Gaziantep Üniversitesi bu aralar CHP'nin gündeminde. Önce bazı AK Partili milletvekillerinin burada devam eden öğrencilikleri gündeme getirildi, ardından da rektörün danışmanlığını yapan Hacer Özil'in AK Partili olması... Bir ara da rektörün göreve getirdiği bir akademisyenin eşinin "İslamcı" bir gazetede yazdığı yazılar gündeme getirilmişti. İşin özüne bakıldığında, sorunu gündeme getirenlerin pek de memleket menfaatini düşündüklerini sanmıyorum. Gönül isterdi ki bu vatandaşlar üniversitenin akademik çalışmalarını değerlendirsin/ eleştirsin ama bu muhteremlerin asıl amacı Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun'dan danışmanlıklar başta olmak üzere idari kadrolarda almak istedikleri ekstra görevleri alamamaları... İlginç değil mi? Rektörden danışmanlık veya başka bir avanta bekleyenler bunu alamayınca gizli bir kavga başlatıyor. Medyadan da benzer pozisyonda olan birilerini bulmaları zor değil. Hazır CHP de buna teşne; işin ucuna bile değil, bir kilometre uzağına AK Parti'yi koy balıklama üstüne atlıyorlar. Üniversitede kariyeri yeterli olmadığı halde bir dekan, müdür veya öğretim üyesi atanması gibi bir konuyu gündeme getirmiş olsalardı baş üstüne ama yaptıkları gerçekten tuhaf. Sorunu gündeme getiren milletvekilleri başta olmak üzere pek çok makamın danışmanı var, bunların tamamı da kendi tercihleriyle belirledikleri isimler. Onlar danışmanlarını istediği kişilerden seçince iyi de bir rektör yapınca mı kötü? Dedik ya aslında sorun siyaset veya danışmanlık mevzuları değil. İşin ilk adımı bekledikleri fazladan görevleri alamayanların yan cenahlardan rektöre saldırması, CHP'lilerin de fırsattan istifade AK Parti'ye bir yumruk daha vurmak istemesi. Bir yere kadar CHP'yi anlarım, ne de olsa bizde siyaset sadece saldırarak yapılıyor. Ama diğerlerini anlamakta zorluk çekiyorum. Beyler! Kadınlar üzerinden erkeklik yapacağınıza bir derdiniz, eleştiriniz varsa çıkıp adam gibi açık açık dile getirin. Rektör kellenizi alacak değil ya!
MERAKLISINA:
Rektör Yavuz Coşkun ile akçeli/akçesiz bir işimiz yok, aynı şekilde Hacer Özel veya diğer ilgililer ile de. Hacer Özil, AK Parti il yönetimine girmeden önce de rektörün danışmanlığını yapıyordu. Bana kalırsa rektörün dışa bakan tarafta danışmanlığını her şeye prosedür, mevzuat kapısından bakan veya kampustan bir memurun yapmasından iletişimden anlayan dışarıdan birinin yapmasını daha uygun görürüm. AK Partili veya CHP'li birinin böyle bir görevi yerine getirmesini de yadırgamam. Yeter ki partideki görevini kişisel çıkarları için, görevini de partisinin çıkarları için kullanmasın.