toprakları bugün, bütün Irak toprakları maalesef her türlü riske açıktır. Ama askerlerimiz ve binbaşımız komutasındaki tüm oradaki subaylarımız, askerlerimiz, vakar içinde kendilerine verilen görevi yapıyorlar. Bu görevi yapma hususunda da herhangi bir tereddüt göstermeleri tabii ki söz konusu değil. Kendilerine ifade ettim, millet olarak yanlarındayız, onların orada verdikleri mücadelenin, gösterdikleri sabrın, metanetin, vakarın da her zaman iftiharla anacağız ve onların yanında olmaya devam edeceğiz. Gayet iyiler, sıhhatleri de..."
"ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın birkaç Körfez, Arap ülkesiyle beraber Türkiye'ye eleştirileri oldu. 'Bir türlü engelleyemedik Türkiye'nin ve diğer Körfez ülkelerinin cihat unsurlarına yardım etmesini' dedi. Bu eleştiriler konusunda ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:
"Doğrusu bu eleştiriyi kabul etmek mümkün değil. Bütün ABD yönetimi ve en başta Joe Biden çok iyi biliyor ki Türkiye 4 yıldır tek başına bütün mültecileri ağırlamaya devam ediyor ve 4 yıldır yaptığı uyarılar eğer en başından dinlenmiş olsaydı bugün bu acılar yaşanmazdı. Herkesin tarihi sorumluluğu var burada. Ama hiçbir tarihi sorumluluk taşımayan eğer bir ülke aranıyorsa o Türkiye'dir. Türkiye, en başından itibaren mültecinin ilk geldiği tarihi hala hatırlıyorum, Nisan 2011'den bu yana 1,5 milyonu aşkın mülteci misafir edilmiş, hala Kobani'den şu anda gelen mülteci kardeşlerimiz var ve bu mültecilerin etnik ve mezhebi kimliklerine, dini kimliklerine hiç bakmamıştır. Sünni, Şii, Nusayri, Hristiyan, Arap, Kürt, Türkmen, Yezidi, Suriye ve Irak'tan gelen bütün bu misafirleri ağırlarken, hiç kimsenin Türkiye'yi eleştirme hakkı da yoktur, haddi de yoktur. Bunu ifade etmek isterim. Kim olursa olsun, bunu ifade etmek bizim bir görevimizdir. Ayrıca yabancı savaşçılar konusunda Türkiye her zaman engelleyici tutumunu sürdürmüştür. Esas burada tarihi sorumluluğa sahip olan ülkeler BM Güvenlik Konseyi'nde 4 yıldır bir halkın çektiği ızdıraba bu kadar sessiz kalan G5 ülkeleridir. Biraz önce burada Suriyeli belki yüzlerce Müslüman önümüzden geçti, çocuklar kucakladı, hepsi Türkiye'ye teşekkür ettiler. Biz kimin eleştirdiğine bakmayız. Suriye halkının bize bugün bayram sabahı ettiği dualara, Allah da tarih de bütün insanlık da şahittir."
