Tarih 22 Nisan 2014... Yani bir kasım seçimlerinden yaklaşık iki yıl önce... HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında konuşuyor. Demirtaş Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin, DAEŞ'in kendi bölgelerine girişini durdurmak ve göçmen akınına engel olmak için sınır bölgelerine hendekler kazmasını çok sert sözlerle eleştiriyor. O gün Demirtaş'ın hendeklerle ilgili söylediği sözler bugünle taban tabana zıt.. O konuşma HDP Eş Genel Başkanı'nın savrulduğu noktayı ve kendi kendisiyle yaşadığı çelişkiyi büyük bir çıplaklıkla ortaya koyuyor..
O gün Demirtaş şöyle konuşmuştu; Hendek kazanlar kendileri o hendekte kaldılar. Özgürlük yürüyüşünü durduracak hendeği yapan mimarı görmedi dünya.
Demirtaş 1 Kasım ise tam tersini söyledi; "Böyle hendek çukur diye küçümsemeye çalışanlar da dönüp tarihe baksınlar."
Demirtaş'ın hendek standardı ne?
DEMİRTAŞ'IN DEĞİŞMESİNİN ŞİFRELERİ
Demirtaş iki yıl önceki konuşmasında sadece hendekler konusunda farklı konuşmuyor. Özerklik ve özyönetim yerine birlik ve beraberlikten, diyalogdan bahsediyor..
"Hendekle değil halkların birliğiyle çözüm sağlamalıdır. Hendek kazılarak bir halkın, bir sistemin güvenliği sağlanamaz. Yanınızdaki halkla doğru temasla sağlayabilirsiniz." Bu sözleri sarfeden Demirtaş, 1 Kasım sonrası ise "On milyonlarca kahraman yiğit bu darbeye karşı direnen insan var.. Öyle mevzu hendek barikat mevzusu falan değildir. Kürtler artık kendi coğrafyasında Ortadoğu'nun orta yerinde bir siyasi irade olacak.. Artık gelecek yüzyılda bir Kürdistan gerçeği olacak" dedi.
Selahattin Demirtaş, 1 Kasım seçimlerinde hezimete uğrayınca büyük bir söylem dönüşümü geçirdi.. HDP'nin Türkiye'yi kucaklayan bir parti olduğunu iddia edenleri şaşkınlığa uğrattı.. Vatan millet bayrak diyen Demirtaş, şimdi hendek, özerklik ve özyönetim diyor...
1 Kasım öncesi, "Türkiye Cumhuriyeti devleti bayrağı hepimizi temsil eder.. Türkiye Cumhuriyeti bayrağını layık olduğu şekilde bütün toplumu temsil edeceği onurunu elbette ki korumak isterim" demişti Aynı Demirtaş 1 Kasım sonrası, "Özyönetim özerkliğin inşası ve içinin doldurulması ve sürecin siyasi zeminde güçlü ilerletilmesi için önemli kararlar alacağız" diyerek yine kendisiyle çelişti.
Peki, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş neden bu kadar değişti? Niye 1 Kasım seçimleri öncesi sürekli olarak "barış" ve demokrasiden bahsediyordu? Bu şekilde konuşması yönünde sufle mi alıyordu? Söylem değişikliğinin arkasında bir diğer HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın "sırtımızı dayıyoruz" dediği odaklar mı var? Yüksekdağ ve Demirtaş neden PKK ile HDP arasına mesafe koyamıyor?
"HENDEK KAZANLAR KENDİLERİ HENDEKTE KALDI"
HDP ile ilgili Demirtaş ve Yüksekdağ'ın cevabını veremediği çok sayıda soru var.. Ancak ortak kanı HDP'nin her seçim sonrası değişen ve bölgede yaşayan halkın refah ve huzurunu hiçe sayan söylemleriyle Kürtleri temsil eden bir parti olmaktan çıktığı yönünde..
Ankara kulislerinde HDP'deki savrulmanın bir bölünmeye neden olabileceği konuşuluyor. Kandil'in aydınlattığı söylemlerin ayrılmayı düşünenlere mesaj olduğu iddia ediliyor.. 1 Kasım seçimleri öncesi "barış" kelimesini ağzından düşürmeyen Demirtaş'ın nefret ve şiddet dilini daha da keskinleştireceği ileri sürülüyor.