Diyarbakır'da Yasin Börü ve 4 arkadaşının canice öldürüldüğü davanın 4. duruşması dün görüldü. Çok sayıda siyasetçinin de izlediği duruşmaya gizli tanık "Tunç"un ifadeleri damga vurdu. Yaşanan vahşeti gördüğünü anlatan gizli tanık, "Olayların yaşandığı apartmandan silah sesleri geldi. 5 dakika sonra da cesetleri pencereden aşağıya attılar" dedi.
AK PARTİLİ VEKİLLER DE İZLEDİ
DAEŞ terör örgütünün Kobani'ye yönelik saldırılarını protesto bahanesiyle 6-7 Ekim tarihlerinde çıkartılan olaylarda Yasin Börü, Ahmet Dakak, Riyat Güneş ve Hasan Gökguz öldürülmüştü. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 17'si tutuklu 34 sanıklı davanın dünkü duruşmasına AK Partili Milletvekilleri Mehmet Metiner, Ayhan Sefer Üstün, Ahmet Gündoğdu, Metin Külünk ve Mahmut Kaçar'ın da aralarında bulunduğu bazı siyasetçiler de katıldı. İki taraf avukatının da katıldığı duruşmaya SEGBİS yöntemiyle bağlanan gizli tanık "Tunç"un itirafları damgasını vurdu. Olayların yaşandığı yere yakın bir noktada olduğunu belirten gizli tanık, "Kalabalık koşarak Yasin Börü ve arkadaşlarının saklandığı apartmana girdi. Daha sonra Uğur Doğanay perdelerle kendisini yukarıdan sarkıtarak içeri girdi. 3-4 dakika sonra birkaç el silah sesi geldi" dedi.
"AŞAĞIYA ATT ILAR"
Silah sesinden yaklaşık 5 dakika sonra ise cesetlerin pencereden aşağıya atıldığını söyleyen gizli tanık, "Uğur Doğanay'ın annesi Yıldız Doğanay, Yasin Börü'nün cesedinin başına gidip 'IŞİD' diyerek tükürdü" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Musa Yeşil, dosyadaki Yıldız Doğanay'a ait fotoğrafını telefonuyla çekerek karşı tarafa gönderdi. Yeşil, mahkeme üyesinden gizli tanığın teşhis etmesini istedi. Gizli tanık ise gördüğü kadının başının kapalı olduğunu fotoğraftaki kişinin başının açık olduğunu belirterek, "bunu tanıyamadım" dedi. Bunun üzerine aynı fotoğraf tutuklu sanık Uğur Doğanay'a gösterildi. Dağanay, "evet fotoğraftaki kişi annem" dedi. Gizli tanık "Tunç"a gösterilen fotoğrafı gösterilen sanıklardan Ahmet Arif Yusufoğlu, Cevher Türk'ü tanıdığını söyledi. Birisinin elinde bıçak diğerinin elinde ise satır olduğunu iddia etti.
DİNAMİTLE GELDİLER
Mahkemenin dinlediği "Zümrüt" kod adlı kadın gizli tanık ise kalabalığın apartmanın kapısına dayandığını ve birisinin elinde dinamit olduğunu anlatarak, "Kapıya dayanmış açmalarını istiyorlardı. Açmamaları halinde dinamitle patlatacaklarını söyleyerek tehdit ediyorlardı" diye konuştu. Teşhis için kameradan gösterilen bazı kişileri tanıdığını söyleyen gizli tanık, birçoğu için ise yüzleri kapalı olduğu için tanıyamadığını belirtti. Bir başka sanık için ise çok net olarak tanıdığını ve kapıya dayananlar arasında yer aldığını hatta olay sonrası bıyıklı olmadığını sonradan bıyık bıraktığını söyledi. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına karar vererek, duruşmayı 18 Nisan 2016 tarihine erteledi.
KÜLÜNK'TEN 'DOKUNULMAZLIK' TEPKİSİ
Davayı izleyen AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, çıkışta basın mensuplarına açıklamada bulundu. Külünk, 6-7 Ekim 2014'te Doğu ve Güneydoğu'da insanları sokağa azmettirenlerin de katiller kadar suçlu olduğunu, dokunulmazlıklarının kaldırılması gerektiğini söyledi. "Kardeşliği bozmak isteyenlerle ilgili fezlekeleri, TBMM'ye beklediklerini" vurgulayan Külünk, milletin kardeşliğini bozmak isteyenlerin hesap vermesinin zaruri hale geldiğini anlattı. Fezlekelerin TBMM'ye gelmesi halinde dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy vereceğini ifade eden Külünk, "Mahkeme heyetine sesleniyorum, bu davada, 6-7 Ekim kalkışmasının çağrısını yapan, dokunulmazlık zırhı içerisinde Türkiye'ye, kardeşliğimize ateş edenler de yargılanmalıdır" çağrısında bulundu. Gençlerin ölümünde ihmali bulunanlarında da hesap vermesi gerektiğine dikkati çeken Külünk, 6-7 Ekim olaylarında paralel ihanet çetesinin, milleti devletle karşı karşıya getirmeye çabaladığını söyledi.