Türkiye ile ilgili açıklamaları terör örgütlerinin söylemleri ile örtüşen Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri'nin, Avrupa Parlamentosu heyeti ile görüşme sırasında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın ambargosuyla karşılaştığı ortaya çıktı. Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu da Elmar Brok başkanlığında bu kapsamda Ankara'da bir dizi ziyaretlerde bulundu. AP heyeti bu çerçevede Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan da randevu istedi. Bakanlığa, heyette yer alacak olanların listesi verildi. Piri ile görüşmeyeceğini belirten Bozdağ'ın "Kendisi Türkiye'ye gelerek görüşmeler yapıyor ancak, raporlarını terör örgütlerinin görüş ve önerileri doğrultusunda hazırlıyor" dediği öğrenildi. Bozdağ'ın bu tepkisini değerlendiren heyet Türkiye'nin hassasiyetini kabul ederek Piri'yi heyetten çıkardı. Bozdağ heyetle geçtiğimiz günlerde bir araya geldi.
BOZDAĞ: UTANÇ VERİCİ RAPOR
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ dün AB'nin Türkiye İlerleme Raporu ile ilgili yazılı açıklama da yaptı. Bozdağ, raporda Fetullahçı Terör Örgütü'nden (FETÖ) bir terör örgütü olarak değil de "Gülen Hareketi" olarak bahsedilmesini, esef ve şaşkınlıkla karşıladıklarını bildirdi. Bozdağ, "246 şehidin yaşam hakkı ve şehit yakınlarının mağduriyetleri ile 2 bin 194 gazinin ve ailelerinin mağduriyetlerinden söz etmeyen, bunların haklarından ve hukuklarından bahsetmeyen raporda, demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, milli irade ve AB değerlerini yok etmeye teşebbüs eden Fetullahçı Terör Örgütü üyelerine ilişkin endişe ve kaygıları dile getirmeleri AB değerlerini savunanlar bakımından utanç vericidir" dedi.
RAPORTÖR KASITLI DAVRANIYOR
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş da rapordaki ifadelerin Türkiye'ye karşı AB tarafından sergilenen önyargılı yaklaşımın bir tezahürü niteliğinde olduğunu belirtti. Muş, Avrupa Parlamentosu raportörünün de yaptığı provokatif açıklamaların Türkiye-AB ilişkilerine zarar verdiğini vurguladı. Muş, "Bu raportör Türkiye-AB ilişkilerini yıpratmak için adeta elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Bizim AB'ye çağrımız; Türkiye-AB ilişkilerinin daha da güçlenmesi için daha olumlu ve özenli bir dilin kullanılmasıdır. AB, Türkiye'ye çifte standart içeren yaklaşımları terk etmelidir" dedi.
