Başbakan Ahmet Davutoğlu dün AK Parti grup toplantısında konuştu. Davutoğlu konuşmasında şunları söyledi:
Yanyana gelemeyecek örgütler, tek çatı altında bize karşı toplanıyor. Bazen PKK'nın imdadına DAEŞ yetişiyor, bazen DAEŞ'in imdadına DHKP-C. Bu terör örgütlerinin tümünün imdadına da Paralel örgüt yetişiyor. Artık maskeler inmiştir. Kim terörün yanındaysa açık ve net bir şekilde yanında olsun, kim karşısındaysa tavrını ortaya koysun.
Bu bir istiklal ve istikbal mücadelesidir. Bölgemizdeki haritaları yeniden çizme planlarına direnebilen tek ülkenin Türkiye olduğunu biliyorlar. Bu kurabilecekleri son pusu, o yüzden bütün hainleri bir araya topladılar. Terör kaybedecek, millet kazanacak inşallah.
Kılıçdaroğlu'nun, milletvekilleri örgütün kanalına çıkarken, fotoğraf karelerine girerken sesi çıkmıyor. CHP giderek garip bir siyasi topluluğa dönüşüyor. Bazı milletvekilleri Paralel Yapı'ya bazıları da terör örgütünün kanallarına çıkıyor, bazıları sol görünümlü paravan örgütlerin militanlarına destek veriyor. DHKP-C'den gelen hiçbir eylemi CHP açık şekilde kınamadı.
Paralel Yapı'nın elebaşı bir Rus gazetesine verdiği röportajda Türkiye'yi 'terör devleti' olarak tanımlıyor. Yeni bir beddua kaseti çıkmış. Onlar beddua ede dursun biz yolumuza devam edeceğiz. Siz bu yapıya sahip çıkarak neyin diyetini ödüyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu?
Bakanlar Kurulu'na ara verdim, (Bahçeli) "Sadece destek için geldik, Bakanlar Kurulu'nu fazla ertelemeseniz, desteğimiz yanınızda" dedi. İşte bizim görmek istediğimiz muhalefet tarzı bu.
Bir kişinin siyasetçi olması, onu mutlak anlamda dokunulmaz kılamaz. Teröre destek veriyor, bir caninin taziyesine gidiyorsa, bu kimselerin faaliyeti siyasi dokunulmazlık kapsamında değerlendirilemez. Çağrımız bu kadar açıkken, önce CHP'den sonra HDP'den çatlak sesler gelmeye başladı. (Tüm dokunulmazlıkların kalkması) Bu gayrimeşru istek, TBMM'nin gelecekteki iradesine ipotek koymaktır.