Columbia Üniversitesi Profesörü Abraham Wagner, Washington Times gazetesinde, "Ilımlılık radikal bir ajandayı maskelediğinde" başlıklı bir makale kaleme aldı.
"Fetullah Gülen hareketinin hem Türkiye hem de ABD için bir tehdit olduğunu" kaydeden Wagner, Gülen'in dünyanın dört bir yanındaki kurumlarıyla "yaklaşık 25 milyar dolara hükmettiğini" ifade etti.
Türkiye'nin DAEŞ ile mücadelede ve Ortadoğu'da istikrarın sağlanmasında oynadığı kritik role dikkati çeken Wagner, ABD'nin bölgedeki en önemli müttefiklerinden birinin Türkiye olduğunun altını çizdi.
DAEŞ ve Suriyeli mülteciler konularına ilaveten Türkiye'nin Gülen örgütü ile de mücadele etmek zorunda kaldığını belirten Wagner, Wikileaks'te yayınlanan belgelerde ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Gülen'i "ılımlı mesajı ile radikal ve kötü ajandasını perdeleyen radikal bir İslamcı" olarak tanımladığına işaret etti.
Wagner, Gülen'in, ABD'deki taraftarları vasıtasıyla çok sayıda charter (sözleşmeli) okulunu yönettiğini ve Amerikan vatandaşlarının ödediği vergilerden her yıl yüz milyonlarca dolarının bu okullara gittiğini bildirerek, bu kurumlardan bazılarıyla ilgili FBI soruşturması başlatıldığını, meselenin ABD'de hukuki ve idari anlamda faklı bir safhaya taşındığını kaydetti.
Gülen hareketinin, bu okullardan ve diğer işletmelerinden kazandığı paranın bir bölümüyle Türkiye'den ABD'ye 5 bin civarında mensubunu H-1B vizesiyle getirdiğini savunan Wagner, bu durumla ilgili olarak soruşturma başlatıldığını da hatırlattı.
Makalesinde "Türkiye'deki seçilmiş meşru hükümeti devirmeye çalışmaktan" Paralel Yapı hakkında açılmış davalar olduğunu vurgulayan Wagner, Gülen taraftarlarının devletin birçok kademesine uzun yıllar içinde "sızdığını" belirtti.
"Gülen hareketi tarafından manipüle edilen savcı ve polisler, üst düzey komutanları, çarpıtılmış suçlamalar ve yasa dışı dinlemelerle hedef aldılar" ifadesini kullanan Wagner, ABD'nin "Gülenist bir rejimle yönetilen bir NATO müttefikine ihtiyaç duymayacağını" vurguladı.
