Kimi zaman gerçeklerle yüzleşmek acı verir. Ve kimi zaman bu acı sizi düşünmeye ve çözüm üretmeye yöneltir. Ve yine kimi zaman acı ile yüzleşmek yok olmanıza sebep olur. Hafta içinde dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan CAS'ın Gaziantep'te düzenlediği bir tanıtım toplantısına davetliydim. Aynı zamanda da Gaziantep temsilciliğini üstlenen Cemal Nacaroğlu ve Metanet şirketinin de finansmanını yapıyordu.
Bu toplantıdaki konuşmamda bazı acı gerçeklerimizi dile getirince gazetelerin manşetlerinde yer aldım. Ne idi o gerçek?
Aslında hepimizin bildiği ama sanki artık onunla yaşamayı kanıksamışçasına dile getirmekten çekindiğimiz ya da usandığımız CARİ AÇIK gerçeği. Şöyle dedim toplantıda: "Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olan ülkemizde
cari açık kronik hastalığa dönüştü, ülke ekonomisinin en önemli sorunu kanser hastalığı gibi yakamızı bırakmayan cari açığın üstesinden bir türlü gelemememiz ve dolayısıyla da sırtımızı sıcak paraya dayamamız."
Ya sıcak parayla günü idame edeceğiz ya da bunun tek çözüm yolu var, gerek miktar anlamında, gerek döviz anlamında üretimi arttıracağız. Almanya 1 kilogram ihracat karşılığında 6 dolar, Japonya 1 kilogram ihracat karşılığında 5 dolar ciro elde ediyor. Türkiye ise 1,6 dolar… Bu ülkeleri örnek alacağız, bu ülkelerin var olan başarı hikayelerini inceleyeceğiz. Çünkü ülke olarak daha çok çalışmayı daha çok üretmeyi başarmak zorundayız. Acı ile yüzleşmek zorundayız. Acıyı alt etmek için de vizyon üretmek zorundayız. Teknoloji üretmek zorundayız, yenilik üretmek zorundayız, tasarım üretmek zorundayız ve sonuçta Türkiye olarak katma değer yaratmak zorundayız.
Ve elbette ki buna KOBİ'lerden başlamak zorundayız. KOBİ'ler bu ülkenin geleceği, tüm dünyada olduğu gibi ekonominin bel kemiği.
Hele ki bizde 50 ile 249 arası işçi çalıştıran 19 bin KOBİ varken bunların üzerine durup ve bunları fişekleyip koşturduğumuz takdirde Türkiye'nin lokomotifi olan artı 250 çalışana sahip 3700 büyük işletmemizle inanın Türkiye'yi uçururuz. Lütfen, enerjimizin önemli bölümünü bu 19 bin KOBİ'ye yönlendirelim.
Ve lütfen acının ve kavgaların bel kemiğimizi kırmasına izin vermeyelim. Herkese mutlu huzurlu hafta sonu dileklerimle…
*
Gideceğin yoldan eminsen engeller dinlenme noktan olmaktan öteye gidemez.
Paul Coelho