Mersin
Üniversitesi (MEÜ) Öğretim üyesi ve Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi Araştırmacı Sosyologu Emel Yiğitceoğlu, kadına uygulanan şiddetin önüne geçilemediğini ve her geçen gün arttığını belirterek, "Kadına yönelik şiddet ve kadınların problemlerinin çözülemeyişindeki en önemli boyut, sorunların işlevsel olarak ele alınamayışı. Yani kadınların, kadın sorunlarına çözüm getirebilecek politik zeminde yer alamıyor oluşları" dedi. Yiğitceoğlu, hala günde ortalama 5 kadının öldürüldüğünü, bugün okuma yazma bilmeyen nüfusun yüzde 82'sini kadınların oluşturduğunu, buna karşın meclisteki kadın milletvekili oranın ise yüzde 14'te kaldığını söyledi. Belediye başkanı oranının yüzde 8, rektör oranın ise yüzde 6'da kaldığını anlatan Yiğitceoğlu, "Plan Bütçe ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri komisyonları, barolar, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay, HSKY, YÖK başkanlığı gibi karar mekanizmalarında ise kadın oranı sıfır. Konuya yasal boyuttan başlamak üzere zihinsel dönüşüm boyutunda da çözüm getirilemiyor" diye konuştu.
KADININ KAÇINILMAZ GÖREVLERİ
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini meşrulaştıran toplumsal yapının kadınlığı ve anneliği kutsal birer zanaat olarak yücelttiğini anlatan Emel Yiğitceoğlu, "Toplumsal işbölümü içerisinde ev işi kadınların kaçınılmaz ve zorunlu görülen bir iş biçimi olarak algılanmaktadır. Her ne kadar kadınlar çalışma yaşamına katılmış olsa da ev işlerinin yerine getirilmesi hala sadece kadının hayatının bir parçası olarak görülmekte ve kadını özellikle siyaset gibi mücadele, zaman ve para gerektiren karar mekanizmalarında yer alma konusunda çekingen kılmaktadır" diye konuştu.