İŞTE SÜHEYB ÖĞÜT'ÜN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E KİRLİ GEÇMİŞİNİ HATIRLATAN O YAZISINDAN BAZI BAŞLIKLAR:
"PATRON" AĞZINA ÇOK YAKIŞIYOR BE MİÇO
"Bilmiyorum, şu yazdıklarımın samimiyetine nasıl inandırabilirdim?"
Vallahi ben de bilmiyorum sayın "kaosa kalkan eller", "vay şerefsiz"ler müellifi sosyolog miço.
"İnandırabilir miydim?"
Dedim ya... Bilmiyorum... bilmiyorsun... bilmiyoruz...bilmiyorlar...
"Bildiğim tek şey, bu satırları bütün kalbimle ve samimiyetimle yazdığım."
Asıl ben öyle yazıyorum miço. Sana gelince, ilk satırda "samimiyet" deyip beni benden almıştın, şimdi de "kalp" dedin, iyice kafadan koptum 28 Şubat güzeli.
SEN NE ZAMAN İTİRAFLARA BAŞLAYACAKSIN?
"Cumhurbaşkanı'nın askerlerin önünde söylediğini dikkatle okudum."
Ona ne şüphe. Demagojinin ilk kuralını çok iyi bilirsin zaten: "Rakibinin sözlerine dikkat kesil ki onları kolayca çarpıtıp sulandırabilesin."
"'Aldatıldık' diyor... Ağzından ilk defa bu bu kadar net bir ifade işitiyoruz..."
Peki sen bunu ne zaman söyleyeceksin? Senden paraleller hakkında ne zaman böyle bir ifade işiteceğiz? Patronuna rant verildiği zaman mı?
"Başkalarının yaptığını yapmayacağım."
Dur! Sen söyleme, ben söyleyeyim sayın "Ya uy, ya çekil" afişçisi: Çünkü kimse senin yaptığını yapamaz, değil mi?
"Mesela, 'şimdi mi aklınıza geldi' demeyeceğim..."
BU KADAR KÖTÜ DEMAGOJİ SANA YAKIŞMIYOR!
E dedin bile. Bu kadar kötü demagoji senin şanına yakışmıyor be güzelim. Senden çok daha iyilerini bekliyoruz. Ha bu arada, "aldatıldık" diyen birine "şimdi mi aklına geldi" diye sorulur mu hiç miçocuğum? Mesela Ayşe Arman'ın Umre'ye değil de Paris'e gittiğini öğrensen, sonra da "aldatıldık" desen ... biz de sana "şimdi mi aklına geldi" desek... Nasıl? Biraz saçma olurdu değil mi?
"'Birlikte yürüdünüz bütün o yılları ve yolları' demeyeceğim..."
Bak sevgili miço: Aldatılan birine hiç söylenmeyecek şey budur zaten. Zira birisinin aldatılabilmesi için, kendisinin aldatanla belli bir yakınlık kurmuş olması gerekir. Onun için, mesela eşi tarafından aldatılan birine, psikolojik rahatsızlığı olmayan hiç kimse "ama birlikte yürüdünüz bütün o yılları ve yolları" falan demez.
"'Samimiyseniz hesap sorun' falan da demeyeceğim."
Başka ülkelerde mi yaşıyoruz miçocuğum? Cumhurbaşkanı 17 Aralık'tan beri bu hainlerden hesap sormuyor da ne yapıyor? Bir de bir ricam var: Ne olur "samimiyet" kelimesini cümle içinde kullanma. Aydın Doğan'a dekolte ne kadar yakışırsa, samimiyet de senin ağzına o kadar yakışıyor işte. Ha "kitsch takılıyorum" diyorsan, o ayrı. Saygı duyarım.
"Derdim geçmişin suçları ve suçluları değil..."
Olmasın zaten. Zira geçmiş senle, senin suçlarınla dolu.
"Geçmişin mağdurlarıyla ilgiliyim."
GEÇMİŞİN ÇOK KİRLİ ERTUĞRUL ÖZKÖK!
Ne tesadüf! Ben de! Hrant Dink, Ahmet Kaya, başörtülü kadınlar. Ama ne hikmetse, geçmişin mağdurları hep senin mağdurların çıkıyor. Yoksa "geçmiş" sen misin miçom?
"Bir de geleceğin olağan mağdurlarıyla."
Kim bunlar acep? Bu zamana kadar olağan şekilde mağdur edenler mi yoksa?
"O yüzden şöyle diyeceğim. Sayın Cumhurbaşkanı sakın Kabataş olayında da aldatılmış olmayasınız."
Senin samimi olma ihtimalin kadar yüksek bir ihtimal bu. Yani sıfıra yakın.
"Camide içki içtiler gibi çok tehlikeli bir yalanı da size gerçekmiş gibi kabul ettirmiş olmasınlar."
Demek ki birayı içmemişler, sadece kutusunu camiye atmışlar. Evet Cumhurbaşkanı'nı asıl bu hakikate inandırmak lazım.
"Gezi'de öldürülen çocukları size yanlış anlatmış olmasınlar..."
Asıl siz Gezi'de öldürülen çocuklara Erdoğan'ı yanlış anlatmış olmayasınız?
"Madem konuyu açtık. Kendimle ilgili joker hakkımı da kullanayım."
Böyle dersen hepimiz alınırız be miço. Senin joker hakkına ihtiyacın mı var? Senin için bütün konular joker zaten. Gezi'de ölen çocuklar dahil her konu senin için patronunun karın ağrılarını beyan etme fırsatı. Joker sana kurban olsun.
"ŞANTAJ" VE "GASP" AĞZINIZA ÇOK YAKIŞIYOR!
"Çalıştığım kuruma kesilen insafsız, haksız, adaletsiz ve alçakça vergi cezaları konusunda da sizi aldatmış olmasınlar Sayın Cumhurbaşkanı."
Sen böyle "insaf", "hak", "adalet" falan dedikçe, gözümün önüne bu sefer de patronunun bikini giymiş hali geliyor (vallahi hep South Park'ın suçu. Orada bikinili bir cüce vardı. Muhabir olan. Hatırladın mı? Absürt şeyler duyunca, zihnimde hep onun hayali canlanıyor. Elimde değil). Bir hoş oluyorum. Yapma böyle miço. Bu kelimeler senin yazılarına yakışmıyor işte. Patronuna bikininin yakışmayacağı gibi. Ama dediğim gibi, kitsch takılıyorsan, o ayrı. Saygı duyarım.
"Hiç sordunuz mu, bize o vergileri yazan müfettişler, onları ödüllendirenler, onların amirleri şimdi nerede?"
Ayıptır sorması, senin pijamayla başbakan karşılama meraklısı patronunun şimdi nerede? Gezi Parkı arazisinin epey bir kısmını -buradaki ağaçların kesilmesinden sonra- işgal eden Hilton'da mı yoksa? Hilton dedim de aklıma geldi: Patronunun 3 milyar dolarlık ranta matuf "insaf", "hak" ve "adalet" dolu plan tadilatlarının hali nicedir?
"Bütün davaları kazandığımız halde, 'Her şeyinize el koyacağız, oturduğunuz eve kadar alacağız' şantajı ile gasp edilen sadece patronumuzun değil, hisse sahiplerinin ve çalışanların hakları ne olacak..."
Bir şey diyeyim mi miço? "Patron" ağzına çok yakışıyor. "Şantaj" ve "gasp" da...
...
PATRONUNA İYİ BAK!
Senle sohbet etmek çok keyifli de miço, ben artık yoruldum. En iyisi, yazının en keyifli yerinden vedalaşalım:
"Samimiyet...İhtiyacımız olan tek şey bu..."
Umre ve Ayşe Arman, dekolte ve Aydın Doğan, samimiyet ve Ertuğrul Özkök... Dielman'ın bile hayallerinin ötesinde..
"O samimiyeti gösterdiğiniz takdirde, yapayalnız kaldığınız şu dünyada, hiç tahmin etmediğiniz insanları yanınızda görebilirsiniz."
Seni? Patronunu? Kemalistleri? Siyonistleri? Neoconları?
Sohbetimize burada son verirkene, sana çok teessüf ettiğimi de bilmeni isterim miçocuğum. Keşke yazının başında deseydin "samimiyet"i hangi mânâda kullandığını. "Patronunun vergi borçlarının silinmesi"nin mecazı olarak kullandığını bileydim, Aydın Doğan'a dair kitsch görüntülerin zihnime duhul etmesine müsaade etmezdim hiç... Neyse artık.... Olan oldu... Canın sağolsun.
Patronuna iyi bak miço!
SÜHEYB ÖĞÜT/AKTÜEL.COM.TR