Geçen sezon Süper Lig kapısından dönen Adanaspor yeni sezona Ekrem Al hocanın göreve gelmesi ile başladı.
Ekrem Al'ın daha önce Adanasporda, çalışmış olması, hocanın gençlere önem vereceği, yeni transferlerin yapılmayacağı dedikoduları daha hazırlık döneminde başlamıştı. Başkan Bayram Akgül'ün hedef küçülttüğü, takımı satacağı gibi söylentiler içerisinde PTT 1. Lig başladı. Ligin ilk maçında Orduspor'a 4-0 gibi açık bir farkla yenilince Adanaspor u eleştirmenin dayanılmaz cazibesine kapılanlar, haklı olduklarını bu takımın küme düşeceğini yazmaya ve çizmeye başladı.
Bu baskı ortamında yöremizi ve takımı tanıyan Ercan Albay göreve getirildi. Karşıyaka Tavşanlı ve Kahramanmaraş maçlarında takımda bir kıpırdanma, kısmen de olsa bir hareketlilik gözlendi.
Ancak pazar günü oynanan Fethiyespor maçı Adanaspor açısından toparlanmış bir takım imajı vermedi.
En alt sıralarda bulunan ligin yeni takımı Fethiyespor daha mücadeleci, daha agresif bir futbol ortaya koyarken, Adanaspor'da kondüsyon yetersizliği kendini gösterdi.
Koordine olamayan, maçı 90 dakikaya taşıyamayan bir ekip görüntüsü verdi.
Tüm taşra takımları kurumsal desteklerle ayakta durmaktadır.
Adanaspor bir şirket olarak bu günlere kadar geldi. Son 3-4 sezondur devamlı başa oynayan, Süper Lig kapısından kıl payı dönen bir takım oldu. Kurumsal destek almadan ekonomik olarak şampiyonluk kovalamak gerçekten kolay değil.
Bir kişiyi veya takımı eleştirmek en kolay yol olsa gerek. Oysa teşvik etmek, destek olmak kulüplere başarı getireceği gibi yöremizi de sporda bir üst lige taşıyacaktır.
Bir kişi veya kulübü eleştirirken olaylara bu şekilde bakmak, sonuçta kaybedenin yöremiz sporu ve gençliği olduğunu bilmek ve biraz insaflı olmak gerekir. Bu duygular içerisinde Adanaspor'un toparlanacağına ve yine ligde başa oynayan bir takım olacağına inancımızın tam olduğunu belirtmek isterim.
