CHP Antalya Milletvekili ve eski Genel Başkanı Deniz Baykal, tartışmalara yaşanan deneyimlerin ışığında bir katkı yapabileceğine inandığı için seçimlere milletvekili adayı olarak katılmayı uygun gördüğünü söyledi.
Baykal, Atatürk Parkı'ndaki bir restoranda düzenlediği basın toplantısında, genel seçimlere giderken Antalya siyasetinin oldukça hareketlenmeye başladığını, seçim heyecanı ve coşkusunun yavaş yavaş şekillendiğini belirtti.
CHP'nin ön seçim kararı alarak bu oluşuma en büyük katkıyı yaptığını ifade eden Baykal, "Antalya'da CHP olarak adayların, bütün üyelerin katılacağı yargıç gözetiminde bir ön seçim sonucu belirlenmesini genel merkez kararıyla şekillendirdik. Ben de burada bir aday adayı olarak yerimi aldım" dedi.
Seçimlerde Antalya'dan milletvekili aday adayı olarak seçim çalışmaları içerisinde yer alma kararı almasının çeşitli nedenleri bulunduğunu dile getiren Baykal, 8 Haziran sonrası oluşacak parlamentonun önünde Türkiye'nin en önemli konularının yer alacağını kaydetti.
Türkiye'nin seçimlerden sonra büyük olasılıkla yeni bir anayasa tartışması yaşayacağına işaret eden Baykal, yeni anayasa tartışmasının Türkiye'de köklü bir siyasi rejim ve siyasi kimlik tartışmasını beraberinde getireceğini anlattı.
Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parlamento seçimlerinden sonra masada Türkiye'nin kimliği, anayasal rejimimiz, Cumhuriyetimizin geleceği, ulusal bütünlüğümüz ve temel siyaset anlayışı, laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne değer veren bir siyaset anlayışının sürdürülüp sürdürülmeyeceği olacak. Türkiye'nin çevresiyle ilişkisine hangi anlayışların yön vereceği, Ortadoğu'da giderek yoğunlaşan yangının Türkiye'ye sıçrama olasılığı ile ilgili politikaların ne olacağı konuları siyasi hayatımızı çok çekici, çok önemli bir noktaya getirmiştir. Böyle bir tablonun içerisinde ben de söz söylemem gerektiğine, bunun sorumluluk olduğuna, bu tartışmalara belki yaşanan deneyimlerin ışığında bir katkı yapabileceğime inandığım için seçimlere milletvekili adayı olarak katılmayı uygun gördüm. Bu anlayışla adayım."
Türkiye'de siyasetin etnik ve dinsel kimlik temeli üzerinde gelişmesine gerek olmadığına anlatabilmek, Türkiye'nin ulusal kimliğini, bağımsızlığını, bütünlüğünü korumak, yeni anayasa tartışmaları için bir mücadeleye ihtiyaç duyulacağına inandığını belirten Baykal, Türkiye'nin tarihsel kimliğine, birikimine zarar vermemesini güvence altına almak için bir mücadeleye ihtiyaç olduğunu düşündüğünü söyledi.
Antalya'da ön seçimle aday belirleme sürecinin yapılacak olmasının mücadelelerine güç kattığını vurgulayan Baykal, "Bundan büyük mutluluk duyuyorum. Bütün aday adayı arkadaşlarımıza başarılar dilerim. Antalya'nın siyasi önemini yaşadığımız deneyimin daha da artıracağına inanıyorum" diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NDAN BAYKAL'A BİRİNCİ SIRA VEKİLLİK TEKLİFİ
Baykal, ön seçim kararı alınmadan önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun lütufkar bir söylemle, "Antalya'dan sizi birinci sıradan koyalım, ön seçime gerek yok" dediğini, kendisinin ise ön seçime memnuniyetle gireceğini söylediğini anlattı.
Kendisinin anlayışının genel başkan tarafından uygun görülmesiyle ön seçim kararı alındığına dikkati çeken Baykal, şöyle konuştu:
"Genel Başkan, kontenjanla ilgili kanaatimi alma ihtiyacı hissetti. O konunda da tereddütsüz değerlendirme yaptım. Kontenjan aday, genel mantığımı sarsan bir şey değil. Genel merkezin böyle bir yetkisi vardır. 'Bu ismi nasıl görüyorsun' dedi, ben de 'İyi ve değerli bir isimdir' dedim. Bütün süreç ondan sonra başladı. Bu şekillenme, benim mutlu olduğum bir şekillenme. Antalya'dan genel merkezin uygun gördüğü bir kontenjan olmasa daha da iyi olurdu ama genel merkezin kontenjan kullanma hakkına saygı gösteririm. Kontenjanın Çetin Osman Budak olması konusundaki kanaatimi işin başlangıç aşamasında belirttim. Bugün bu tablo ortaya çıktı. Çetin Osman Budak, 3. sıradan kontenjan adayı olacak."
