Dokunulmazlıkları kaldırıldıktan sonra savcıların çağrılarına uymadıkları için zorla ifade vermeye götürülen HDP'liler için AB Büyükelçileri olağanüstü toplandı. AB temsilcilerinden ardı ardına yapılan açıklamalarda da 'alarm' söylemleri öne çıktı. AB ülkelerinin, Türkiye'ye saldıran örgütlere açık destek vermesi, terör saldırıları karşısında susması, terör örgütlerin siyasi uzantıları üzerinden iş yürütmesi, Türkiye-AB arasında derin bir kırılmaya neden oldu.
BÜYÜKELÇİLERİ ÇAĞIRDILAR
HDP'liler gözaltına alınınca adeta etekleri tutuşan batı ülkeleri, birbiri ardına mesaj yayınladı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin, AB ülkelerinin büyükelçilerini Ankara'da olağanüstü toplantıya çağırırken, Mogherini Twitter'da "Demirtaş ve diğer vekillerin gözaltına alınması nedeniyle son derece endişeliyim" diye yazdı. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn ile bir de yazılı açıklama yayınlayan Mogherini, "Gelişmeler, Türkiye'deki parlamenter demokrasiyi riske atıyor ve ülkenin güneydoğundaki zaten çok gergin olan durumu kötüleştiriyor" dedi.
KIŞKIRTICI AÇIKLAMLARDA BULUNDULAR
AB ülkeleri, kendi topraklarındaki Türk büyükelçilerini çağırarak izahat isteme kararı alırken, bunu ilk uygulayan ülke ise Almanya oldu. Berlin'de Türk maslahatgüzarı, Alman dışişlerine çağırıldı. Belçika, İsveç, Danimarka ve Norveç'te de aynı işlem uygulandı. AB Dış İlişkiler Konseyi üyesi İsveçli Carl Bildt, gözaltıları 'endişe verici' olarak tanımlarken, Türkiye nefretiyle tanınan AP Türkiye Raportörü Kati Piri de, "Türkiye'den kötü haberler var. HDP üyeleri gözaltına alındı" diye mesaj yayınladı. AP, 9 Kasım'da Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin İlerleme Raporu'nu yayınlayacak.
ALMAN BAKAN HDP GRUBUNU ZİYARET ETTİ
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un "Türkiye'de yaşananlar beni şaşırtıyor" dediği dakikalarda Alman bakanlardan Maria Böhmer de HDP Meclis grubunu ziyaret etti. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz ise "Hükümetin eylemleri, sürdürülebilir AB-Türkiye ilişkilerinin temeli ile Türk hükümetinin demokratik değerler ve Avrupa hedefinine olan bağlığını tartışma konusu yapıyor" ifadesini kullandı. 'Kaygılıyız' kervanına ABD de katılmakta gecikmedi. ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ise ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Tom Malinowski'nin İngilizce attığı tweet'in Türkçe tercümesiyle yayınladığı mesajda, "Türk hükümetinin HDP liderlerini ve diğer vekilleri tutuklayıp, internete erişimi engellemesi dost ve müttefik olarak bizi derinden rahatsız etti" ifadesini kullandı.
ÇAVUŞOĞLU SERT TEPKİ GÖSTERDİ
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "AB ülkeleri maalesef teröristler için bir cennet bahçesi. Hatta bizim iade ettiğimiz yabancı terörist savaşçıları bile serbest bırakıyorlardı." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün, 'PKK'ya silah bırakın' diyen oldu mu Avrupa Birliği'nden, ABD'den veya başka ülkeden? Sadece 'üzüntü duyuyoruz', sadece 'taziye iletiyoruz.' Bu kadar güçlü bir ülkesin o zaman PKK'ya 'bırak silahı' de. Niye demiyorsun?" dedi.
Çavuşoğlu, bir televizyon kanalında katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Terör soruşturması kapsamında bazı HDP milletvekillerinin gözaltına alınmaları ve tutuklanmalarına ilişkin Çavuşoğlu, seçilmiş insanların da bir ülkenin anayasasına ve kanunlarına uymak zorunda olduğunu belirtti.
Hukukun üstünlüğüne inanılıyorsa mahkemelerin çağrılarına da uyulması gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, bu konuda AK Parti dahil birçok partinin genel başkanları ve milletvekillerinin mahkemelere gittiğini ifade etti.
Çavuşoğlu, "Ama 'ben Türk mahkemesini tanımıyorum, Türk hukukunu ve kanunlarını tanımıyorum, Mecliste çıkmasında ben de vardım, oy kullandım ama tanımıyorum' derseniz o zaman olmaz. Dünyanın her yerinde böyledir. Mahkemeler çağırınca ister başkan olsun isterseniz milletvekili olursunuz veya bakan olsun gitmek durumundasınız. Hukukun üstünlüğünün anlamını budur." diye konuştu.
"KATA PİRİ KİME İNANDI FETÖ'YE"
Yapıcı açıklamalar veya ne olup bittiğini öğrenmeye çalışan kişilerle diyalog kurulduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Piri ile bu sene geldi görüşmek istemedim, sonra son anda kabul ettim. Benden özür diledi. 'İki saat bana zaman ayırdınız ama ben size inanmamıştım' dedi. Kata Piri kime inandı. PKK'lılara. Kime inandı FETÖ'ye. Dolayısıyla Piri ister o çağrıda bulunsun ister bu çağrıda. Keşke Piri, PKK'ya da 'silahı bırakın teröristsiniz, terörü bırakın' diyebilse. Bu cesareti bulabilseler. Ama maalesef bu cesareti göstermedikleri gibi destek veriyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'den bu konuyla ilgili yapılan açıklamaya da değinen Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nin ABD'nin bir eyaleti olmadığına dikkati çekti.
Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"O nedenle, neler olup bittiğiyle ilgili görüş söyleyebilirsiniz ama ABD bizim ortağımız, müttefikimiz ama biz onların bir eyaleti değiliz. O yüzden biz de onların zencileri acımasızca öldürmesinden rahatsızlık duyuyoruz mesela. Polisin böyle zevkle öldürmesinden de rahatsızız. Ama biz bunları yüzlerine söylüyoruz. Böyle Türkiye'nin üstünde bir güç gibi bunu söylemelerini de doğru bulmuyoruz. Onlar kendi sorunlarına baksınlar. Türkiye'deki idam cezasıyla ilgili yorum yapacaklarına ABD'deki idam cezasına baksınlar mesela. Güçleri yetiyorsa PKK'ya silah bıraktırabilsinler. Madem bu kadar güçlü. Onların, YPG'ye verdiği silahları PKK'nın elinde yakalıyoruz. Bugün, PKK'ya 'silah bırakın' diyen oldu mu Avrupa Birliği'nden, ABD'den veya başka ülkeden? Sadece 'üzüntü duyuyoruz, sadece 'taziye iletiyoruz'. Bu kadar güçlü bir ülkesin o zaman PKK'ya 'bırak silahı' de. Niye demiyorsun? Belki sözünü tutar veya tutmaz ama de. En azından bir çağrıda bulun. Samimi olmasan bile bir çağrıda bulun da bi görelim."
"BİZ TERÖRÜN HİÇ BİR TÜRÜNE MÜSAADE ETMİYORUZ"
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'ın açıklamaları ve Türkiye'ye gelmek istediği ancak olumlu bir cevap alamadığı yönündeki değerlendirmesine yönelik ise Çavuşoğlu, bu konuda bazı tarihler önerdiklerini söyledi.
Steinmeier ile 10 gündür görüşmeye çalıştığını dile getiren Çavuşoğlu, "O arıyor, ben toplantıdayım, ben arıyorum o toplantıda. Ama bu kasıtlı bir şey değil." diye konuştu.
Çavuşoğlu, kapılarının her zaman Steinmeier'a açık olduğunu anlattı.
Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"AB ülkeleri maalesef teröristler için bir cennet bahçesi. Hatta bizim iade ettiğimiz yabancı terörist savaşçıları bile serbest bırakıyorlardı. Siz, 'terörist' diye ilan ettiğiniz kişilerin bile faaliyetine kendi ülkelerinizde izin veriyorsunuz. DEAŞ'e verebiliyor musunuz? Yok. Biz DEAŞ'e izin veriyor muyuz? Hayır. Biz terörün hiç bir türüne müsaade etmiyoruz. Bu çifte standart, iki yüzlülük var. Bu HDP'lilere, 'teröristlerle aranıza mesafe koyun' diyebildiniz mi bugüne kadar? Terör örgütünün uzantısı olduğu için onlara da en güçlü desteği verdiniz. Sizin ülkenizde mahkeme çağırdığı zaman gitmemezlik yapabiliyor musunuz? Gitmezseniz sizi tutuklarlar, götürürler. "
Türkiye'nin güçlü bir ekonomisinin olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Darbe girişiminde başarılı olmayanlar, Gezi olaylarında, 17-25 Aralık olaylarında başarılı olamayanlar şimdi ekonomik olarak Türkiye'yi vurmaya çalışıyorlar. Bunu görüyoruz. Tedbirlerimizi alıyoruz." ifadelerini kullandı.
Türk ekonomisini güçlendirmek için çaba gösterdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye'yi dost ve eşit ortak olarak gören herkesle ilişkileri güçlendireceklerini kaydetti.
