Diyarbakır Memorial Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Bölümü'nden Uz. Dr. Özgür Ozan Şeşeoğulları, Serviks yani halk arasında bilinen adıyla rahim ağzı kanserinin, dünyada ve Türkiye'de kadınlarda en sık görülen 7'nci kanser türü olduğunu söyledi. Dr. Şeşeoğulları, "Rahim ağzı kanseri düzenli tetkikler ve tarama programları ile kontrol altına alınabilen, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Günümüzde serviks kanserinin taranmasında kullanılan en yaygın yöntem, PAP smear tarama testidir. Aktif cinsel yaşamı olan her kadının yılda bir kez düzenli olarak yaptırması gereken smear testi ile rahim ağzında henüz kanseri dönüşmemiş ancak kanserin ön lesyonları olan anormal yapılar tespit edilerek, hasta tam olarak sağlığına kavuşturulmaktadır" dedi.
BULGU VERMEYEBİLİR
Rahim ağzı kanserinin oluşum nedeni tam olarak bilinememekle birlikte bazı faktörlerin kansere yakalanma riskini artırdığını belirten Dr. Şeşeoğulları, "Bunlar, risk faktörleri olarak adlandırılır. Serviks kanserinin gelişimimdeki en önemli risk faktörü HPV'dir. 100'den fazla tipi olan bu virüsün bazı tiplerinin kanser gelişiminde rol oynadığı tespit edilmiştir. HPV cinsel yolla bulaşır. Genital siğillere yol açtığı gibi hiçbir bulgu da vermeyebilir. Ayrıca sigara kullanımı da tüm kanserlerde olduğu gibi rahim ağzı kanseri için risk faktörleri arasında sayılabilir" dedi.
9-26 yaş arası koruyucu
Rahim ağzı kanserine neden olabilecek çok sayıda HPV virüs türünün bulunduğunu ifade eden Dr. Şeşeoğulları, "Aşılar, bu virüslerin hepsine karşı koruyucu değildir. Ancak hastalığa en sık neden olan HPV tiplerine karşı koruma özelliğinin bulunduğu bilinmektedir. Aşının koruyucu özelliğinden yararlanabilmek için 9-26 yaş arası kadınlara uygulanması önerilmektedir." 'Rahim ağzı tanısı konulmuş hastaların önemli bir bölümünde öncelikli olarak cerrahi tedavi ve ardından da radyasyon tedavisi gerekecektir' diye konuştu.