Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ajans Muhbir ve Aykırı isimli sosyal medya hesaplarının editörleri Furkan Uludağ, Serkan Kafkas ile Serdar Sönmez ve Ümit Yasin Perinçek'in de bulunduğu Süha Çardaklı, Hüseyin Dicle, Ramin Saeidi, Eray Ertürk Ahmet Abdelaal, Adem Enes Gezer, Murat Erkek, Batuhan Çolak, Efe Emirhan Konaşoğlu, Ali Derviş Antal, Kutluhan Erol, Kutsal Yusuf Taş, Abdullah Aslan, Abdulrazak Çoban, Kemal Muhammet Karaçuka, Mahmud Elosman, Muhammed Elmuhammed, Furkan Göngör, Anıl Berkay Çetin, Adnan Özer Koş, Furkan Özbek, Harun Aytekin, Seval Göçer, Ayşe Toprak, Nilgün Tap, Hikmet Kemal Köse hakkında nefret söylemleri nedeniyle 'Toplu halde zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma', 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' ve 'Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit' suçlarından 15 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
TAHRİK İÇERİKLİ PAYLAŞIMLAR YAPILDI
İddianamede, internette sosyal medyada kullanılan nefret söylemleriyle ilgili halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma niteliğinde paylaşımlar yapıldığının tespiti üzerine soruşturma başlatıldığı belirtilerek, yapılan araştırmalarda halkı tahrik edici paylaşımlar yapıldığı tespit edildi. Araştırmalarda, üzerinde kurt görseli ile 'Arap çölüne dön' yazısı ve bazı Arapça sözler bulunan afişlerin hazırlandığı, şehirlerde göçmenlerin yoğun yaşadıkları bölgelerde kamuya açık yerlere söz konusu afişin asıldığı, afişlerin asıldığı yerlerin yanına sokak duvarlarına 'Arapları öldür' şeklinde yazılar yazıldığı ve faşist Nazi ırkçı amblemlerinin çizildiği ve bu görsellerin de birçok sosyal medya hesabında paylaşılarak yayıldığı kaydedildi.
'TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ DEMOKRATİK BİR HUKUK DEVLETİ'
İddianamede söz konusu paylaşımların ardından 1 Eylül'de yabancı uyruklu Mahmut D.'nin Adana'da silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybettiği, olayın ardından yapılan paylaşımlar nedeniyle şüpheliler hakkında 'Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit' ve 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlarından da soruşturma başlatıldığı ifade edildi. Anayasanın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin demokratik bir hukuk devleti olduğu, ülkede yaşayan herkesin anayasal koruma şemsiyesi altında hak ve hürriyetlerinin bulunduğu, kimsenin kaynağını Anayasa ve yasalardan almadığı bir yetkiyi kullanamayacağına dikkat çekilen iddianamede, Anayasal koruma şemsiyesinin farklı ırk, din, etnik köken, mezhep ve benzeri her türlü farklılığın korunduğu bir toplumsal düzeni ifade ettiği aktarıldı.
ÜMİT ÖZDAĞ'IN DOSYASI AYRILDI
Şüphelilerin halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik edebilecek söylem ve eylemlerde bulunduklarını, ırkçı nefret söylemleriyle halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit dili kullandıkları, kamusal barışı bozabilecek yanıltıcı bilgiyi alenen yaydıkları anlatıldı. İddianamede, şüpheliler arasında bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın üzerine atılı eylemleri gerçekleştirdiği sırada parlamenter sıfatının bulunması sebebiyle hakkındaki işlemlerin, Anayasanın 83. ve Ceza Muhakemesi Kanununun 161. maddesi kapsamında değerlendirilmek üzere hakkında ayırma kararı verildiği belirtildi.
