FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek isteyen Tuğgeneral Semih Terzi'yi vuran Astsubay Ömer Halisdemir'i şehit edenlerden biri de ilk kuruşunu sıkan Binbaşı Fatih Şahin'di. Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında tutuklanan Şahin hakim karşısında verdiği ilk ifadesinde o geceyi anlattı:
Saat 21.30'da Birinci Özel Kuvvetler Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi beni askeri hattan aradı. Biz uçakla havalandık. Uçakta Semih Terzi 'Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu. Ankara'ya gidiyoruz' dedi. Ankara Etimesgut'a indik. Biz geldiğimizde helikopter vardı. Helikopterle Özel Kuvvetler'e gittik. Orada bizi Ümit Pak Albay karşıladı. Tugay Komutanımızla Ümit Pak ve biz karargaha doğru ilerliyorduk. Karargahın girişinden 10 metre önde, karanlıkta ağaçlığın içinden bize ateş açıldı. Ben karşılık verdim, 'ah' sesi duydum, kimin düştüğünü görmedim, bir siluetin düştüğünü gördüm. Geriye dönüp Semih Terzi'nin yaralandığını fark ettim. Onu içeri çektik. 20-25 dakika geçti. Başka bir helikopter geldi. Helikopterle onu GATA komutanlığına götürdük. Yanımda Hüseyin Oğuz vardı. Hasan Aksoy, Ahmet Kara vardı. Bilmediğim bir kişi daha geldi. GATA'dayken oranın yetkilisi, 'Burada silahlı gezemezsiniz' dedi. Ne olduğunu anlamadım, 'Maksadımız kimseye zarar vermek değil, silahları bırakamayız' dedim. O sırada Erkan Tokgöz Yarbay geldi. 11. Tabur Komutanı'ydı. O Cizre'de yaralanmıştı. Hastanede Yakup Yarbay'ın yanındaydı. Beni Oğuz Tozak Albay ile görüştürdü. Oğuz Albay 'Senin adamların nizamiyede ateş ediyor' dedi. 'Benim nizamiyede personelim yok, kim olduğunu bilmiyorum, arayıp ateş etmemelerini söyleyeceğim' dedim. En son Zekai Aksakallı Tümgeneralin emir astsubayı aradı. 'Ateş ediyorlarmış komutan seninle görüşmek istiyor" dedi. Sonra Erkan Yarbay'la görüştüm. Silahımı, teçhizatımı vermek, Destek Grup Komutanlığı'na geçmek istediğimi söyledim. Silahımı, teçhizatımı oraya verip polislerin gelmesini bekledim. Bu olaylardan dolayı pişmanım ve üzgünüm.