Aysel Erdoğan 1992 yılında kazandığı DÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümüne felçli annesine bakmak için devam edemedi. Daha sonra başlayabildiği okulunu, bu kez de 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle 1999 yılında bırakmak zorunda kaldı.
"KIZ ÇOCUKLARININ ZOR OKUTULDUĞU BİR DÖNEMDE OKULU KAZANDIM"Erdoğan, yaptığı açıklamada, 1990'lı yıllarda 28 Şubat mağduriyetini yaşayanlardan biri olduğunu, 1998-1999 yılında başörtüsü nedeniyle derse alınmadığı için devamsızlık nedeniyle okuldan ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.
"İnsanlar 'Okulu niye bıraktın?' diye soruyordu. Kesinlikle pişman olmadım çünkü ben ilahi rıza için yaptım. Siyasi bir amaç için başörtüsü taktığımızı söylüyorlardı. Ona hizmet edenler belli oldu. Yasak gelir gelmez özellikle Allah affetsin Fettullah Gülen taraftarı insanlar hemen başlarını açtılar. Yasağın adı duyulur duyulmaz başlarını açıp okula girdiler. Bu da bizim direnişimizi kırdı. Onlar o hareketi yapmamış olsaydı belki daha çok mücadele eder, okullarımıza devam edebilirdik. Siyaset için başını örtenler belli oldu."
OKULUNDAN 15 YIL SONRA MEZUN OLABİLDİErdoğan, eşinin de işinde zarar ettiğini, maddi sıkıntılar yaşadıklarını, ailesinin desteğiyle geçimlerini sağlayabildiklerini anlattı.
Eğitimini tamamlayan arkadaşlarının teşvikiyle 2011 yılında başörtüsü yasağı kaldırıldığında okuluna döndüğünü ve 2014 yılında mezun olduğunu dile getiren Erdoğan, uzun süre eğitimine ara vermesi nedeniyle zorlansa da 3 çocuk annesi olarak okulundan mezun olduğunu söyledi.
"HAKKIM ÖĞRETMEN OLMAK"Erdoğan, yardımlarla değil, çalışarak çocuklarına bakmak istediğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"İŞKUR desteğiyle Kur'an kursunda çalışmaya başladım. Kur'an kursunda temizlik işçisi olarak çalışıyorum. Temizlik işçisi olarak çalıştığım kursa bakan hoca benim eski öğrencim. İlk gittiğimde yüzüme bakamıyor, utanıyordu. 'Biz yokken gelin temizlik yapın' diyordu. Benim öyle bir işte çalıştığımı görmek istemiyordu ancak alıştım. Ben bunu da bir ibadet olarak kabul ediyorum. 3 çocuğum var. Onlara bakmak, onların rızkını kazanmak, muhtaç olmadan yaşamak benim için övünç verici. Başta biraz etkilendim. Öğretmen olacağım, öğrencilerim olacak diye hayal ederken bu işi yapmak beni üzdü. Benim hakkım öğretmen olmak. Şimdi 23 yaşındaki gençlerle bizim yarışmamızı bekliyorlar. Çalışıyorum, çocuklarıma bakıyorum. Bu halde nasıl KPSS'ye hazırlanabilirim? Eğer 28 Şubat mağduriyetini yaşamasaydım şimdi 15 yıllık öğretmendim. Sıra arkadaşlarım emekliliğini beklerken biz daha atanmayı bekliyoruz."