Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Beyaz TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
Bu iddiaların seçime gölge düşürmek için yapıldığına işaret eden Başbakan Yardımcısı Akdoğan, AK Parti hükümetinin devrilmek istendiğini ve bu yüzden plan yapıldığını söyledi.
Akdoğan, "Muhalifleriniz, televizyonlara çıktığında, 'Gidiyorsunuz artık, hadi bakalım size güle güle' diyorlar" şeklindeki görüşe karşılık olarak, sadece milletin birilerini getirip götürdüğünü, bu tür kumpaslarla netice alınamadığını dile getirdi.
Kendilerine karşı bir "kaos planı"nın yapıldığını ve bunu özellikle vurguladıklarını belirten Yalçın Akdoğan, şöyle devam etti:
"HDP barajı geçse ne olur, geçmese ne olur"
Akdoğan, ortada AK Parti hükümetini devirmeye çalışan ve vesayet düzeni kurmak isteyen bir yapının olduğuna dikkati çekerek, bu senaryoda Çözüm Süreci'nin olmadığını bildirdi.
"Sen bu darbeci, vesayetçi blokla, Çözüm Süreci'nin düşmanı olan bu yapıyla nasıl bu işbirliğine gittin" sorusunu yönelten Yalçın Akdoğan, ancak AK Parti varsa Çözüm Süreci'nin olacağını kaydetti.
AK Parti'yi devirmeye çalışan blokun "eski Türkiye'ye dönmeye çalıştığını" vurgulayan Akdoğan, "Bu zihniyete kendini kullandırtan bir yapı var.Bizim eleştirimiz buna. Yoksa HDP barajı geçse ne olur, geçmese ne olur. Bu, AK Parti'den bir şey götürmez. Ama bu blok, 'Bir şekilde AK Parti yine yüksek oy alabilir ama milletvekili sayısını düşürürsek iktidar olamaz', bunun üzerine gidiyor" diye konuştu.
HDP'nin, içinde Çözüm Süreci'nin olmadığı bir yapıya kendisini kullandırttığını anlatan Yalçın Akdoğan, "MHP'ye oy verenler, yavaş yavaş rahatsızlıklarını hissettirmeye başlıyor" ifadesini kullandı.
Akdoğan, yurt dışında oyların kullanıldığını da anımsatarak, "Oradaki birçok insan sandıktaki işbirliğini görmüş. Oy kullanırken öbür partiyi destekleme konusunda nasıl bir çaba var. Bu artık gizlenebilecek bir şey değil. Paralel yapı açık bir şekilde çalışıyor. AK Parti'nin karşısındaki muhalif kimse ona destek veren ve bunun içinde HDP de var. Düne kadar HDP'nin şikayet ettiği ne varsa, Çözüm Süreci'nde bu paralel yapı, bu işlerin sorumlusuydu" dedi.
KCK tutuklamalarını hatırlatan Akdoğan, "Bu sürecin düşmanı olan ve şikayet ettiğiniz ne varsa yapan, bölgede size kan kusturan bir yapıyla siz şimdi işbirliği yapıyorsunuz. Bu sadece oy verme meselesi değil, burada başka bir iş birliği var. Bunu görmek lazım" diye konuştu.
"Sandığa gitmeyen HDP'ye dolaylı yoldan destek vermiş oluyor"
Kılıçdaroğlu'nun "CHP'li birisi HDP'ye oy vermez' şeklinde yaptığı açıklamayı hatırlatarak, "Çünkü böyle bir rahatsızlık var. Bu rahatsızlığın giderilmesi için o açıklamayı yaptı" dedi.Akdoğan, seçmene şu çağrıda bulundu:
"İnsanlar, 8 Haziran'da nasıl bir Türkiye'ye uyanmak istiyorlar bunu düşünsünler. Bu seçimlerde sandığa gitmek çok önemli. Herkes sandığa gitsin. Desin ki kardeşim, 'Ben Türkiye'nin geleceğinde söz sahibiyim, irademi ortaya koyuyorum. Oy namustur, oyuma sahip çıkıyorum'. Ben tavır takınmak istemiyorum diye düşünen varsa bu son derece yanlış bir düşünce olur. Oy vermediği takdirde bir tercihte bulunmuş oluyor. Birisine dolaylı destek vermiş oluyor o da HDP. Matematiksel olarak söyleyelim, bir milyon kişi sandığa gitmezse, bunun 200 bin kişisi dolaylı yoldan HDP'yi desteklemiş oluyor" diye konuştu.
HDP'nin değil PKK'nın kampanya yaptığını ve şehirde herkesin bunu bildiğini vurgulayan Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kapı kapı geziyorlar, anket yapacağız diye baskı yapıyorlar. Muhtarlara diyorlar ki başka partiye oy çıkmayacak. Nişantaşı cemaatinin peşine takıldı Demirtaş. Bu 'mahalle baskısı'nı sakız olarak çiğniyorlar. Mahalle baskısının dik alasını siz yapıyorsunuz. Bizim Iğdır Kadın Kollarımız HDP'nin fazla oy aldığı bir mahalleye giriyorlar. Yollarını çeviriyor birileri diyorlar ki, 'burası Kürdistan toprağı, burada siyaset yapamazsınız. HDP, burada yol açıyor, arkasından PKK, KCK giriyor. Ve oralara kurtarılmış bölge muamelesi yapıyorlar. Hiçbir partinin faaliyet göstermesine izin vermiyorlar. Dibinde ot bitirmeyen, ceberrut, hastalıklı bir anlayıştır bu."
HDP'nin güçlenmesinin demokrasinin güçlenmesi anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Akdoğan, "Yarın, öbür gün büyükşehirlerde aynı şeyi yapacaklar. Yani orada oy aldığı zaman sanki orası kendisine ait tapulu malıymış gibi muamele gösteriyorlar" dedi."Bugün Güneydoğuda Kürt'e kim zulmediyor?" diye soran Akdoğan şöyle devam etti:
"Kürt'ün yolunu kim kesiyor oy kullanmaya giderken? Kim zorla kepenk kapattırıyor. Kürt'ü haraca bağlayan kim? Şimdi Robin Hood diyor Selahattin Demirtaş, siz gariban Kürt'ü haraca bağlamışsınız, KCK damgalı mektuplar gönderiyorsunuz. Mahkemeler kuruyorsunuz birtakım şeyler yapıyorsunuz. Biz bunları söyleyince diyorlar ki 'siz devletsiniz gereğini yapın.' Gereği yapılıyor. Son günlerde birtakım gözaltılar var. Vatandaşlarımız emin olsun kimse korkmasın. 'Yeter artık' demesi lazım. 'Ede bese' demesi lazım."
"Biz mücadele ettik diye devlet veriyor" şeklindeki söylemleri hatırlatan Akdoğan, "Siz mücadele ettiğiniz için devlet vermiyor. Siz başa bela oldunuz. Siz olmasaydınız çoktan bunlar olurdu. Bir taraftan terör vs. atılacak adımları yavaşlatan bir şey. Çünkü bu adımların atılmasını biraz da toplumsal destek ile oluyor. Sizin tavırlarınız, teröre toplumsal desteği azalttığı için bir engel. Sizin varlığınız demokrasiye tehdit" ifadelerin kullandı.
"Özerklik ilan etmeyeceğinin garantisi var mı?"
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş'ın aldığı oy oranının yüzde 9'u geçtiğine dikkati çeken Akdoğan, "Daha mı demokrat oldu?" diye sordu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 45 gün sonra Demirtaş'ın insanları sokağa döktüğünü hartırlatan Akdoğan, "Yüzde onu geçerse bunu yapmayacağının garantisi var mı?" diye konuştu.
Akdoğan, "Seçimden sonra Batı'ya 'Ey Batı arkamda büyük bir toplumsal destek var. Güneydoğu haritası benim parti rengime büründü.' O zaman bu tür tehditlerde bulunmayacağının özerklik ilan etmeyeceğinin garantisi var mı?" diye sordu.
Siyaset kurumunun şantaja açık hale geleceğini vurgulayan Akdoğan, "En ufak bir meselede silahı çağrıştıracak laflar ediyorsun. Bu demokrasimiz için aslında bir tehdittir. Böyle bir siyaset olmaz.""Aydınlığın gereği çıkıp yanlışlıkları vurgulayabilmektir"
"Bütün partilerin içerisinde oldular. En fazla da AK Parti'nin içinde oldular. Bugün en büyük temsiliyet AK Parti'dedir."
96 defa saldırıya uğrayan AK Parti'nin saldırıya uğrayan partiler arasında ilk sırada yer aldığına dikkati çeken Akdoğan, "Sen niye çıkıp da bir cümle de AK Parti için kurmuyorsun. Mesele o değil. Mesele burada lojistik destek vermek. Aydınlığın gereği çıkıp yanlışlıkları vurgulayabilmektir. Siyasi destek olsun diye bir tarafa laf söylemek değildir" diye konuştu.