Yedi mevsimin doyasıya yaşandığı Kahramanmaraş ne yazık ki yeraltı ve yerüstü zenginliklerini bir türlü katma değere dönüştürememiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra 'Halka hizmet ederken kullansınlar' diye tahsis edilen koltuklara atananlar ve seçilenler o koltuklara oturmak yerine koltukları başlarının üstünde gezdirdikleri için bu şehrin kırmızıbiberi kadar acı bir gerçek olmuştur bu şehri hak ettiği yere taşıyamamış olmaları. Şimdi geriye dönük hataları ve eksiklikleri bir kenara bırakıp, hiç olmazsa Büyükşehir yapılmamızı fırsata dönüştürmeliyiz. Kahramanmaraş merkeze bu saatten sonra ne yazık ki yapılacak pek bir şey yok. Vatandaşın hayatını idame ettirirken en çok ihtiyaç duyduğu hastaneyi şehrin bir köşesine, belediyesini şehrin göbeğine, adliyesini öteki ucuna yerleştirme hatalarını yapmaya devam etme gibi yanlışı da sürdürmeye devam ediyoruz. Öyleyse yapmamız gereken yeni kurulan ilçelerimizi aceleye getirmeden oluşturup gelişmeye, yerleşmeye, ticarete, turizme uygun olarak gelişimini sağlamalıyız. Bunun için de tek yapmamız gereken yeni kurulan ilçelerimiz için bulduğumuz binayı satın alarak-kiralayarak kamu binaları yapmak yerine kilometrelerce dışarıda da olsa ilçe kampusu oluşturmalıyız. Büyük bir arazinin bir köşesine Kaymakamlık ve yanına diğer tüm kamu binalarını yaparak ticari alanları, otoparkları, dinlenme alanları, miting alanları ile bir ilçe kampusu oluşturmalıyız. Tabii bu kamu binalarını yaparken de o binaların, kendi enerjisini kendisi sağlayan, yeterli otoparkı bulunan, geri dönüşüme uygun altyapıya sahip olan, atıklarını çevreye zarar vermeden kaynağında ayrıştırabilen yapılar olarak projelendirip yapmamız gerek. Bunun için de bu şehirde yaşayanlara, iktidarı, muhalefeti, STK'sı, basın kuruluşları olarak herkese büyük görev düşüyor. Haziran ayında atanacak olan ve tecrübeleri valiyle eş değer olan ilçe kurucu kaymakamlara bu kampusların altyapısını oluşturmaları için gereken her türlü desteği vermemiz gerek. Eminim ki işte o ilçe kampuslarını oluşturduğumuz zaman büyükşehrin büyüklüğünün farkında oluruz. İşte o zaman büyükşehir küçük kafa olmadığımızı ispatlarız. İşte o zaman yıllardır
'Bir daha seçilemem' ya da
'Aman koltuğumdan olmayayım' ya da
'Bana ne canım, nasıl geldiyse öyle gitsin' düşünce ve hareketleriyle gelişimimize engel olan bu seti ortadan kaldırırız. İyi hafta sonları…