Dünya Çerkesleri Dayanışma Komitesi'nin müthiş operasyonuyla Suriye'deki savaş ortamından çıkarılarak Türkiye'ye getirilen 66'sı çocuk 178 Çerkes, Türkiye'deki ilk günlerinde özgürlüğün mutluluğunu SABAH Güney ile paylaştılar. Komite, Suriye'de Şam ve Humus ile İsrail sınırındaki Golan bölgesinde Biracam, Barika ve Kisva'da bulunan Çerkesler'i Türkiye'ye getirmek için göz doktoru Nusret Baş'ın başkanlığında kuruldu.
UÇAK KİRALANDI
Komite önce 200 aileyi Türkiye'ye getirerek akrabalarının ya da imkanı olan Çerkesler'in yanına yerleştirdi. Bazı Çerkesler, ikinci evlerini bu ailelere tahsis etti. İhtiyaçları için destek verdi. Suriye'de kalan başka Çerkesler için komite yönetim kurulu üyesi emekli öğretmen Kenan Kaplan Lübnan'ın başkenti Beyrut'a gönderildi. Burada üç misafir ev kuruldu. Suriye'de mahsur kalanlarla, Arapça, Türkçe ve Çerkesçe yayın yapan internet siteleri ve sosyal medya üzerinden ve tek tek telefonla aranarak irtibata geçildi. Türkiye'ye gelmek isteyenlerin listesi belirlendi. Geceli gündüzlü çalışan ekipler, 178 Çerkes'i belirledi. Özel bir uçak kiralandı. Süreçte Türk Dışişleri'ne ve AFAD'a da bilgi verildi.
BEYRUT'A GEÇTİLER
Suriye'den getirilecek Çerkesler'in ilk etapta Gaziantep'teki bir kampta bir süre misafir edilebilecekleri güvencesi alındı. Tüm işlemler tamamlandıktan sonra ailelere 27 Mart sabahı "Beyrut'a gelin" dendi. Aralarında Karaçay Türkleri'nin de bulunduğu Çerkesler aileleri ve yanlarına alabildikleri eşyaları ile defalarca kontrol noktasından geçerek Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'na geldi.
Ne hissediyorlar
Karaçay Türkleri'nden İsmet Ceraşu, 75 yaşına rağmen eşini, 4 çocuğunu ve torunlarını alarak Türkiye'ye geldi. Evlerinin bombalandığını belirten Ceraşu "60 yıllık evimi yurdumu bırakıp geliyorum. İki zordan birini seçecektik. Ya ölecektik ya gelecektik" dedi.
Varoka Ailesi: Biracem'de bulunan evimiz bombalandı. 11 gün sığınakta kaldık. Oğlumuz Beslan sığınakta 75 kişinin içersinde dünyaya geldi. Yaşlı kadınlar doğuma yardımcı oldu. Bir gün sonrasında ise sürünerek sisten faydalanarak kaçtık. Müteahhitlik yapıyordum. 3 çocuğumla Türkiye'de yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz.
Ayob Doghouz: Şam Üniveristesi'nde "İngiliz Dili ve Edebiyatı"nda yüksek lisans yapıyordum. Ailem Kisva'da kaldı. Askere gidecek, evlenecek ve hayata başlayacaktım. Kimsenin tarafını tutmuyordum. Şu anda rejime karşıyım. Burada yeni bir hayata başlayacağım.
Akram Haron ve eşi Semaza Yakoop: 10 yıl ABD'de 4 yıl da Rusya'da kaldım. Tıbbi ürünler satıyordum. Beyrut'ta gelen insanlara yardım ettim. Ancak param bitti. İki kız ve erkek çocuğumla Türkiye'ye geldim. Erdoğan'ı seviyorum. İyi şeyler yapıyor.
Enes İhsak ve eşi Rowıda Osman: 2 aylık çocuğumuz Yezen'le birlikte İnetra'dan geldik. Evimize bomba düştü. Türkiye'de yeni bir hayata başlayacağız.
Kenan Kaplan: Türkiye'de Çerkes toplumu olarak değerli olduğumuzu anladık. Biz Osmanlı'nın mirasıyız. Türkiye'nin mirasına sahip çıktığını görmek mutlu ediyor.
Nizip'e yerleştiler
Havalimanındaki hareketlilik Lübnan güvenlik kuvvetlerinin dikkatini çekti. Lübnan Gizli Servisi, Çerkesler'in Türkiye'deki kamplara götürülüp götürülmediğini sordu. Gizli Servis'e "Hayır onlar Türkiye'deki akrabalarının yanına gidiyor" dendi. 66'sı çocuk 178 Çerkes, Türkiye'den gelen kiralık uçağa bindiğinde herkes derin bir nefes aldı. Uçak, 1 saatlik yolculuğun ardından Gaziantep Havalimanı'na indi. Çerkesler, Nizip'teki kampa yerleştirildi.