FETÖ'nün 15 Temmuz hain darbe girişiminde Polis Havacılık Dairesi'nde eğitimde olan Adanalı polis memurları Yunus Uğur ile Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşler doğumlarından ölümlerine kadar aynı kaderi paylaştılar. Hayatları boyunca hiç ayrılmayan ikiz kardeşler Ahmet ve Mehmet Oruç'un adeta üçüncü kardeşleri olan Yunus Uğur, ikizlerle birlikte aynı okula gitti, onlarla birlikte polis oldu. 3 yıllık polis olan üç can yoldaşı, Ankara'da kursiyer olmalarına rağmen FETÖ'cülere karşı mücadele derken şehit düştü.
AYNI HAYALİ KURUP ŞAHADETE YÜRDÜLER
24 yaşındaki polis memurları Yunus Uğur, ile Mehmet ve Ahmet Oruç kardeşler, Adana Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görev yaparken hep birlikte Polis Havacılık Dairesi'nin sınavlarına girdiler. Helikopter pilotu olmak isteyen üç can yoldaşının çocukluktan polisliğe kadar beraber süre gelen birliktelikleri kurs sınavında sekteye uğradı. Yunus ve ikizlerden biri sınavı geçti ancak ikizlerden biri geçemedi. Bunun üzerine jürinin karşısına çıkan Yunus, Ahmet ve Mehmet, "Biz birbirimizden hiç ayrılmadık. Hayalimiz pilot olmak. Ya üçümüz ya hiç birimiz. Lütfen bizi birbirimizden ayırmayın" dediler. Bunun üzerine konuyu değerlendiren jüri, üçünü de kursa kabul etti. Hayallerindeki havacılık sınavını da geçen üç arkadaş Ankara'ya da birlikte gitti. Aynı bekar evinde kalan Yunus Uğur, Ahmet ve Mehmet Oruç, şahadete de gözlerini bile kırpmadan birlikte gittiler. 15 Temmuz gecesi amirlerinin "Lojmandan ayrılmayın, siz stajyersiniz sakın gelmeyin" demesine rağmen "Meslektaşlarımız çatışırken biz nasıl lojmanda dururuz' diyen gözü kara 3 polis memuru, koşar adım özel harekata gitti. Ahmet, Mehmet ve Yunus, özel harekatın hemen yanı başındaki Polis Özel Havacılık Dairesi'nde bulunan helikopterleri uçuşa hazır hale getirmek için hangardan çıkarttı. Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşler ilk helikoptere yakıt yüklemesi yaparken, Yunus Uğur ise ikinci helikopteri hangardan çıkardı. Bu sırada FETÖ'cü hainler F-16 savaş uçağından birbirine çok yakın olan iki helikopterin tam ortasına bomba attı. Atılan o bomba ile birlikte Ahmet ve Mehmet Oruç ile Yunus Uğur birlikte şehit oldular.
OMUZ OMUZA ŞEHİT DÜŞTÜLER
Ahmet Mehmet ve Yunus çocukluk arkadaşlarıydı. İlkokul, liseyi birlikte okudular. Üçü de birlikte polis oldu. Daha sonra yine hep beraber polis Havacılık Dairesinin sınavını kazanıp Ankara'ya gittiler. 15 Temmuz'dan bir hafta önce bayram ziyareti için komşumuz olan Ali Oruç ağabeylere ziyarete gidecektik. O anda Yunus televizyonda şehit haberini görünce "baba Allah bana da şehitlik mertebesini nasip eder mi? diye sordu. Bende oğlu nerden çıktı bu şimdi diyerek geçiştirdim. Ali Oruç ağabeylere bayramlaşmaya gittiğimizde ise oğlumun arkadaşları Ahmet ve Mehmet Oruç'ta aynı şekilde "Allah bize de şehitliği nasip eder mi dediler. Üçünün de içine doğmuş gibi şehitlikten bahsetmeleri bizi sessizliğe boğdu. Yunus Ahmet ve Mehmet kardeş gibi büyümüşlerdi. Arkadaşlıkları çok farklıydı. Biz Yunus için düğün hazırlığı yapıyorduk, Yunus'un nişanlısı ile Ahmet ve Mehmet'in eşleri de çok iyi arkadaş olmuşlardı. Hayatları boyunca örnek bir arkadaşlık sergilediler. 15 Temmuz da ise yine birbirlerinden ayrılmadılar. FETÖ'cü hainlere karşı birlikte göreve koştular. Omuz omuza da şehit oldular. Rabbim üçünü yine ayrımdı. İnşallah Allah herkesi böyle dostluklar arkadaşlıklar nasip eder. Onlar bu dünyada hep beraberdi, şimdi ise rabbimin cennetinde yine beraberlerdir. Ne mutlu bizlere ki böyle evlatlar yetiştirmişiz" diye konuştu.
NE YAŞAM NE ÖLÜM ONLARI AYIRAMADI
İkiz çocukları Ahmet ve Mehmet Oruç'un, komşularının çocuğu Yunus Uğur ile kardeş gibi büyüdüklerini belirten Şehit Babası Ali Oruç; "Yunus ikizlerin sanki üçüzü gibiydi. Çocuklukları birlikte, öğrencilikleri birlikte, hayata atılmaları birlikte oldu. Ahmet ve Mehmet tek yumurta ikizi oldukları için birbirlerinden hiç ayrılamazlardı ama Yunus'tan da ayrılamadılar. Yunus Ahmet ve Mehmet çok iyi bir üçlüydü. Birlikte polis olup birlikte sınavlara girdiler. Eğitim için gittikleri Ankara'da aynı bekar evinde birlikte kaldılar. Son olarak 15 Temmuz darbe girişiminde ise yine birlikte şahadete yürüdüler. Onları ne yaşam ne ölüm ayırabildi" dedi.