25
yıldır Kadınlar Basketbol Ligi'nde yöremizi ve ülkemizi temsil eden Adana Botaş kadın basketbol takımının EUROCUP eleme maçlarını izledim. Yöremize 2000-2001 sezonunda Avrupa Kupası finalistliği heyecanını yaşatan ve 2001- 2002 sezonunda Türkiye Kupası ve Türkiye Ligi Şampiyonu olan Adana Botaş takımına ilgisizliğe üzüldüm. Kadın basketbolunda bir ekol yaratan ve 2000'li yıllarda kapalı spor salonunu hıncahınç dolduran, basketbol bilgisi olan seyirciye ihtiyacımız var. Basketbol futbol gibi değildir. Basketbol kurallarını bilmedikçe basketboldan zevk almak zorlaşır. Kuralları ne kadar öğrenirsek oynanan mücadeleden o kadar zevk alırız. Bugün Avrupa'nın önde gelen liglerinde basketbol seyircisi her an maçın içerisindedir. Kuralları yakından bilen seyirci takımlarına ciddi anlamda destek vermiş olur. Hakemin kaçıracağı hiçbir hareket olamaz. Örneğin en basit bir hatalı yürümeye gösterilen tepki hakemi baskı altına alır. Basketbol seyircisi, yarattığı atmosfer ve baskı ile maçı kendi takımının lehine çevirebilir. Pozisyonlar bilindiğinde basketbol kuralları dışında yapılan hareketler seyircinin dikkatinden kaçmaz. Gösterilen tepki büyük bir avantaj sağlayabilir. Özetle futbol futboldur, basketbol basketboldur. Basketbol seyri ile futbol seyrini karıştırmamak gerekir. Futbol daha durağan bir spordur. Dolayısı ile kurallar çok farklıdır. Basketbolda saniyelik hareketleri kaçırmamak gerekir. Bu saniyelik hareketlerde gösterilen tepki veya destek, maçı aldırabilir. Dynamo Kursk maçını üç sayı ile kaybettik. Bilinçli bir basketbol seyircisinin baskısı bu maçı kazandırabilirdi. Bölgemizde genç kızların spor yapmasına önemli bir katkısı olan Adana Botaş'ın, bilinçli seyirci desteğinin artması ile yine Avrupa'da final oynayacağı ve yöremiz kültürüne katkı koyacağı kanaatindeyiz.