Başbakan
Ahmet Davutoğlu Avustralya'da STK temsilcileri ve iş adamlarına seslendi. Davutoğlu burada yaşayan vatandaşları Türkiye ile bağlarını koparmadan, kültürlerini koruyarak Avustralya'nın en tepe noktalarında görev almalarını istedi.
AVUSTRALYA'DA 110 BİN KİŞİLİK ÖZGÜVENİ VE DAYANIŞMASI YÜKSEK TÜRK TOPLULUĞU VAR
Başbakan Ahmet Davutoğlu: Namerde muhtaç olmamak ve sizi onlara muhtaç etmemek. En güzel hediyeyi bana burda bir vatandaşımız vermişti. 2011 seçimleri öncesi sokaklarda gezerken 60-70 yaşlarında bir vatandaşımız elime kapandı tuttu, gözleri dolu dolu şunu söyledi 'Size çok teşekkür borçluyuz dedi sayın o dönemin başbakanı şuanki Cumhurbaşkanımız'a.
Şimdi demokrasisi güçlü, şuanda Türkiye en yüksek borç veren ülkedir. Somali'ye sorsanız Türkiye der, Myanmar'a gitseniz orada Türkiye var. Başkalarının o bayrağa duyduğu saygı dolayısıyla sizler de onur duydunuz. Hele hele Avustralya'da 100 yıl önce Avustralyalılar İstanbul'da Gelibolu'da piknik yapmak ister gibi geldiler. Geldiniz biz ordumuzu kurduk siz onurluca savaştınız. Ama bu savaştan büyük bir dostluk çıktı. Eminim siz yolda yürürken Çanakkale'de onurlu bir şekilde direnmiş bir nesli torunları ile karşılaşıyor, onlarla dostluk kuruyorsunuz. Dünyanın saygı duymadığı bir siyasal yapı ile yönetiliyor olsaydık eminim bu Türkiye Avustralya ilişkilerini etkilediği kadar sizlerin buradaki konumlarınızı da etkilerdi.
TÜRKİYE İLE GÖNÜL, KÜLTÜR VE DİL BAĞINIZI KOPARMAYIN
Burada bizim görevimiz sizleri başınız dik tutacak şekilde, Türk ekonomisini, siyasetini dik tutmak sizin göreviniz. Türk bulunduğu yerde kendini yalnız hissedemez. Sizin göreviniz zaten yapmakta olduğunuz birinci göreviniz bağlarınızı koparmamanız. İkinci göreviniz hangi etnik bölgesel geçmişe sahip olursanız olun aranıza fitnenin girmesine izin vermeyin. Bakın çözüm süreci yürütüyoruz niye on yıllarca süren gözyaşını dindirmek için. Kimse etnik farklılığı nedeniyle ayrılmasın. Kimse aranıza ihtilaf sokmasın. Bizim için eşit vatandaşlarsınız hepiniz ve hepiniz gözümüzün nurusunuz. Daha geçen hafta Hacı Bektaş'taydım Alevi canlarla buluştuk. İkinci görevimiz burada omuz omuza verip Türkiye'nin binlerce kilometre ötesinde birbirimizle dayanışma içerisinde olmak. Sizler kültürel özelliklerinizi kaybetmeden Avustralya toplumunun en üst yerlerine, en sosyal ortama girersiniz. Daha çok Avustralya parlamentosunda şuana kadar herhangi bir vatandaşımız temsil edilmedi ama bunu görmek istiyoruz. Avustralya Parlamentosunda başka ülkelerden çok kişi var yükselmiş neden sizler de yükselmeyesiniz ki? Biz bunu çok isteriz. Vatandaşlık oranımız çok yüksek ben bunden çok memnun oldum. Kendi aranızdaki dayanışmanız ne kadar güçlü olursa Türkiye'nin tanıtımına en büyük katkıyı o zaman yaparsınız.
BUNDAN SONRA MİLLET AMİR, DEVLET MEMUR
Millet amir, devlet memur. Yani, hepimiz bütün çalışanlarımızla bütün görevlerimizle sizin mutluluğunuz için buradayız. Bir öğretmenimiz burada vefat etmişti. Babasını 2-3 yıl önceydi. Doğrudan ben çıkınca telefona inanmadı. Sonra geçmiş olsun Allah rahmet eylesin deyip taziyelerimi ilettim. Bir an vedalaşınca telefonu kapattığını zannetti ve yanındakilerle konuşmaya başladı. Yemin ederim dedi vallahi oydu dedi. Dışişleri Bakanı beni aradı. Ne güzel bir ülkemiz var dedi. Ne güzel bir iktidarımız var dedi.
Ankara sizlere binlerce kilometrelerce uzak olabiliriz ama akrabalarınız kadar çok yakınız size bundan emin olun. Siz, madem ki burada hepimiz adına 77 milyon vatandaşımız adına buradasınız bizim geleceğimiz ve geleneklerimizin temsilcisi iseniz bizler de sizlerin her zaman yanınızdayız.
Sabah.com.tr
