Adana'dan bir elektronik posta aldım. Okurum, meslektaşım emekli gazeteci Abdulkadir Kaçar korna terörünü yazmış. Diyor ki; Korkutma, yıldırma anlamına gelen; terör illa askere, polise, devletin güvenlik güçlerine karşı yapılmaz. Her türlü kötü eyleme terör denilebilir… Örneğin, öğretmeninin öğrencilere, eşlerin birbirlerine kötü davranması, müdürün çalışanlarına kötü davranması, kardeşler arasındaki baskı, korkutma yıldırma vb. Bu günlerde benim üzerinde durmak istediğim, kent merkezindeki terör… Yani korna terörü… Hele bazı yolların araç trafiğine kapanması nedeniyle korna terörü arttıkça arttı. Sürekli olarak hayatın içindeyim; genellikle kırmızı belediye otobüsleriyle seyahat ediyorum. Özel halk otobüsleri, dolmuşlar zaten bu otobüslerin duraklara yanaşmaması için resmen duraklarda tren gibi sıraya giriyor. Kasıtlı olarak dakikalarca bekliyorlar. Maalesef belediye otobüsleri duraklara yolcu almak için yanaşamıyor. Bizler vatandaş olarak buna alıştık. Ama havaların ısınmasıyla birlikte bu türlü eylemlerde artış olmasının yanı sıra özel halk otobüsleri ile minibüsler bir de korna terörü başlattı. Sürücüler önünde başka araç olsun ya da olmasın, başka insan olsun ya da olmasın inanılmaz biçimde kornaya basıyorlar. Zaten bu özel toplu taşıma araçları kentteki, kaldırımlardaki, sokaklardaki insanları, hatta taşıdıkları yolucuları bile yok sayıyorlar; hele hele de yayaları ezmek için her türlü hünerlerini sergiliyorlar. Saygı kelimesini bu özel toplu taşıma araçlarının bildiğine inanmıyorum, bilmediklerini çok iyi biliyorum. Yine bu özel toplu taşıma araçlarının şoförleri alabildiğince çevreye ve insanlara rahatsızlık veriyorlar yarattıkları korna terörüyle. Araçların şoförleri, sokaklar, caddeler sadece kendilerininmiş, diğer araçlar ve insanlar sanki yokmuş, hatta fazladanmışçasına, insanların tüm haklarını yok sayarak, haklarını gasp ederek korna terörü estiriyorlar. Adana'daki korna terörünün başka kentlerle kıyaslanamayacak kadar büyük ve sınırsız olduğunu, yayaların haklarının gasp edilmesi bir yana, onların psikolojilerini sonuna kadar bozdukları başka bir kent olduğunu sanmıyorum… Sayın valimiz tebdili kıyafetle lütfen kent merkezinde 10-15 dakika yaya olarak bulunsun. Ne demek istediğimi anlayacak ve bu konuda görevlilere gerekli talimatları verecektir diye düşünüyorum." Umarım sonuç alırız.