Siyaset edep ister, ahlak ister, belli bir üslup ister. Hepimiz birbirimiz hakkında farklı görüşlere sahip olabiliriz, eleştiri yapabiliriz. Bunu belli bir edeple, ahlakla yapmak gerekir. Sayın Kılıçdaroğlu kadın hakkında konuşuyorsa kullandığı dilin daha temiz olmasına dikkat etmesi lazım. Dünkü açıklamalara baktığında Türk siyasetinin dibe vurduğunun göstergesidir. Edep ve ahlaktan yoksun bir üslubun ikame edildiğini görüyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun daha sonra 'ben sözümün arkasındayım' diye tevil etmesi, yaptığı ilk açıklamadan daha vahim, daha kötüdür. Yanlışta ısrar etmenin anlamı yok. Halk arasında bir söz var, zırva tevil götürmez. Söylenen sözün Türk toplumun ahlaki değerleri ile ana muhalefet partisi liderin üslubu birbirine yakışmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun kalbinin içinde ne varsa o yansıyor üsluba. Umarımız bu yanlıştan döner, yanlışında ısrar etmez.
VATANDAŞLIKTAN ÇIKARILMA
Vatandaşlıktan çıkarılma kanun üzerinde yer almaktadır. Talep üzerinde vatandaşlıktan çıkarılma kuralları vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın dün yaptığı açıklama bunların dışında yeni bir kural görülmesini öngörüyor. Bunların üzerinde elbette çalışma yapılacaktır.
SAYIN ENSARİOĞLU'NUN DİLİ SÜRÇMÜŞTÜR
Sayın Ensarioğlu hukukçu bir arkadaşımız değil. Yargı bağımsızdır, milletin bağımsızdır. Karar verirken Türk milleti adına yapar. Yargı ne AK Parti'nin ne CHP'nin, ne MHP, ne de HDP'nin yargısıdır. Öyle zannediyorum ki, bir dil sürçmesidir diye düşünüyorum.
