Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Van Beşyol ve Adana İstasyon meydanlarında coşkulu kalabalıklara seslendi. Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
VAMPİR VE YANAŞMALAR: Buradan öyle bir haykıralım ki eli kanlı katillerin yüreği Kandil'de hoplasın. Kandil'e gidip etek öpenler, millete yıllarca kan kusturanlar köşeye sıkıştı. Bu kan emici vampir ve yanaşmaları derslerini 24 Haziran gecesi milletimin iradesiyle alacak.
TOPUNU BİTİRECEĞİZ: Bizi bölüp, parçalayamayacaklar. Ağızlarından demokrasi lafını düşürmeyenlerin ellerine fırsat geçtiğinde nasıl birer faşiste dönüştüğünü gördünüz. "Kürtlerin hakları" diyerek arkada yemedikleri halt kalmadı. Dilinizi her yerde serbestçe kullanabiliyorsunuz. Ret ve inkâr politikalarından eser kalmadı. Türkiye'yi yeniden terör bataklığına çevirmeye çalışanlara asla izin vermeyeceğiz. Topunuzu bitirmek için geliyoruz. Suriye'de teröristlerin eteğinin altına girip kantonculuk oynayanlar cevaplarını aldı. Şimdi Menbiç'te derslerini veriyoruz.
KAN SİYASETİ YAPANLAR: Van bizim. Kendi seçmeninin kanını emen vampir ve katillere teslim eder miyiz? Van depreminde Vanlı kardeşlerimizden önce belediye enkazın altında kaldı. Van'ı yeniden ayağa kaldırdık. Sadece depreme 16 katrilyon harcadık. Terör örgütünün yanaşmaları ise size vermesi gereken hizmetleri Kandil'e gönderdi. İstanbul'da Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı ne ise Van'da da o olacak. Biz hizmet siyaseti onlar kan siyaseti yapıyorlar. İstismar ediyorlar.
ONLAR YIKAR BİZ YAPARIZ: PKK yakıp, yıkıyor. Onlar yıkım ekibi, biz yapım ekibiyiz. Onlar yakıp, yıkar, biz yaparız. Bunların derdi terör. Bunların işi kan. Ha CHP, ha PKK. Aynı ekmeği yiyip, aynı suyu içiyor, aynı inde koyun koyuna yatıyorlar.
KAN KUSTURDULAR: CHP'nin bir hanım vekili İstanbul Üniversitesi'nde önemli bir görevdeydi. Bunlar kızlarımızın başını ikna odalarında açmaya çalıştı; CHP bu. Bir baba olarak evlatları PKK tarafından kaçırılan ailelerle görüştüm. Biz devlet zulmünü ortadan kaldırdık. Ama terör örgütü ve onun yandaşları, bazı Kürt kardeşlerimize kan kusturdu.
KÜRTLERİ DIŞLAYAN KARŞISINDA BİZİ BULUR: Dün bu ülkede insanlar kökenlerinden, inançlarından, meşreplerinden dolayı ayrımcılığa uğruyor, baskı görüyor, zulme maruz kalıyordu. Bugün böyle bir durum var mı? Ret ve inkâr politikalarını, asimilasyonu biz kaldırdık. Bu ülkeden hangi Kürt sadece Kürt olduğu için dışlanıyor? Asla. O benim kardeşim ve böyle bir baskıyı kabul etmemiz mümkün değil. Varsa böyle bir terbiyesizlik yapan, karşısında önce beni bulur, sonra hukukuyla, kolluk güçleriyle devletimizi bulur. Biz buyuz. Bu ülkede hangi mütedeyyin sadece dini inancının gereklerini yerine getirdiği için dışlanıyor? Varsa böyle bir hadsiz, aynı şekilde beni ve devletimizi karşısında bulur. Bu ülkede kimin hayat biçimine karışılmış, kime 'öte git' denmiş? Böyle bir durum da asla söz konusu değildir.
KAĞNI DÖNEMİNDE KALMIŞLAR: Adaylardan biri 'Bu şehir hastanelerini nasıl işleteceksiniz' diyor. Önce bu bayana sormak lazım sen ne için çıktın bu yola? Bunlar hala kağnı döneminde kalmışlar, bunlarda modern bir dünya yok.
ÇAMUR ATMA HESABI: Sandıktan çıkamayacaklarını anladıkça mızıkçılık yapıyor, Yenikapı mitingine laf ediyor, 1 milyon 300 bin kardeşimize montaj diyorlar. Muhalefet sandığın rengi belli olmaya başlayınca çamura yatma hesabı yapar. Oylar çalınacak diyerek millet iradesini yok saymaya çalışır.
KANDİL'İ BAŞLARINA YIKIYORUZ: Kandil'i bölücü terör örgütünün başına yıktık, yıkıyoruz, yıkmaya da devam edeceğiz.
HALİSDEMİR'İN KABRİNE UĞRAYAMADI: Bay Muharrem Niğde'ye geliyor, sırf Pensilvanya'yı incitmemek için şehit Halisdemir'in kabrine dahi uğrayamıyor, kabri başında dua edemiyor. Bu arada Erdoğan'ın mitingi öncesi Van'ın cadde ve sokakları gül suyu ile yıkandı. "Sokakta yürürken eskiden olduğu gibi terör korkusu ile hapis olmamak için kararımız Erdoğan ve AK Parti" diyen Vanlılar, sık sık "Kahrolsun PKK" sloganları attı.
GELECEĞİMİZİ KUR DEĞİL BİZ BELİRLERİZ
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Çukurova Bölgesi sanayici ve işadamlarıyla bir araya gelerek, Üretim ve İhracatta Adana Yıldızları Ödül Töreni'ne katıldı. Erdoğan, şunları kaydetti:
Bize birileri provokatif eylemler mi hazırlıyor, ekonomik harp mi ilan ediyor? Bize ekonomik harp ilan edene karşı bizim de gereğini yapmamız lazım. İşte burada seferberliğine ihtiyacımız var. Bunu başaramazsak, yazık olur.
Bir takım çevreler el ele vermiş, ısrarla Türkiye'nin başına kara bulutlar toplamaya çalışıyorlar. Halbuki Türk ekonomisi bu tür saldırılara karşı şerbetlidir.
Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi biz belirleyeceğiz, biz.
Onun için de diyorum ki eğer yastık altında hala dövizlerimiz varsa lütfen bu dövizlerimizi biz piyasaya sürelim. Bunları TL'ye bir defa çevirelim. Çünkü ülkemizin gelirini, geleceğini Türk Lirası'yla belirlemeliyiz. Bunun için de milli seferberlik diyorum ya, işte bu milli seferberliği yapmamız lazım.
Gezi olaylarıyla birlikte faiz ve enflasyon oranı bir anda çift haneli rakamlara çıktı. Her zaman söylüyorum ama birçoklarıyla bu konuda anlaşamıyoruz. İnşallah 24 Haziran ile birlikte bu işin nasıl olacağını yerlisine de yabancısına da gösterme şansını yakalayacağız.