Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin'in Hangzhou kentinde düzenlenen G-20 Zirvesi kapsamındaki temaslarının ardından dün basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Çince "nihao" (merhaba) diyerek başlayan Erdoğan, özetle şöyle dedi:
G-20 zirvesinden önemli kareler
SINIR DAEŞ'TEN TEMİZLENDİ: Cerablus'a, Suriye'de Cerablus'un halkı olan ılımlı muhaliflerle beraber girdik. Ve Cerablus'tan DAEŞ'i atmış olduk. Şu anda Cerablus'ta DAEŞ yok. Şimdi oraya Cerablus'un kendi insanı yerleşti. Nüfusu yaklaşık 100 bin olan Cerablus sakinleri artık güle oynaya çocuklarıyla oraya yerleşmiş durumdalar. Cerablus'un yine kendi sakini olanlar, onları koruma altına almış vaziyette. Yeni bir hamle de Kilis'in karşısında Çobanbey denilen bölge. Oradan da ılımlı muhaliflerle beraber girmek suretiyle bizim 90-95, 40-45 kilometre diye ifade ettiğimiz bölge de DAEŞ'ten temizleniyor. Böylece bu bölgenin Fırat'a kadar birleştirilmesi suretiyle gerek bizdeki Suriyeli vatandaşlar, gerekse Suriye'den iltica etmek isteyenler şu anda kendi topraklarında, kendi evlerinde daha huzurlu yaşama imkanını bulacaklar. Orayı süratle uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi ki, Sayın Obama ve Sayın Putin'e de teklifim budur. Bu şekilde koalisyon güçleriyle bu sağlanabilir. Bu adımı almanın gayreti içindeyiz. Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde müdahalede bulunduğu alanın terörden arındırılması konusunda ABD ve Rusya ile mutabakat halindeyiz. Süreci de böyle çalıştırıyoruz. Suriye'nin kuzeyindeki bu operasyonlarımız, Suriye'nin toprak bütünlüğüne Türkiye'nin bir müdahalesi değildir. MÜLTECİ SINAVI: Mülteci sınavı maalesef iyi verilemedi. Türkiye bu konunun en önde gelen muhatabı. 3 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken STK'larımızın yaptığı harcamalarla birlikte 25 milyar dolar maliyet ödedik. BATI'NIN TAVRI UTANÇ VERİCİ: Antalya zirvesinde tüm liderlere Suriye'de bir güvenli bölge oluşturulması, bu, '95 kilometre uzunluğunda, 40 kilometre kuzeyden güneye olmak üzere bir güvenli bölge oluşturmak suretiyle, burada mülteci sorununu çözebiliriz, onları burada iskan edebiliriz' diye ısrarla söyledik. Bu zirvede de bütün dostlarımıza bu konuyu açtık, kendilerine bunu söyledik. Hatta sadece o güvenli bölgede değil, aynı zamanda şu anda Türkiye'de değişik vilayetlere bulunan Suriyeli mültecilerin iskanıyla alakalı çalışmaları yapmak üzere hükümetimiz faaliyetlerine devam ediyor. Prensipte hemen hiç kimsenin karşı çıkmadığı bu teklifin hayata geçirilmesi konusunda üzüntüyle belirteyim ki hiçbir ülke somut adım atmamıştır. Batı ülkelerinin bilhassa sığınmacı sorununda takındıkları güvenlikçi ve hatta ırkçı tavır, insanlık adına utanç vericidir. 600 bin insanın öldürüldüğü bir yerde hâlâ katil Esad'ın görevinde kalmasını savunmak insanlık adına, bizler için utanç vericidir. Mazlumlara kucaklarını açmaları gereken ülkelerin tam tersine sınırlarını kapatma telaşına girmelerini ibretle seyrediyoruz. TERÖRİZMİN YENİ BİÇİMİ FETÖ: Türkiye'nin 15 Temmuz'da yaşadığı darbe girişimi bir yönüyle de terörizmin ilk defa görünen yeni bir biçimi. PKK, PYD, YPG, DAEŞ gibi terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye 15 Temmuz'da kendi ordusu içine gizlenmiş teröristlerin, askeri üniformaya bürünmüş teröristlerin, ne yazık ki milletimizin vergileriyle alınmış F-16'larıyla, helikopterleriyle, tanklarıyla, toplarıyla kendi halkını öldürmeye tevessül etmiştir. Böyle bir darbe girişimi karşısında ben milletimle iftihar ediyorum, gurur duyuyorum. BAYRAM ÖNCESİ ATEŞKES: Gerek Rusya, gerekse Türkiye Dışişleri bakanlarımız süreci çalışıyorlar. Temenni ederim ki Kurban Bayramı öncesi bu ateşkesi sağlamak suretiyle Halep halkı bütün bu bombalardan kurtulsun.
