Bayramlara dair söylenebilecek en güzel şey "gülümseme" olsa gerek. Bayramlarda kendimize ve sevdiklerimize verdiğimiz en güzel hediyedir küçük bir gülümseme. Kendisi küçük, etkisi büyük, yürek ısı- tan bir gülümseme. Kah bir çocuğa verdiğiniz şeker ile yarattığınız sıcak bir an, kah çocuğunuz elinizi öptüğünde hissettiğiniz gurur… Anlıktır yaşanan sıcaklık ama tüm gününüzü ısıtır. Siz siz olun bayramlarda anın tadını çıkarmayı ihmal etmeyin. Bu bayram 9 güne yayıldığından belki de en çok gülümseyenler turizmciler olacaktır. Tam sezon biterken böyle bir tatil turizm sektörüne canlılık kattı.
Turizm sektörü denince akla sadece oteller gelmez. Sebze meyve yetiştiricisinden otobüs işletmecisine, nakliyecisine kadar onlarca alt sektör, yüzlerce çalışan yararlanacak. O nedenle artık
"Bayramlar eskisi gibi değil, tatil olarak değerlendiriliyor" edebiyatını bir yana bırakmalıyız. Bardağın dolu tarafına bakmalıyız. Ananelerimiz yok oluyor diye hayıflanmayalım, geleneklerimizi yaşatmak bizim elimizde. Mesela sevdiklerinize SMS ya da e-mail yerine eskiden olduğu gibi kart atın, bayramlarını kutlamak için. Hani üzerinde Ramazan Bayramı'nda şeker, Kurban Bayramı'nda koç resmi olan kartpostallardan. "Bayramınızı en içten dileklerimler kutlar, sağlık, huzur ve mutluluk dilerim" yazıp, pul yapıştırıp postaneye götürdüğümüz, hatırladınız mı? Zamane çocukları postanenin yolunu dahi bilmez iken yani hayat bu kadar hızlı değişir ve gelişirken, her şeyi bu kadar çabuk tüketirken bayram mı tatil mi muhasebesini yapmayı bir kenara bırakalım.
Hatta hatta;
* Bırakın deli mi ne desinler biz tanımadıklarımıza da tebessüm edelim.
* Korna çalmayalım.
* Yayalara geçiş üstünlüğü verelim.
* Eski dostların, eski komşuların kısa bir telefonla bayramını kutlayalım.. Bayramınız kutlu olsun, gülümsemeyi ve gülümsetmeyi unutmayalım.
*
Çocuklarımıza
hayat boyu yol gösterecek kaynak, onlara hiçbir şeyin bozamayacağı güzel adetler kazandırmaktır… Syd Smith
