OPERASYONLAR DÖNEMİNDE NE OLACAK PEKİ? BU İŞ BİTECEK!
Bu hafta Kutlu Doğum'u yaşadık. Hafta boyunca bir taraftan tevhid, vahdet diğer yandan gelin birlik olalım çağrısıydı. Buna vurgu yapıldı. Terörle anıldığımız böyle bir zamanda İslam dünyasının içinde bulunduğu en önemli üç başlık:
Mezhepçilik, Irçılık ve terördür. Mezhepçilik, İslam dünyasının içinde öyle bir virüs haline geldi ki, artık sünnilik, şia gibi bu yayılma maalesef adeta bir din gibi algılanmaya başlandı. Halbuki bizim bu noktada dinimiz İslam'dır. İslamın içerisinde böyle bir ayrımcılığa vesile olan mezhebi anlayış olamaz, buna sıcak da bakamayız. Eğer bu mezhepler bizim için bir ayrımcılık vesilesi olacaksa vay haline. Biz Yunus'un diliyle yaklaştık; yaradılanı yaradandan ötürü severiz, ölçü bu. Biz Türkü de, Lazı da, Çerkezi de, Arabı da hepsini istisnasız severiz. Terörde çok kayıplar verdik. Önce demokratik açılım dedik, olmadı. Milli birlik ve kardeşlik dedik, olmadı. En son çözüm süreci dedik, istismar edildi. Şimdi operasyonlar dönemi. Ne olacak bu dönemde; bu iş bitecek! Polisimizle, askerimizle, korucumuzla hep beraber üstüne gidiyoruz. Bu milllet güçlüdür, bunu başarmaya da muktedir. Bu milletin huzuruna kimsenin kastetmeye hakkı yoktur.
KENDİ KENDİNE ÖZERKÇİLİK OYNAYANLAR KAYBETMİŞTİR
Güneydoğu'da çeşitli yerlerde bir süredir yaşanan terör olayları, terör örgütünün şehir merkezlerinde uygulamaya çalıştığı yeni eylem stratejisi başarısız olmuştur. Şimdi artık iflastalar. Bittik, battık, nereye kaçacağız diyorlar. Telsiz dinlemeleri bu. Bütün bunların en önemli sebebi bölge halkının tercihinin bölünmeden değil milletimizin ve ülkemizin bir parçası olarak kalmaktan olma yana tercihidir. Terör örgütünün ısrarla bölme peşinde konuşmanın peşindeki kanlı amacı bölge halkı artık çok iyi gördü. Tüm güvenlik güçlerimiz gerçekten fedakâkarca mücadele etmiştir. Kendi kendilerine özerkçilik oynayanlar kaybetmiştir. Çukur siyaseti ile netice alacağını sananlar hüsrana uğramışlardır. 81 vilayet 79 milyon vatandaşı ile bölünmez bir bütün olduğu şehitlerimizin kanlarıyla bir kez daha tarihe yazılmıştır. Türkiye'nin bugünkü sınırları bizim son sınırlarımızdır. Osmanlı devletinin topkak büyüklüğü yüz yıl önce 5 milyon kilometre kareydi. Cumhuriyeti ilan ettiğimizde Hatay'la birlikte bunun ancak 780 bin kilometre karesini yani altıda birini muhafaza ediyoruz.
HİÇ KİMSE KUSURA BAKMASIN: O DEVİR ARTIK SONA ERMİŞTİR
Bizi bu topraklardan söküp atmak isteyenlerin farkındayız. Hiç kimse kusura bakmasın; artık o devir bitti! Rahmetli Özal'ın ifadesiyle Adriyatik'ten Çin Seddi'ne uzanan o gönül sınırlarımızı sonuna kadar açık tutacağız. 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı rahmetle, şükranla, tazimle yadediyorum. Milletimizin birliği, beraberliği, kardeşliği konusunda 23 Nisan 1920'de İstiklal Savaşımızı yürütmek üzere Gazi Mustafa Kemal'in başkanlığında TBMM'de toplananların bir kararlılığı vardır. Aynı şekilde rahmetli Menderes, Demirel, Özal, Erbakan, Türkeş'in bu konudaki hissiyatları aynıydı. Pek çok görüşlerini paylaşmamakla birlikte gerek sayın İnönü ve Ecevit'in bu konuda çok farklı görüşler içinde olduklarını biliyorum.
HDP BU COĞRAFYANIN DEĞERLERİNE DÜŞMANLIK İÇİN KURULMUŞTUR
Terörle mücadelede Türkiye kadar hak ve özgürlük çıtasını yüksek tutan bir başka devlet yok. Unvanı milletvekili ama arabasında teröristlere silah taşıyor. Unvanı milletvekili evini teröristlerin karargahı haline getiriyor. Savcıyı makamında şehit ediyor. Terör ağzıyla konuşuyor, onun sembollerini Meclis'e taşıyor. Dokunulmazlığın amacı bellidir; kürsüden ifade ettiğiniz düşünceler konusunda dokunulmazsınızdır. Siz bu imkanı tutup da terör örgütünü desteklemek, bir militan gibi davranmak için kullanırsanız kusura bakmayın eninde sonunda dokunulursunuz. TBMM'de bu konuda sağlanan uzlaşmayı takdirle karşılıyorum. Önümüzdeki hafta bu işin Meclis süreci başlayacak. Dokunulmazlık dosyalarının tamamı yargıya intikal ettirilecek. En hararetli muhalefeti yapan parti geçen yıl Türkiye'ye meydan okuyordu. O dönemde 80 milletvekili bulunan partinin tüm millitvekilleri dokunulmazlıkların kaldırılması için dilekçe veriyorlardı. İşte şimdi dokunulmazlıklar kalkıyor niye itiraz ediyorsunuz? Bunlar ellerine geçen her konuyu istismar ederek terör örgütüne destek vermenin çabası içinde. HDP bu coğrafyanın değerlerine düşmanlık etmek üzerine kurulmuş bir partidir. Ne kadar kutsal varsa hepsi bu partinin hedefindedir. Bayrak, ezan, İstiklal Marşı, vatandaşımızın sakalından, kıyafetinden rahatsız olan bir parti bu toprakların partisi olamaz.
SABRETME DÖNEMİ BİTTİ ARTIK HAREKETE GEÇME ZAMANIDIR
Şimdi Paralel'de bunların saflarına katıldı. Elele vermişler. ABD'de Ermeniler, PKK ve Paralel'in eylem yaptığını görünce içim acıdı. Eyvah dedim, ne hallere düştük? Bu ülkenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş tek kişinin böylesine bir ihanetin içinde yer alabileceğini doğrusu hiç düşünemezdim. Türkiye'de benzer şeyleri gördüm ama gurbette de bunları yapıyor olmaları düşündürücü. Konuşma yapacağım salona da girmeyi düşündüler. Sabretme dönemini artık geride bırakıyoruz. Artık harekete geçme zamanı. İnşallah dokunulmazlık meselesi bunun ilk adımı olacak. Arkasından ihanet şebekelerinin kökünü kazımak için ne gerekiyorsa yapılacak. Milletimiz bu mankurtları daha fazla taşımak zorunda değildir. Kurtuluş savaşında nasıl zafere ulaştıysak bugün de aynı durumdayız. Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak. Tüm 79 milyon tek milletiz.