Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Seçim kazanmak için savaş çıkardılar" sözünü kullananlara yüklendi. "Bir, bu savaş değil, terör saldırıları oldu, devlet buna karşılık veriyor. Terörle mücadele ediyor" dedi. On seçime girdiklerini, böyle bir yöntem varsa niye bugüne kadar denemediğini soran Akdoğan, "Böyle bir şey olabilir mi? İnsan hayatı üzerinden hesap yapılabilir mi? Bu alçaklıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman dediği gibi 'şehidimizin bir damla kanını 550 milletvekiline değişmeyiz.' İnsan hayatı kutsaldır ve ona sahip çıkarız" diye konuştu. Akdoğan, MEB Şura Salonu'nda düzenlenen AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi :
İSTİKRAR AK PARTİ: Türkiye'nin güven ve istikrara ihtiyacı var. Çok zor bir bölgede yaşıyoruz. Bu seçimde çok çalışmamız gerekir. Türkiye'nin AK Parti'ye ihtiyacı var. Türkiye'nin bir istikrar abidesi olarak dimdik ayakta kalması gerekiyor. Güven ve istikrarı korumamız gerekiyor. Türkiye'nin birlik ve beraberliği açısından da AK Parti'ye büyük görevler düşüyor.
BAY HAYIR: Türkiye'nin en büyük milliyetçi partisi AK Parti'dir. MHP'nin aldığı oyun belki iki kat daha fazla milliyetçi muhafazakar kitle var AK Parti içinde. Bu süreçte iki şey önemli. Biri seçimden sonraki süreci nasıl yönettiğiniz ve yürüttüğünüz. Hükümet kurma girişimlerinde kimin sorumlu davrandığı, Türkiye'yi düşündüğü. İşte 'bay hayır'. MHP lideri, her şeye karşı çıktı. Sorumluluk almaktan kaçtı. Çünkü korkuyor. İktidar olmaktan, ortağı olmaktan, sorumluluk almaktan korkuyor. Böyle bir psikolojik takıntısı var. Her şeye 'hayır' dedi.
MİLLİ DURUŞ NEREDE?: Bu süreçte bakın teröriste, terör örgütüne, yandaşlarına tek cümle eleştiri getirmiyorlar. Ama terörle mücadele eden hükümeti suçluyorlar. Sürekli terörle mücadele eden hükümete yükleniyorlar. Peki böyle zamanlarda milli bir duruş sergilemek gerekmez mi? Hep birlikte bu saldırıları göğüslememiz gerekmez mi?
O GÜN NASIL HAZMETTİNİZ?: Ama maalesef bunlar olamadı ve şimdi terör son bulsun, analar ağlamasın diye yürüttüğümüz çalışmalar sebebiyle bizi eleştiriyorlar. Peki siz iktidar ortağı olduğunuz Bahçeli'nin Başbakan Yardımcısı olduğunuz dönemde, İmralı'yla görüşmeler yok muydu? Devlet birimleri, işte bugün istihbarat görüşüyor diye eleştiriyorlar ya. O dönemde görüşmeler yok muydu? Şimdi bugün bir sürü laf söylüyorsunuz. O gün nasıl bunu hazmettiniz?
550 VEKİLE DEĞİŞMEYİZ: Gerilimin tarafı olmayacağız. Terörle mücadelede şimdi ikinci şey. Birincisi bu süreçte ne yaptığımız. İkincisi 'bunlar, seçim kazanmak için savaş çıkardılar' lafı... Bir, bu savaş değil, terör saldırıları oldu, devlet buna karşılık veriyor. Terörle mücadele ediyor. İkincisi, AK Parti on tane seçime girdi, böyle bir yöntem varsa niye bugüne kadar denemedi? Hangi seçimden önce savaş çıkardı da 'oy alayım' dedi? Böyle bir şey olabilir mi? İnsan hayatı üzerinden hesap yapılabilir mi? Bu alçaklıktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın her zaman dediği gibi "şehidimizin bir damla kanını 550 milletvekiline değişmeyiz." İnsan hayatı kutsaldır ve ona sahip çıkarız.
PARALEL - TERÖRİST KOLKOLA: Terör örgütü, her türlü yalana başvuruyor. Bunlar, biliyorsunuz şu anda Paralel Yapıyla kol kola girdiler. İkisi de yalan dünyada yaşıyor, ikisi de şer cephesi. Birlikte hareket ediyorlar. HDP, nasıl barajı geçmek için seçimden önce bir ittifaka girdi, makas değiştirdi. Barajı geçeyim diye, ne kadar statükocu, ulusalcı güç varsa, Çözüm Süreci'nin düşmanları varsa, paralelciler varsa hepsiyle işbirliği yaptı. Barajı geçmek için yaptı. Sürece ihanet etti. Şimdi de bu süreçte, terörle mücadeleyi sabote etmek için yine benzer işbirlikleri var.
ÇİÇEK: SORUNLARIN ÇOĞU DIŞ KAYNAKLI
Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, çözümün parçası olan partilerin anlamlı ve toplumda karşılığı olan partiler olduğunu belirterek, "Çözümün parçası olan siyasetçiler vatansever siyasetçilerdir" dedi. Çiçek, "Devlet olarak çözmeye çalıştığımız, üstesinden geldiğimiz sorunların çok önemli bir kısmı dış kaynaklıdır. Bunu hiçbir zaman unutmamak lazım. Bunu unuttuğumuz takdirde birbirimizi suçlamaya gidiyoruz. Bu da siyasete hem itibar kaybettiriyor hem de kaliteyi düşürüyor" ifadelerini kullandı. Yeni bir hamleye ve gayrete ihtiyaç olduğunu belirten Çiçek, "Hatalarımız oldu, eksikliklerimiz oldu yanlışlarımız oldu. Bugün yok mu derseniz? Açık yüreklilikle, bugün de var. Bunu söylemekten çekinmiyoruz, keşke olmasaydı. Hata yaptıklarımızdan özür dileyerek, yeni bir sayfa açıp, geleceğe doğru ümitle heyecanla bakmamız gerekiyor" diye konuştu.
BABACAN: YOLA DEVAM EDİYORUZ
İl Danışma Meclisi'nde konuşan eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türkiye'nin 13 yıldır AK Parti iktidarında çok büyük ilerlemeler kaydettiğini belirtti. Babacan, Türkiye'nin içerisinde bulunduğu coğrafyadaki bunca sorunlara, Avrupa'da yaşanan son 100 yılın en büyük krizine rağmen Türkiye'nin yoluna devam ettiğini belirtti. "Türkiye ekonomisi daha makul ve mütevazi oranlarda da olsa büyümeye devam etti. Bugün Rusya ve Ukrayna gibi kuzeydeki komşularımızın ekonomilerinin daraldığı bir dönemde, Suriye'de bir iç savaşın yaşandığı, Irak'ta ciddi bir istikrarsızlığın yaşandığı bir dönemde, Yunanistan'ın ciddi bir borç ödeme sorunuyla iflas noktasına geldiği dönemde Türkiye yoluna devam etti" diye konuştu. Babacan, bu başarının AK Parti kadrolarının başarısı olduğunu söyleyerek, "1 Kasım'da, Türkiye'nin bundan sonraki 4 yılının adeta kaderi yazılacak" dedi.
TÜRKEŞ: AHAN DA SARI ÇİZGİ GEÇSEM NE OLACAK?
AK
Parti Ankara İl Danışma Meclisi'nin toplantısına Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in sözleri damga vurdu. Toplantıda konuşan Türkeş MHP'den kendisine yönelik eleştirileri isim vermeden yanıtlarken "Kuru söz ve hamaset ile siyaset yapılamaz" dedi. Türkeş besmeleyle başladığı konuşmasında şunları söyledi: Ben hiçbir yanlışın içine girmedim bugüne kadar, bulunmadım. Aldığım kararları da aklımla vicdanımla alıp, ona göre hareket ediyorum. Kuru söz ve hamaset ile siyaset yapılamaz. Benim kırmızı çizgim var, mor çizgim var. Ahan da buraya da sarıyı çizdim. Geçsem ne yapacaksın? Yapacak gücün var mı? Ben, bunu kabul etmem. Etmezsen kara yere kadar. Seni kaale alan yok ki bu ülkede. Daha önemlisi 'Ben bu vatan için ölürüm'. Vatan için ölmek çok kolay, arkadaşlar. Uğruna ölünecek bir vatan yaratabiliyor muyuz, buna bakmak lazım. Hedefi buna göre yapmamız lazım.
