Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın vatandaşlık verileceğini açıkladığı Suriyeliler "Türkiye vatanımız, hizmete hazırız" diyor. SABAH muhabirleri, Türkiye'nin farklı illerinde misafir edilen Suriyelilerin nabzını tuttu. Savaş nedeniyle vatanlarını terk ederek Türkiye'ye sığınan Suriyeliler'den bazıları, Suriye'de savaş bitse bile artık geri dönmeyeceğini söylüyor. Türkiye'de 10 ayrı ilde bulunan 26 kampta yaklaşık 264 bin Suriyeli yaşıyor. Bunlardan 103 bini ise Şanlıurfa'daki Ceylanpınar, Akçakale, Harran, Viranşehir ve Suruç'taki kamplarda barınıyor. Doktor, mühendis ve öğretmen gibi mesleklerden birçok Suriyeli, dört gözle Türkiye vatandaşlığına geçmeyi bekliyor.
UZAYA GİDEN İLK SURİYELİ
İstanbul'da yaşayan Suriyeli kozmonot Muhammed Ahmed Faris (65) de onlardan biri. 1987'de Sovyetler Birliği'nin "Soyuz" roketiyle uzaya gönderilen ilk Suriyeli kozmonot olarak tarihe geçen Faris, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı benim için şereftir" diyor. Sovyetler Birliği Kahramanlık Madalyası ve Lenin Nişanı olan Faris, Suriye'de savaş çıkınca Esad rejimine karşı muhalefeti desteklediği için ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış. 4 yıldır Türkiye'de yaşıyor. İstanbul, Ankara ve Bursa'daki bazı üniversitelerde "Uzay" dersleri veren Faris şunları anlatıyor: "Burada çok rahat yaşıyorum. Türk vatandaşı olduğumda Suriye vatandaşlığımdan vazgeçmeyeceğim. Bunun bütün Suriyeliler için böyle olduğunu düşünüyorum. Her şey bittiğinde de Türkiye'de yaşamaya devam edeceğim. Osmanlı İmparatorluğu boyunca 400 yıl tek bir ülke olarak beraber yaşadık. Türkiye demokratik bir ülke. Elbette ki bazı vatandaşlar Suriyelilerin vatandaş olmasına itiraz edecek, bazı insanların farklı görüşleri olacak. Önemli olan bütün sorunları diyalogla ve barışçıl şekilde çözebilmek. Biz 10 bin yıllık medeniyetten geliyoruz. Buraya gelen insanlar arasında doktorlar, mühendisler, öğretmenler var. Bu insanlar Türkiye'nin gelişmesine katkıda bulunabilir. Kötü insanlar azınlıkta. Bütün Suriyeliler için genelleme yapmak doğru değil. Türk halkına bugüne kadar bize yaptığı ev sahipliği için teşekkür ediyorum."
72 YAŞINDA TÜRKÇE ÖĞRENİYOR
Yüksek
mühendis Mahmud El Seyyid de, 4 yıldır Türkiye'de. 72'sinde ama 2 yıldır Türkçe dersleri alıyor. Seyyid şöyle konuşuyor: "Suriye'de 48 yıl mühendis olarak çalıştım. Belgelerim elimde ancak burada iş yapamıyoruz. Gerçekten zor durumdayız. Türkiye'yi çok seviyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini büyük bir mutlulukla karşıladık. Bizim durumumuz, ağacın kökünden sökülüp havada kalması gibi. Yeniden bir yere ekilip tutmayı umut ediyoruz. Kardeş olan iki topluma da faydalı olmak istiyoruz."
MALIMIZLA DEĞİL FİKRİMİZLE GELDİK
Doktor Amir El Abdullah (58) kulak burun boğaz uzmanı. Eşi eczacı. Bir oğlu Cerrahpaşa'da, diğeri Harran Üniversitesi'nde tıp okuyor. Savaş çıkınca kardeşleri İsveç'e gitmiş. O ise 3.5 yıl önce Şanlıurfa'ya gelmiş. Abdullah, "Her şeyi arkamızda bıraktık. Zenginler sermayelerini getirdi ama biz malımızla değil fikrimizle geldik. Yolumuzu açacak bir düzenleme yapılacaksa bu çok iyi olur. Çalışma imkânı verilmesini bekliyoruz" diyor.
400 YIL BERABER YAŞADIK
Televizyon muhabiri Sema Nanaa'nın (26) babası da eski bir politikacı. O da hislerini şöyle paylaşıyor: "Bu coğrafyada 400 yıl beraber yaşadık. Beraber savaştık. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bizi elbette çok mutlu eder. Hayatımızı kolaylaştırır. İçimizde her zaman Türklere karşı büyük bir sevgi var. Burada Avrupa'da olduğumuzdan daha rahatız ama hepimize dilenci gözüyle bakılması gibi bazı konular bizi yaralıyor."
ANAVATANA DÖNMEK GİBİ
Yüksek makine mühendisi Mehr Abud (53) Deyrezzor'daki Fırat Üniversitesi'nde öğretim üyesiydi. 10 aydır kampta. Abud şunları söylüyor: "Biz burada oldukça bu vatana hizmet etmeye hazırız. DAEŞ bizim belgelerimizi elimizden aldı. Şu anda belgemiz olmadığı için sıkıntı yaşıyoruz. İki vatandaşlığımız olursa, sınırlar kalksın. Sınır sonradan yapılan bir şey. Benim burada akrabalarım var. Türk vatandaşı olursak eğer bu, bir kişinin seferde olup da anavatanına dönüp vatandaşlık alması gibi olur. Biz bu şekilde bakıyoruz."
YARIN:
"Türkiye vatandaşlığı ABD vatandaşlığından daha kıymetli. Vatandaşlık verilirse iki ülke arasında sınırlar kalkar." Leyla öğretmen: Asla geri dönmek istemem.