Başbakan Ahmet Davutoğlu dün AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'ı Çankaya Köşkü'nde ağırladı. 7 Mart'ta Brüksel'de yapılacak Türkiye-AB Zirvesi öncesinde gerçekleşen görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Davutoğlu gündeme ilişkin şu mesajları verdi:
Suriye krizinden ne Türkiye ne Avrupa sorumludur. Suriye krizinin sorumlusu, halkına zulmeden rejim, terör örgütü ve uluslararası aktörler. Fakat, bunun bedelini Türkiye ve AB ödüyor.
(HDP Eş Başkanı Demirtaş'ın açıklamaları) Çağrılar yapıldı, provokasyonlar ama Diyarbakır halkı bunlara hiç yüz vermedi. Çevrede yanan ateşe Türkiye'yi sürüklemek isteyen, bölücü terör örgütüne karşı da basiretli bir tavır sergiliyor. Diyarbakır'ın bu provokatif çağrılara kulak asmaması çok anlamlıdır.
Onlar o barikatların arkasında kandırılmış o gencecik çocukları düşünmezler. İsterler ki daha çok genç ölsün. Ne zaman ki o gençleri sürükleyen çetenin elebaşlarına sıra geldiğinde, son anda birden "bu elebaşlarını nasıl kurtarırız" diye çaba içine giriyorlar. O gencecik çocukları aldatıp, karanlık bir geleceğe gönderenler, kendi elebaşlarına sıra geldiğinde onları kurtarmak için çaba sarfediyorlar.
Demirtaş'ın meselesi halkı sokağa dökmek, aynen Suriye'de Irak'ta yaşanan tablolar gibi şeyle Türkiye'nin geleceğini karartmak. Biz, buna izin vermeyiz. Yapmak istediği şey şu, psikolojik ortam oluşturup gerginlikleri kışkırtarak bir çatışma ortamını teşvik etmek.
Bir anda şimdi cuma namazını hatırladılar. Düşünün, Marksist, Leninist bir örgüt. Arkasından geçtiğimiz aylarda Diyarbakır'da Fatih Paşa Camisi'ni yakanlar bunlar, ezanları susturup minarelerden birtakım marşlar söyletenler bunlar, Hz. Peygamber'e açıkça hakaret eden milletvekili barındıranlar bunlar. Etnik ırkçılık ile Diyarbakır halkını ayaklandıramadılar, şimdi de cuma namazı gibi dinimizin kutsal bir ibadetini kullanarak güya kendilerini halka yakın göstermek isterler. Başka zaman cuma namazını hatırlamayanların bir anda bunu hatırlamasını da basiretli Diyarbakır halkının dikkatine sunuyorum.
RUSYA SIĞINMACI KRİZİNİ KULLANIYOR
AB Konseyi Başkanı Tusk, Rusya'nın Suriyeli sığınmacıları silah olarak kullanıp kullanmadığını değerlendirerek, üstü kapalı olarak bu görüşe destek verdi. Tusk, şunları söyledi:
Suriye ile ilgili göçmenlere ayrılmış finansal kaynakların değerlendirilmesinin hızlı bir şekilde devreye sokulmasını sağlayacağız. AB'nin Türkiye ile olan ilişkilerinin hızlı ilerlediğini söylemek istiyorum.
Bizim için önemli olan yasadışı göç akımını azaltabilmek. Nihai hedefimiz, bu olguyla baş edebilmek.
Bazı odaklar, göç krizini siyasi araç olarak kullanıyorlar. Bir silah olarak değil ama bir araç olarak kullanıyorlar. Bu tür siyasi iradeyi görüyoruz. Kendi egoist çıkarları için kullananlar var.