Doğuştan apel sendromu olan, ayak parmakları ve kafa kemiklerinin yapışık olmasından dolayı bugüne kadar çok sayıda ameliyat geçiren Solak, SABAH'a konuştu.
Solak, "Hastaneden babamın emanetlerini verdiler. Babamın telefon rehberindeki herkesi arayıp şehit olduğunu söyledim, taziyeye davet ettim. O zaman evin direği olduğumu kabullendim. Babamı yıkadım. Öyle bir yüzü vardı ki gülüyordu. Şahsen kıskandım, keşke bende şehit olabilseydim. Babamın mezarında öyle bir koku vardı ki sanki gül kokuyordu. Bunu sadece annem ve ben duyduk. O koku içimi ferahlattı." dedi.
Babasına hasretinin ölene kadar süreceğini söyleyen Solak; "Özlüyorum diyemiyorsun, hasret kaldım babama. 'Baba' demeyi, babama sarılmayı, onla dolaşmayı özledim. Bayramlar çok hüzünlü oluyor, doğum günleri de öyle. Devletimizden Allah razı olsun, bizi sahipsiz bırakmadılar. Babamın her gün rüyama girmesini istiyorum. Covid oldum, belim çok ağrıyordu. Babam rüyama girdi, 'Oğlum belin mi ağrıyor.' dedi ve belime dokundu. Sabah kalktığımda belimin ağrısı geçmişti. Babam şehit oldu ama her zaman yanımızda" şeklinde konuştu.
"VATAN ELDEN GİDİYOR" DEDİ EVDEN ÇIKTI
Şehit Solak'ın eşi Melek Solak, eşinin 'Bugün ölmeyeceksek ne zaman öleceğiz' diyerek evden çıktığını anlatarak; "Gururum çok büyük, acım ondan da büyük. Gün geçtikçe acım daha da büyüyor. Eşimin bir damla kanını kim bu vatana hainlik yapıyorsa helal etmiyorum. Çok ocak söndürdüler, çok yetim bıraktılar. Bayram geliyor, özel günler geliyor, hep mezarlığa gidiyorum. Temmuz ayının gelmesini istemiyorum. Çok zor bir şey. Keşke eşimle birlikte ben de sokağa çıksaydım o gece." dedi.