İşte Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları;
- Son 13 yıl içinde tek tipleştirme çabası karşısında çok mesefa kaydettik.
- Biz farklı kültürkerde yetişmemize rağmen ortak kültürel maya ile yoğrulduk. Biz tek tipleştirme ve ayrıştırma çabalarına karşı gönülleri birleştirmeyi hedefledik. Çözüm sürecinin özünde de bu vardı.
- Adalet perspektifinden bakanlar görürler ki, son 13 yılda tek tipleştirmeye karşı önemli yok katettik. Ortak vicdanımızın gereği acılara aynı ölçüde yaklaştık.
- Son 13 yılda Suriye'den gelenler Arap ve Türkmen ise gözlerini kapayıp Kobani'den gelenlere ağıt yakanları gördük.
"DİKKAT ÇEKİCİ... DEMİRTAŞ İLE GÖRÜŞÜRKEN"
15 Temmuz, ben Demirtaş ile görüşürken, aynı saatlerde dikkat çekici, KCK sözde halk savaşını başlatma talimatını verdi. 19 Temmuz, Suruç'tan bir gün önce Cemil Bayık açıklama yaptı. "silahlanın ve halk savaşına hazır olun" diye. Kim adına, hangi savaşı başlatıyorsunuz? Size kim talimat verdi? Nereden talimat aldınız? Şimdi herkesin bu ortak akıl üretme anlamında, son 13 yıl içinde aldığımız mesafelere tekrar tekrar bakmasını rica ediyorum.
- 7 Haziran'da Ak Parti'ye oy vermiş olsun veya olmasın bütün vatandaşlarımızın acılarını paylaştık ama onlar Ceylanpınar'da şehit edilen 2 polisimiz için seslerini çıkarmadılar.
- Şu veya bu acının diğerine göre daha az lanetlendiği bir ortam varsa işte meydan burası. Biz Suruç'ta katliam yapan DAEŞ'i lanetlediğimiz gibi, oradakiler bize karşı olsa da onlar için gözyaşı döktük, hastanelere gidip kendilerini ziyaret ettik.
- Barıştan bahsedenler, Ceylanpınar'da 2 askerimiz haince şehit edilirken, bir kınama bile yayınlamadılar. '2 polis için böyle bir operasyona değer miydi diyenler' o iki polisin annesinin bacısının çocuğunun acısına karşı vicdanlarını kapattılar.
- DAEŞ'in zulmüne karşı yükselttiğimiz ses kadar bir sesi, Esed'in zulmüne karşı yükseltebilecekler mi? Zalim hangi dinden kökenden olursa olsun zalimdir, mazlumda hangi dinden kökenden oldu.
- Ortak vicdanımız şunu söylüyor, silahların bırakılması gerekir. Bir terör saldırısı olmuşsa, o acıları istismar ederek başka bir terör saldırısı yapmak yerine ortak akılla orta yola başvurulmalıdır.
- 7 Haziran'dan beri Demirtaş'ın yaptığı her açıklama Kandil'den tekzip edildi, "Senin söz söyleme hakkın yok" denildi.
- DEAŞ'ın zulmüne karşı bizim yükselttiğimiz kadar sesi, Esad'ın zulmüne karşı yükseltebilecekler mi?
- Yıllarca vicdanı temsil ettiğini söyleyen bazı aydınlar, "2 polis için böyle bir operasyona değer miydi?" dediler.
- Ortak vicdanımızın gereği olarak, bütün acılara aynı prensiple yaklaşıyoruz.