İşte AK Parti'nin, CHP üyelerinin KPK toplantısını boykot bildirilerine cevabı;
1- AK Parti'nin yandaş medya ile kendi partilerini de hedef alan bir karalama propogandası içinde olması ve otoriter bir tutum sergilemesi iddiası:
Türkiye içindeki kendince dile getirdiği bir iddia KPK'yı boykot etmek için bir bahane teşkil edemez. CHP KPK'daki sorumluluğundan kaçmıştır. Varsa bir rahatsızlıkları daha önce defalarca yaptıkları gibi yine bu komisyonda dile getirmelerine engel bir durum yoktu. CHP bu girişimi ile KPK'yı boykot değil sabote etme gayreti içindedir.
2- CHP'yi kapatma iddiası:
AK Parti daha önce 2010 yılında Parti kapatmanın önüne geçmek için Anayasa Reformu hazırladı. İnanması güç ama CHP ve muhalefet o gün bu reform paketine destek vermediği için anayasa değişikliği gerçekleştirilemedi. Geçtiğimiz hafta CHP'nin bu kara propogandayı tekrar dillendirmesinin ardından AK PARTİ Grubu yine parti kapatmanın önüne geçmek için yeni bir Anayasa değişikliği teklifi hazırladı ama yine CHP bir kez daha bu girişime destek olmayacağını açıkladı. CHP kendi kendine bir kabus yaratıyor ve bu kabusa hem kendi hem de çevresindekileri inandırmaya çalışıyor. Bu durum CHP nin ruh halinin hangi hallerde olduğunu göstermesi bakımından düşündürücüdür. CHP'nin acilen psikolojik destek alması lazım.
3- Tutuklu gazeteciler iddiası:
Tutuklu gazeteciler iddiası artık her mecrada bayatlamış bir konudur. Türkiye'de şu an hüküm giymiş sadece 7 gazete kökenli kişi vardır. Ve bu kişilerin hiçbiri gazetecilik ya da ifade, düşünce özgürlüğünden değil karıştıkları çeşitli adli suçlardan dolayı hüküm giymiş bulunmaktadırlar. Tutuklu gazeteciler konusundan ne CHP ne de başka mecralar bir menfaat elde edemezler. Çünkü bu iddia hükümsüzdür. Türkiye'de yüzlerce gazete, televizyon ve binlerce radyo özgür bir şekilde hukuk kuralları çerçevesinde yayın yapmaktadır.