Cuma gecesi Fransa'da yaşanan eşzamanlı silahlı saldırı ve patlamaların ardında Paris'te tam bir korku ve panik havası hakim oldu. Fransa yönetimi bir dizi önlemler aldı. Bunlardan en önemlisi şüphesiz sınırlardan giriş ve çıkışların kapatılmasıydı. Ancak Fransa yönetimi sadece sınırları kapatmakla kalmadı bir çok alanda sınırlamalar getirdi. Fransa yönetimi "olağanüstü hal" ifadesini kabul etmeyip bu bir "acil durum uygulaması" dese de bu uygulama olağanüstü halden daha fazla kısıtlamalar içeriyor.
SAVCI TALEBİ OLMADAN 168 EV BASILDI, SOSYAL MEDYA KISITLANDI
Acil durum uygulaması neticesinde, emniyet güçlerine şüpheli her her eve baskın yapma izni verildi. Savcı talebi beklenmeden 168 eve baskın düzenlendi, daha yargılanmadan 104 kişiye ev hapsi uygulandı. Sosyal medya kullanımı kısıtlandı, 1955 Cezayir olayları sırasında çıkarılan bir kanunun uygulanması ise an meselesi. Fransa kanunlarına göre tüm özel hastanelerin yönetimi devlete geçebilir. Şu an Fransa yönetiminden de böyle bir hamle bekleniyor. Paris'teki kanlı gecenin bilançosu karşısında Paris hükümetinin aldığı uygulamaların, kararların hepsinin tek amacı saldırıların failine daha net ulaşmak ve olası yeni saldırıları önlemek. Başta Avrupa olmak üzere bir çok ülke de bu kararları olumlu karşılıyor.
FRANSA'DA KATİL DEVLET MANŞETLERİ ATILSAYDI?
Peki Diyarbakır HDP mitinginde meydana gelen patlama sonrası sosyal medyadan ve diğer mecralardan yapılan "katil devlet!" naraları Fransa'daki saldırı sonrası yapılsaydı Paris yönetiminin tavrı ne olurdu tahmin edebiliyor musunuz? Belki de en önemlisi Fransa'nın yaptırımlarına dünyanın tepkisi ne olurdu? Muhtemelen tepki değişmeyecekti, Fransa yapınca güvenlik önlemi, Türkiye yapınca "dikta rejimi mi geliyor" sorusuyla algı yönetmeye çalışılacaktı.
Ankara'daki malum patlamanın ardından da yine aynı yaygara koparılırken dış tehditlerin yerli su taşıyıcıları rahat durmamış seçim öncesi kaos oluşturmaya çalışmış, iç savaş çığırtkanlığı yapmıştı. Sosyal medya, görsel ve yazılı medya ile algı yönetmeye çalışılmıştı ve birkaç saatliğine sosyal medya kısıtlamasına gidilmiş, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın kanlar içindeki görüntülerin yayınlanması yasaklanmıştı. Bu durum karşısında dahi "sınırsız özgürlük" mavalları okunmuştu.
TEK DERTLERİ…
Fransa'da yaşanan terör saldırıları şunu gösterdi ki; Avrupa Türkiye'ye karşı iki yüzlülüğüne son sürat devam ediyor. İyi niyetli olmayan ülkeler Türkiye'ye karşı her türlü hareketi kullanmaya devam edecekler. Ve tek dertleri devlete düşmanlık olan sözde yerli, sözde aydınlar da bu milleti yarattıkları algıyla yönetmeye çalışacak.
Yunus Göksu - Sabah.com.tr