Hem üç kıtaya yayılmış büyük bir devlet olan Osmanlı'nın varisleri hem de bugünkü modern Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak Afrika'ya kardeşçe hislerle yaklaştıklarını belirten Akdoğan, kıtanın tarih boyunca büyük güçlerin sömürüsüne maruz kaldığını, altın, petrol, elmas ve zengin yeraltı kaynaklarının elinden alındığını, bununla da yetinilmeyip insanların topraklarından koparılıp köle olarak başka coğrafyalara götürüldüğünü söyledi. Afrikalıların sömürülüp aşağılanırken Türkiye'nin bu kıtaya hiçbir zaman emperyalistler gibi bakmadığını vurgulayan Akdoğan, şunları söyledi:
MAZLUMA KİMLİK SORMAYIZ
"Bizim kültürümüz, dinimiz bize emperyalizmi, ırkçılığı yasaklamıştır. Bize göre siyah da beyaz da birdir, eşittir. Hiçbir insanın, hiçbir insana karşı üstünlüğü yoktur. İnsanlar ancak Allah'a kulluk ederler. Biz sadece onun önünde eğiliriz. Hiçbir küresel, egemen, emperyalist gücün önünde eğilmedik, millet olarak da devlet olarak da. Onun için işte 'one minute' dedik. Bütün zalimlere, kimliğini sormadan karşı çıktık. Mazlumlara kimliğini sormadan, hangi dinden, mezhepten olduğuna bakmadan sahip çıktık. Ve bizden bile olsa zulmeden, onun karşısında da dikildik. Türkiye bu ahlaki duruşuyla, insani duruşuyla bugün dünyada mazlumların umudu bir ülke haline geldi. Bugün ne eski Türkiye var ne de eski Afrika var. Bugün yıldızı her geçen gün parlayan ve eskisine oranla çok daha güçlü bir Türkiye var. Artık sorgulayan, hesap soran bir Türkiye var. 'Dünya 5'ten büyüktür' diye haykıran bir Türkiye var."