Yargıtay 16. Ceza Dairesi'ndeki "Ergenekon" davasının temyiz duruşmasında savunmasını yapan Göktaş, avukatlık yaptığı dönemde, bürosunda yapılan hukuksuz arama sonucu gözaltına alındığını söyledi.
Mustafa Levent Göktaş, Avukatlık Kanunu'na aykırı şekilde polislerin bürosunda arama, el koyma faaliyetinde bulunduğunu, polislerin arama video kaydını kapatıp, yanlarında kimse bulunmadan arama yaptığını anlattı.
İtirazları üzerine Cumhuriyet Savcısı ve baro temsilcisinin çağrıldığını ve ardından aramanın devam ettiğini söyleyen Göktaş, buna rağmen polislerin yanlarında kimse yokken, bürodaki bir odada yaptıkları aramada 51 No'lu DVD'yi bulduklarını iddia ettiklerini aktardı.
DVD'nin bürosuna polislerce yerleştirildiğini, aramayı yapan polisin DVD'yi eliyle koymuş gibi ofisteki bir başka avukatın odasında bulduğunu belirten Mustafa Levent Göktaş, "Özel Kuvvetler Komutanıyım, TSK'da 27 kursa gittim, hukuk fakültesi mezunuyum. Özel yetiştirilmiş bir subayım, böyle bir DVD benim olsa, masa üzerinde dosyaya koyar mıyım? Bu kesinlikle benim değil. Bunun varlığından ilk kez Cumhuriyet Savcısının odasında haberim oldu. Zekeriya Öz isimli savcıya, 'O DVD'nin üzerinde parmak izim çıkarsa kabul edeceğim, getirin, inceleyin' dedim. Hala da söylüyorum. Kimse getirmedi. Bu esas alınarak tutuklandım" diye konuştu.
DVD'nin bire bir imajının alınmasını, bir kopyasının kendilerine verilmesini, üzerinde inceleme yapılmasını defalarca istediklerini kaydeden Göktaş, "DVD'nin başına bir şey gelir korkusuyla üzerindeki parmak izleri korunarak emanete alınmasını istedim. Tutukluyken aleyhime bu delili korumak için dilekçeler verdim durdum. Bu benim olsa korunmasını ister miydim? Amacım, bunun kimler tarafından oluşturulduğunu ortaya çıkarmaktı. Bu isteklerin hiçbiri kolluk tarafından yerine getirilmemiştir" ifadelerini kullandı.
"MAKET BIÇAĞIYLA KESTİLER"
Bu sürecin ardından haklarında dava açıldığını ve yargılama sürecinin başladığını söyleyen Mustafa Levent Göktaş, o zamanki mahkemenin başkanı Köksal Şengün'ün, kendisinin talebi üzerine DVD'yi istettiğini, bir ayın sonunda mahkemeye gönderildiğini kaydetti.
Yapılan incelemede, "51 nolu DVD üzerinde, içeriğinde iddia edilen verilerin ne olduğunu açamayacak şekilde çatlak bulunduğu ve parmak izlerinin silindiği tespit edilmiştir" şeklinde rapor tutulduğunu aktaran Göktaş, "DVD'yi veri muhafaza yerinden maket bıçağıyla kestiler, parmak izlerini de sildiler. Bu yapı, kendi koydukları DVD'yi sonradan korktukları için kesmişler ve parmak izlerini de silmişlerdir, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde zarara uğratılmıştır" şeklinde konuştu.
"NORMAL BİR İNSAN EŞİNİ FİŞLER Mİ?"
Mustafa Levent Göktaş, adli emanette tutulduğu süre boyunca polisten başkası tarafından görülmeyen DVD'ye kimsenin el bile süremediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu DVD zarara uğratıldıktan sonra mahkeme, açılamadığını, varsa imajının gönderilmesini istedi. Ama şu an Silivri'de bulunan Yurt Atayün imzasıyla 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılarak, kopyasının gönderildiği söylendi. Orijinalini kimsenin görmediği bir kopyasını gönderdiler. Bu işleri yapan polislerin hepsi şu an tutukludur. Bu DVD'nin orijinaliyle aynı olup olmadığını incelettiler. Bilirkişi raporunda, kopya DVD'nin arama tarihinden bir hafta önce oluşturulduğu belirtildi. Bunu da dikkate almadılar. İçeriğinde, Yargıtay Tetkik Hakimi, 29 yıllık eşime ait fişleme belgesi çıkmıştır. Bu bile bana ait olmadığı için yeterlidir. Normal bir insanın eşini fişlemesi ve sonra bunu bir DVD'de kayıt altına alması, hayatın olağan akışına uygun değildir. Mahkeme, kendisinin ve Sayın Cumhuriyet savcılarının hiç görmediği orijinal 51 numaralı DVD ile polisin gönderdiği ve kopyası olduğunu iddia ettiği kopyasının aynı olup olmadığını dahi düşünmeden ve şüphe etmeden kopyayı hükme esas almıştır. Takdir Sayın dairenizindir."
