Kayseri'de Paralel Yapı'ya yakınlığıyla bilinen Melikşah Üniversitesi'ne dün düzenlenen operasyonda, aralarında üniversitenin mütevelli heyeti başkanı ve aynı zamanda TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi olan Memduh Boydak ile 7 kişi gözaltına alındı. Aralarında işadamlarının da bulunduğu 4 kişi de aranıyor. Vatandaşları korkutarak üniversite çevresindeki arazileri çok ucuza kapattıkları öne sürülen şüpheliler, "örgütlü yağma" ile suçlanıyor. Kayseri'de bir süre önce savcılığa başvuran 27 mağdur, Melikşah Üniversitesi çevresindeki arazilerin baskı ve sindirme yöntemiyle ellerinden alındığını öne sürerek şikâyetçi oldu. Bu kapsamda soruşturma başlatan cumhuriyet savcılığının talimatıyla harekete geçen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün sabah 07.00'da operasyonu başlattı.
KAYSERİ YARGI İMAMI DA GÖZALTINDA
Melikşah Üniversitesi kampusunda bulunan Burç Eğitim Vakfı'nda arama yapıp kamulaştırma evraklarına el koyan ekipler, üniversitenin mütevelli heyeti başkanı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Boydak Holding CEO'su Memduh Boydak'ı gözaltına aldı. Polis ayrıca Gülen örgütünün Kayseri yargı imamı Ahmet Türkmen ile üniversitenin mütevelli heyet üyeleri iş adamları Halit Gazezoğlu, Necmi Somtaş, Mehmet Filiz ile üniversite çalışanları Özcan Karasu ve Veli Demirci'yi de gözaltına aldı. Adreslerinde bulunamayan 4 kişi ise aranıyor. Toplam 30 şüpheliye yönelik operasyonda 11 kişi için gözaltı kararı çıktığı belirtilirken, şüpheliler sorgulanmak üzere Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürüldü.
'KUŞATMA ALTINDAYIZ'
Melikşah Üniversitesi'ne komşu olan mağdurlardan Yılmaz Korkmaz da birçok kez tehdit edildiklerini belirterek şunları anlattı: "30 yıldır bu mahalledeyiz. Üniversite kurulmadan önce buraya bir ilkokul yaptılar. Daha sonra yavaş yavaş yayılmaya başladılar. Bizi Gazze'ye benzer bir kuşatma altına aldılar. Arazileri ucuza kapatmak için her yola başvurdular. Mahalledeki birçok vatandaşı 'Arsayı bize satmazsan yakında hiç para alamazsın' diye korkuttular. Arazilerini normal değerinin yarı veya daha az fiyatına ellerinden aldılar. Bu üzüntüye dayanamayan 3 komşum kanser oldu. Birçoğumuza kilometrelerce uzakta bulunan Anayurt Mahallesi'nden daire vermek istediler. Bu mahallede bir dairenin fiyatı 70-80 bin lira. Bizim mahallede ise müteahhit bir komşuma arsasına karşılık 8 daire teklif etti. Ancak müteahhitleri de korkutup kaçırdılar. Daha sonra komşum 8 dairelik arsasını bunlara vermek zorunda kaldı. Karşılığında ise 70 bin liralık daire verdiler."
'SAHTE İSTİMLAK BELGESİ YOLLADILAR'
Yılmaz Korkmaz sözlerine şöyle devam etti: "Son olarak mahallede imece usulü yapılan camiye göz diktiler. Önce imam aracılıyla caminin mahalleye yakışmadığını söyleyerek yeniden yapmak istediklerini ilettiler. Daha sonra mahallemizin imamı cami lojmanını bir hayat kadınına kiraya verdi. Biz de şikâyet ederek imamı mahalleden gönderdik. Giriş çıkışımızı engellemek için bahçelerimize ve çevremize kamyonlarla moloz döktüler. Yıktıkları evleri de öylece bırakarak yaşanamaz bir alan görüntüsü oluşturdular. Bize sahte istimlak belgesi bile gönderdiler. Belgeyi alanlar, ev veya arsalarının daha ucuza gideceği endişesiyle Melikşah Üniversitesi'nin ucuz teklifini kabul etmek zorunda kaldı. Evini aldıkları herkesi de 'En yüksek fiyatı sana verdik' diye kandırdılar. Evrakın sahte olduğunu anlayınca şikâyette bulunduk."
