Canlı bomba listesindeki Tatar, IŞİD ile tanışmasını PKK'ya yakınlığıyla bilinen ANF'ye ağustos ayında şöyle anlatmıştı: "Adıyaman Üniversitesi'nde okudum. Okul ihtiyaçlarımı karşılamak üzere, Adıyaman ile Urfa arasında kurulan Suriyeli mültecilerin kaldığı kampa yemek veren amcama ait şirkette çalışmaya başladığım dönemde yalnız başıma takılıyordum. Ahmet Korkmaz isimli biri ile tanıştım. Bir süre sonra sohbetlerimiz dini içerik kazanmaya başladı. Ahmet ile konuşmalarım sırasında cennet-cehennem konusunda anlattıkları bende bir korku uyandırdı. Bu sohbetlerden sonra namaz kılmaya başladım. Bir gün Ahmet bana dini eğitime katılmak isteyip istemediğimi sordu. Kabul ettim. Ahmet'in Adıyaman stadyumu yakınında Mezarlık Mahallesi'nde "dini eğitim kampı" olarak kullandığı bir evi vardı. O kampta 4 kişi ile birlikte eğitim almaya başladık."
Gazi Tatar verdiği röportajda, memleketlilerine de bir çağrı yaptı: "Cihat, bize 'ya zafer ya şahadet' sunacaktı. 'Öldüğün zaman Allahın hurilerden faydalanıyorsun, yaşadığın zaman da İslam Devleti'nin toprakları genişliyor. Her halükarda faydalı çıkıyorsun, kazanıyorsun'' diye anlatıldı. Ben de bu nedenle katılma kararı verdim. Ama Adıyaman'daki gençlere buradan seslenmek istiyorum. Ortada zafer veya şahadet yok. Hayatınız biter. Bize Türkiye'de anlatılanlarla, burada gördüklerim arasında dağlar kadar fark var. IŞİD bize anlatıldığı gibi değil."
30 BİN YABANCI DAEŞ'E KATILDI
Cerablus'ta karşılaştığı durumu da anlatan Gazi Tatar, şunları söyledi: "Cerablus'a vardıktan sonra bizi karşılayan kişiler Bab kentine götürüleceğimizi, orada eğitim kampına alınacağımızı söyledi. Eğitim kampının ardından Tel Abyad'a geri gönderildim. Burada Türklerden oluşan 27 kişilik bir tabur olarak gönderildik. Bizim tabura Konstantin Taburu adı verilmişti. YPG Tel Abyad'ı kuşatınca kaçtık. Kaçarken çatışma yaşandı, yanımdakiler öldürüldü. Ben bir köyde ahıra saklandım. YPG'nin arama tarama çalışması sırasında yakalandım."
Vatan