Muş, yaptığı yazılı açıklamada, demokratik bir ülkede başbakanın mitingini canlı yayınladığı için bir televizyon kanalına ceza verilemeyeceğini, bunun hem demokrasinin özüne hem de basın hürriyetine aykırı olduğunu belirtti.
Cezayı, baskı ve yıldırma aracı olarak kullananların A Haber'i susturmaya çalıştığını ifade eden Muş, şunları kaydetti:
"A Haber kanalına verilen ağır cezaları basın özgürlüğüne vurulmuş bir darbe olarak gördüğümüzü belirtmek istiyorum. Bu cezalar hiçbir şekilde kabul edilemez ve açık bir sansürdür. Terör örgütünün açık propagandasını yapan kanallar dururken, başbakanın röportajını yayınlayan A Haber'e ağır cezalar vermek nasıl bir anlayıştır? Şu husus açıktır ki, A Haber'e tarihte görülmemiş şekilde 239 kere ceza verilmesi açık bir sansürcülük ve yıldırma politikasıdır. Her fırsatta 'İktidar, basını susturuyor' diye boş yaygara koparanların A Haber'e verilen ağır cezaları görmezden gelmesi tam bir ikiyüzlülüktür.
Ajanlık ve terör faaliyeti yürüttüğü iddiasıyla yargılanan gazetecileri savunan muhalefet temsilcileri, 'başbakanın mitingini yayınladı' diye cezalandırılan basına sessiz kalarak, çifte standardını göstermiştir.
Gerçi hatırlanacak olursa, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 7 Haziran seçimleri öncesi aralarında A Haber'in de bulunduğu bazı televizyon ve gazeteler için '8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır' diye bir açıklama yapmıştı. Dolayısıyla böyle bir sansürcü anlayışa sahip muhalefetten tersini beklemek de hayal kırıklığı olur."
Muş, iktidara geldiği günden bu yana her türlü vesayetle mücadele eden AK Parti'nin, tüm kurumların demokrasiyi içselleştirerek, demokratik bilinçle hareket etmesi gerektiğini sürekli vurguladığını da ifade etti.