Karakter odaklı sinemayı seviyorum ve bunun da en güzel örneklerini veren ustalardan biri, Rezervuar Köpekleri, Ucuz Roman, Jackie Brown, Kill Bill, Soysuzlar Çetesi
filmlerinin babası Quentin Tarantino.
Evet, 1963 doğumlu, 90'larda Amerikan sinemasına yepyeni bir soluk getirmeyi "başaran" Tarantino'ya gönül rahatlığıyla "usta"
diyorum artık.
***
Ana akım sinemaya alternatif ve sıradışı öyküler
üretmekte, suç sinemasının ve kara filmlerin
popülerleşmesinde (aynı dönem Coen Kardeşler'in de varlığını unutmadan), şiddetin ironisini
gerçekleştirmekte, biricik/ orijinal karakterler ve antikahramanlar
yaratmakta, agresif oyuncu kullanımında, doğrusal anlatıyı parçalayan
sinema dilinde, şiddet ve cinsellikten en cüretkar
biçimde beslenen kendine özgü mizah tonu
yakalamakta, müziği ş
iddete kontrast dram desteği olarak kullanma keşfinde, uzun ve absürt diyalogları
sinemaya yedirmede öncü olmuş, kendi devrim
ve ustalık alanlarını yaratmıştır Tarantino bana göre… Tüm bu yeteneklerin tezahürünün "Django Unchained/ Zincirsiz"
de de aynen devam ettiğini söyleyebilirim. Ülkemizde bu hafta gösterime giren ve senaryosu da Tarantino'ya ait olan filmde başrolleri Jamie Foxx, Christoph Waltz, Leonardo Di Caprio, Samuel L. Jackson
paylaşıyorlar. Önceki filmi Soysuzlar Çetesi'nde II. Dünya Savaşı döneminde bir Nazi öyküsüne giden Tarantino, "Zincirsiz"
de kamerasını İç Savaş öncesi Amerika'da
bir kölelik ve intikam
öyküsüne çeviriyor. 1966 yapımı spagetti western Django (hatta Tarantino o filmin yıldızı Franco Nero'ya burada da kısa bir yer veriyor) ve 1975 tarihli Mandingo'dan
referanslar taşıyan filmde Jamie Foxx'un güçlü performansının da etkisiyle günümüz sineması yeni bir idole, bir zenci kovboy/ silahşor kahramana
kavuşuyor. Soysuzlar'daki kötü adam rolüyle Oscar'ı kucaklayan Christoph Waltz ise bu kez "kendine göre bir ahlâki yapı
geliştirmiş", kötülerin peşinde adalet arayan Alman asıllı bir kelle avcısı
(yine Oscar'a aday). Django'ya özgürlüğünü vererek onu sağ kolu
yapıyor ve birlikte kötü adamları haklayıp, filmin ikinci yarısında da Django'nun sevgili karısını
Mississipili çiftlik sahibi Leonardo Di Caprio'dan kurtarmak
üzere yeniden düşüyorlar yollara… Bu bölümde, "zenci düşmanı beyaz uşağı" unutulmaz kahya
karakteriyle Samuel L. Jackson da filme renk katıyor.
***
Filmin tek problemi, Tarantino'nun kesip biçme
işini maalesef başaramaması. 165 dakika rahatlıkla 120'lere çekilebilir, gereksiz uzatılmış bölümler atılarak
pek daha leziz bir iş ortaya çıkabilirmiş… Ama bunun dışında, kelle avcısının adaleti üzerinden girdiğimiz ahlâk felsefesi,
ırkçılık eleştirisinde şiddetin turnasol
kağıdı vazifesinde kullanılması ve bence yine en önemlisi - ardında unutulmaz bir klu kluks klan
sohbeti de bırakan - sivri mizahıyla
"Zincirsiz" hem önemli hem çok eğlenceli bir film. Kaçırmayın!